Sevgili okurlarım her seçim öncesi siyasilerin söylemleri ile oluşturulan medya algısı neticesinde toplumda büyük umutlar oluşmaktadır. Neticede fakir toplum olduğumuz için hep bir beklenti içerisindeyiz. Durumumuzu güzel bir atasözü ile daha da belirgin hale getirmek gerekirse; umut fakirin ekmeği…
Seçim sonrasında yaşanan gelişmeler ise yerini umuttan daha çok hayal kırıklığına bırakmaktadır. Seçim döneminde çizilen o güzel tablolar seçimden sonra artık yerini gerçek manzaralara bırakır. İşte her seçim olduğu gibi bu seçimde büyük hayal kırıklığı yaşamamak adına sizlerin dikkatini seçimden önce çekmek istiyorum.
Kim seçilirse seçilsin ekonomik durumumuzun değişebileceğini düşünmüyorum hatta daha da kötüye gidebileceğini düşünüyorum. Seçilenler hariç tabi…
Yani bizler yine benzine, doğalgaza gelen zamları konuşacağız…
Sayaç okuma bedeli ve çeşitli vergilerle şişirilmiş o elektrik faturalarını ödemeye çalışacağız…
Asgari ücret ile alabildiğimiz simit sayısını hesaplayıp, bunda ne kadar zamanda ne kadar azalma olduğuna bakacağız…
Duymaya başladığımız o iflas eden kurumlara her geçen gün yenilerinin eklendiğini göreceğiz.
Fakirin karnını doyurmak için fazlaca yediği ekmeğin ya gramının düştüğünü ya da fiyatının arttığını duyacağız…
Ekonomik bunalım yüzünden canına kıymak isteyen insanlarımızı vazgeçirmeye çalışacağız.
Her geçen gün Sakarya’da çöpleri karıştıran insan sayısının daha da arttığına şahitlik edeceğiz.
Işıklarda, cami avlularında ellerinde küçücük yavrularla dilenen insanlarımıza daha fazla rastlayacağız.
Esnafımızın çoğunun borçlarını ödeyemediği için dükkânını kapattığını göreceğiz.
Fındıkçıların borçlarından dolayı traktörlerini, bahçelerini sattığını işiteceğiz.
Çocuklarının karınlarınlarını doyurmak için akşam karanlığının çökmesini bekleyip halk pazarlarından geriye kalan artık ve yarı çürük sebze, meyveleri toplayanlarla karşılaşacağız.
Ve hızlı tren kazaları…
Ve yine aynı iç yangıları ile kaybolan umutlarımız…
Yanılmayı diliyorum…