Sevgili okurlar,
Yeşilin, mavinin, siyahın, sarının olduğu kadar, bütün renklerin cenneti Sakarya’dan, elbette güzellikler de yansıyor.
Biz gazeteciler hep olaylara, yapılanlara eleştirisel bakarız.
Yanlış da değil, bu bakış sorgulamak, netliği ortaya koymak, şaibeyi silmek için bir fırsattır.
Memlekette olup bitenlere kafa yormak, bunlarla ilgili çala-kalem bir iki şey yazmak, dillendirmek herkesin harcı değildir.
Bu işler bilgi birikimi, deneyim ve takip ister.
Bakınız, Ankara’da görev yapan hemşehrimiz Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın, bin bir habere konu olan açıklamaları var.
Zaman zaman Sakarya gazetelerine de konu olan haberlerin, diyeceksiniz ‘kıymeti -harbiyesi var mı?’
Olmaz mı kardeşim, olmaz mı?
Pancar ürününden tutun, mısır, fındık, soğan, patates, buğday, su, hava, toprak ve makinalı tarım girdileri ile piyasa birim fiyatlarına kadar, büyük bir yekûnu ortaya koyan bu açıklamalarını, keşke bir arkadaşımız çıkıp kitap yapabilse...

 

Hemen bu bağlamda, Sakarya’nın Kültür evladı Fahri Tuna aklıma düşüyor.
Selamlar olsun!
Sevgili Fahri Tuna’nın hizmetleri saymakla bitmez. O, dur-durak bilmiyor.
Kentten kente koşuyor da koşuyor.
Fahri Tuna, elbette farklı bir yazı konusu…
Tabii ki Sevgili Şemsi Bayraktar’ın anlatılacak, yazılacak o kadar çok hizmeti var ki…
Mütevazılık, bilgi, kültür, güler yüz, kadirşinaslık ve baba dostlarını asla unutmayan bir anlayış...
Merhum Baba Hüsamettin Bayraktar ve oğulları...
Sevgili Şinasi Bayraktar ve Ali Şener Bayraktar ile yakın dostluklarım...
Bugün konumuz bu değil, asıl varmak istediğim; yine Bayraktar ailesi gibi Akyazı’dan Hendek ilçesine göç eden ve orada çalışmaları ile zirveye yerleşen ve hala büyük bir çalışmanın içinde olan Sarı ailesi…
Akyazı Lisesi’nden öğrencim Adem Sarı kadar, kardeşleri Kadem Sarı Hoca ve İlyas Sarı ile bir muhabbetimiz var.


Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı, Bizim Sakarya Gazetesi’ne konuk oldu.
Birbirinden güzel açıklamalar ile Sakarya tarihine damga vurdu. Bu açıklamalar Bizim Sakarya Gazetesi’nde manşet oldu. Okuma fırsatını kaçıranlar, lütfen bu gazete manşetlerini bulup okusunlar.
Adem Sarı özellikle, “Siyasetten umut yok!” diyor, diyebiliyor. Cesur bir açıklama ve altında gerekçelerini sayıyor.
Sonra ikinci bombayı patlatıyor Sarı ve tarımda büyük hedefleri vuran açıklamalarını sıralıyor.
Sakarya Nehri’nin iki yanının tarım ile sınırlandırılmasını istiyor ve kendi hayallerini açıklıyor.
Kelebeklerin uçuştuğu, arıların vızıldadığı bir tarım cenneti tasarlıyor sanki…
Yıllar önce, daha lise yıllarında yazdığım bir dörtlüğü hatırlattı Adem Sarı dostum...

 

“Bir yanda Akyazı’n,
Bir yanda Hendek’in,
Arılar vızıldar, ballı peteğin…
Gönüllerde senin ismin Sakarya’m!”

 

Elbette Sakarya bir cennet ama kıymet bilene, kafa yoranlara, sahip çıkanlara tabii...
Uzatmayalım, sevgili Adem Sarı’nın bir başka açıklaması da yine hedefi 12’den vuran cinsten…
Karasu Limanı ile ilgili olarak geleceği düşünerek liman önündeki alanların imara kapatılmasını öneriyor.
Evet, Karasu Limanı çevresindeki yapılaşmanın, gelecekteki sorunlarına işaret ediyor.
Gerçekten kritik uyarı!
Dikkate alırlar mı almazlar mı bilmem!
Zaten bu tür açıklamaları dikkate alsalar bu liman buraya mı yapılırdı?
Anlaşılan, bu liman meselesi çok konuşulacak gibi…
Yaz aylarında Karasu’da, denizin, kumun, güneşin varlığından istifade eden biri olarak bu Liman, gerçekten Karasu’da turizmin içine oturtulmuş bir çıban gibidir!
Limandan gelecekte çok büyük istifade edileceğini, şahsen düşünmüyorum.
Nedeni ise açık…
Sakarya Nehri’nin getirdiği kum seli, sürekli limanı dolduruyor. Limana giriş sorunlu... Limanın yarattığı çevre kirliliği ta Kocaali’ye kadar sırıtıyor.
Böyle açık kıyı şeritlerine liman yapmanın, elbette büyük güçlükleri var.
Ancak, mademki yaptık, o zaman gelecek için tedbirler alalım bari!
Burası sanayi limanı olmazsa bile, İstanbul’un dibinde bir marina olarak değerlendirilsin.
Veya farklı hizmetler düşünülsün.
Deniz kirlenmeye, kumsal kararmaya başladı bile!


***
 

Sevgili okurlar,
Büyük Ata’yı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 80. yılında, minnet ve şükranla anıyor, 35. yaşını idrak eden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tebrik ediyorum. Nice yıllara KKTC!
Bu bağlamda, Kıbrıs’ın yiğit evladı Rauf Denktaş’ı da özlemle, şükranla yâd-ediyoruz!
Unutmayın ki, milli kahramanlarını unutan toplumlar, hep kaybetmişlerdir.
Bizler de Sakarya’nın değerlerine sahip çıkalım!