‘’KUSURU ÖRTMEYİ KENDİNE MARİFET EDİNİRSEN İŞTE O ZAMAN KUSURSUZ OLURSUN’’ Ben sizin kusurlarınızı tam 8 yıl örttüm. Yaptığınıza sahtekarlık, hata, makam ve mevkiinizi kullanma adına her ne derseniz deyin çevrenizdeki insanlara, sanayicilere hep zarar verdiniz. Bende hep sustum sizi rencide etmedim. Dün gördüm ki susunca sıra bana gelmiş.
Siz hep kul hakkından bahsedersiniz. Oysa benim tanıdığım en büyük kul hakkını yiyen sizsiniz. Dün konuşmanızda bende metal yorgunluğu olduğunu söylediniz ya. Oysa işin gerçeği o değil. Demogoji yapıp algı yaratmaya kalktın. Bir defa çalışanlar Patronun haberi olmadan bir şey yapamaz. Sen yanında çalışanların ve firmana yıllardır hizmet edenlerin hakkını yedin. Tazminatlarını vermedin. Maaşlarını vermedin. Son dönemlerinde baskı uygulayarak onları uzaklaştırdın. Çalışanlarına mobing uyguladın. Bana da aynısını yaptın. Kısaca Kul hakkı yedin. Ama Allah yaptıklarını yanına bırakmayacak. Bazılarının cezasını bu dünyada bazılarını ise ahirette ödeyeceksin.
Aslında sana en büyük iyiliği ben yaptım. Ama anladım ki sana iyilik yapmak hata imiş. Bilmem hatırlar mısın bana en son karşılıklı konuşmamızda benim kaybedecek bir şeyim yok demiştin. Bende sana para pul tekrar kazanılabilir ama yeter ki itibarını kaybetme demiştim. Gördük ki itibarını da kaybediyorsun.
Genel Kurulda Konuşmandan sonra oturduğun koltuğun arkasında oturuyordum beni fark etmediniz ve yanında yandaş gözüken seni hiç sevmeyen biri ile konuşmana şahit oldum. Hayretler içinde kaldım ikiniz adına da. Oysa ben size iyilikten başka bir şey yapmadım.
Siz bindiğiniz dalı kestiniz. Divan Başkanlığına aday olduğunuzda sana bir kişi el kaldırdı gördün mü? Benim gitmemi isteyen Şahıs önce senin canına okuyacak. Seninle ilgili bilgi ve belgeleri uzun süredir benden istiyor bende vermiyorum. Bakanlığa kimi şikayet etti de buraya müfettişler geldi. Başta seni ve yönetimini şikayet etti. Gelen müfettişlerden seni yine ben kurtardım.
Beni sana şikâyet eden muhterem den sonra çalışanları tek tek dinlemiştin. Aldığın cevaplar karşısında şok oldun ve bana sen sütten çıkmış ak kaşık gibisin hakkını helal et demiştin. Ama senin dünyan hep menfaat üzerine kurulu olduğundan yargı değerlerinde hep bunun üzerine.
Kurumun paralarını bankalar nezdinde kendi menfaatine nasıl peşkeş çektin? Sanayicilerin milyonlarını Spor kulüplerine, Belediyelere kendi menfaatin uğruna nasıl peşkeş çektin? Başkan Yardımcısını ayartıp sanayicilerin trilyonlarını heba eden sözleşmelere imzaları nasıl attın.?
Allah reva görmedi ve Kendi şirketin batağa saplanınca paravan şirket kurdun. Bu şirket üzerinden Hacizli binanı kiraya verdin ve kiracıya su, elektrik, doğalgaz sattın. Kira bedelini peşin aldın. Bu esnada başında olduğun kuruma trilyona yakın borcun vardı. Üstelik Kiraya verdiğin binanın bir kısmı da kaçak. Kestiğin faturalar yasal değil. Ayrıca faturasını kestiğin kurumun çalışma ruhsatı yok. Yani suç üstüne suç.
Bakın bende sizin imzanızı taşıyan bir sözleşme var. Benim 20 yıllık emekli ikramiyemi aldın. Beni kredi borcuna soktun. Çevrende bulunan birçok kişiye zarar verdin. Çalışanlar ve zarar verdiğin kişiler sana dava açacaktı ben engelledim.
Bu Dünya da ve öbür dünyada iki elim yakanda olacak. Senin çok yakınında olan birisi bana ben onun yerinde olsam Ülkeyi terk ederim demişti. Doğru söylemiş. Size göre çalışanlar köle. Ya da kullan at. Buralara kimlerin sayesinde geldiğinizi çok çabuk unuttunuz.
İçine düştüğün son durumda yine vicdanım el vermedi kardeşlerinle olan kavgada ara buluculuk yapmak istedim fakat senin en yakının bana sen onu tanımıyorsun tanıdığını zannediyorsun sonra üzülürsün araya girme dedi. Çok doğru söylemiş. Niye bana kin duyuyorsun çünkü senin birçok açığını biliyorum ve elimde belgeler var. Beni infaz edersen kurtulacaksın değil mi? Aslında tam tersi olacak.
Hani bana ikide birde sen çalışansın biz sanayiciyiz diyorsun ya. Sen aslında Sanayici falan değilsin. Çevreni ve insanları hep kullanarak bir yere gelmişin. AH ALDIN SEN AH. BENİM AHIMIDA ALDIN. ÇALIŞANLARININDA ALDIN. ÇEVRENDE OLUP SANA GÜVENİP PARA VEREN GERİ ALAMAYANLARINDA ALDIN.
Geçmişte bana sizin hukuksuz uygulamalarınıza karşı çıktığım için istifa et dedin. Edip gittim sonra yine çağırdınız. Baktın ki pabuç pahalı. Benden defalarca helallik istedin. Ama sürekli hata yapmaya devam ettin. Helallik kalben olur sözle değil.