Bir DEVLETİ çökerten birçok sebep vardır ama en önemlisi makam ve mevkilere bilgisiz, donanımı olmayan, hak etmeyen insanların getirilmesidir. Bizim toplumumuzda bu adeta bir bulaşıcı hastalık halini aldı ve tedavi edilemiyor maalesef.
Herkes Kuran’a göre yaşadığını iddia ediyor ama Kuran’da Kabe’de inen tek ayeti görmüyor, çoğu Kabe’nin içinde inen ayetten bile haberdar değil.
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel bir öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.”
Allah’ın peygamberine bile hem de Kabe’nin içerisinde, Kabe’nin anahtarı ile ilgili bir hatırlatma yapıp, ayet göndermesi söz konusu iken bugün devleti yönetenlerin makam ve mevki verirken işi bilene vermeyip, eş, dost ve akrabaya vermesi nasıl anlatılır?
Bugün Bürokrasiye ve diğer makam ve mevkilere baktığımızda tamamen siyasete alet olmuş kişileri görürsünüz. Ayrıca bugün normal vatandaşın rüşvetsiz nerede ise iş yaptırması imkânsız hale gelmiştir. Özal benim memurum işini bilir dedi. Erdoğan Fakir çalmasını iyi beceremediği için fakirdir diyor. Bizim zihniyetimiz Taciz, Tecavüz, Hırsızlık, Arsızlık dalgası ile hesaplaşmayı Red eden zihniyetiz biz diyor. Millet yine alkışlıyor. Çalıyor ama çalışıyor diyor. Milletimin kimyası bozuldu.
Bugün Erdoğan konuşmasına seccade ile başladı. Ne oluyor dedim. Meğer Kılıçdaroğlunu oyuna getirip seccade üzerinde ayakkabıları ile resmini çekmişler. Erdoğan camiye ayakkabı ile girip saf tuttu daha önce ses yok. Camide siyaset yaptı ses yok. Diyanet İşleri Başkanı verdiği fetvalarla milleti dinden imandan çıkarttı ses yok. Yoksulluk, fuhuş hiç olmadığı kadar bu dönemde arttı ses yok. Say say bitmez bunları.