Sevgili okurlar,
Maalesef ülkemizin üzerinden kara bulutlar, bir türlü dağılmak bilmiyor!
Bir acıyı doya, doya yaşayamadan, ikinci bir acı haber ile yıkılıyoruz..Dallarımız, kollarımız kırılıyor, yapraklarımız, çiçeklerimiz soluyor..
Önce Irak Gara’dan o acı haber geldi..
Operasyona katılan üç yiğit evladımız yanında, 6 Yıldır terör örgütü elinde rehin tutulan, 13 Vatandaşımızın kahpece şehit haberi ile sarsıldık!
Ne yazsan, ne söylesen, feryat etsen boştur şimdi!
Yemen Türküsü’nde olduğu gibi;
“ Burası Muş’tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor, acem ne iştir!”
Daha kaç evladımızı, kaç fidanımızı, kaç yiğidimizi, bu yolda feda edeceğiz bilen var mı?
Evet, ”vatan mevzu ise gerisi teferruattır da” peki, bu yanlışların, bu suiistimallerin, bu yolsuzlukların, bu beceriksizliklerin, bu nemelazımcılıkların faturası, hep belli bir adrese mi kesilecek?
Ülkemin dağlarındaki kara kışa, borana, soğuğa aldırmadan göreve gidenlerin günahı ne ki?
Yani bu işin tıynetinde de mi bu var?
Ölmek!
Ünlü merhum şairimiz Yahya Kemal Beyatlı;
“Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi,
Müşkil budur ki, ölmeden evvel ölür kişi” diye boşuna tarihe not düşmedi..
Bu şahadetler kadar, memleketteki hal ve gidişler de bizi yaralar, öldürür!
İnanırlığını, güvenini, ciddiyetini kaybetmişlerin eylem planları, ekonomik açıklamaları, hangi derde devam olacak ki?
Bir bilen varsa, açıklasın lütfen!
Sonra da çık bunca zaman sonra, bilmem kaç defa değiştirdiğin anayasanın, yenisi hakkında açıklamalarda bulun?
İnanan var mı ki?
Sanmam!
Maddelerine uymadığın, mahkeme kararlarını kulak arkası ettiğin, insanları mahpus damlarında süründürdüğün ve inat ettiğin, yasaların bile hükümsüzlüğünü paylaştığın durumları unuttuk öyle mi?
Bir Ahmet Muhip Dıranas şiirinde anlatıldığı gibi;
“Her an peşimizden koşan gölgemiz,
Özlenen limanlar, yanan yıldızlar.
Uzaktadır her şey; anneler, kızlar…
Uzaktadır her şey, hep… yalnız ölüm,
Her yerde, her an yakınımız, ölüm.”
Dünyanın bir başka ülkesinde bu kadar “ölüm” yaşansa, ne olur bir düşününüz!
Sabır Yarabbi, sabır!
***
Sevgili okurlar,
Bitlis Tatvan dağlarında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde bulunan yiğit evlatlarımızdan 11’ini daha şehit verdik!..
Acı haber sonrası dumanlı, karlı, yağışlı dağların başında, onlar için koşuşturuldu..
Yiğit evlatlarımız şehit olmuş, yaralı askerlerimiz hastanelere taşınıyor..
Bu ülkenin valisi bir şemsiye altında korunarak, olay yerine gidiyor..
İnanılır gibi değil?
Zahmet etmeyiniz beyefendi?
Lütfen zahmet etmeyiniz!
İşte devlet işi, gönül işidir, liyakat ister, ciddiyet, özveri ister!
Millet, 20 yıldır boşuna bağırmıyor?
Liyakat de, liyakat!?
Başına kar taneleri düşse ne olur usta?
Kar mısın ki, eriyesin?
Bu Millet orada canlarını kaybetmiş, zahmet etmeseydiniz bari?!
Ah ulan gösteriş, ah ulan desinler, ah ulan siyaset!?
Bu aldanmışların ülkesinde, bu durum bile bize zül gelir!
Ve aklıma Orhan Veli Kanık dizeleri düşer:
“Bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
-Akşamüstüne doğru, kış vakti –
Benim de sevdalar geçti başımdan.
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
Zamanla anlıyor insan dünyayı.”
Şu “siyaset hırsı, şu koltuk, menfaat hırsı içinde olanlara ve hep kendim” diyenlere ne demeli?
Allah ıslah etsin!
***
Sevgili okurlar,
Bitlis, Tatvan dağlarındaki acı kaza haberini gurbette öğrenmek daha da acı..
Vatandan uzakta olsak bile, özlemlerle, “tasada, kıvançta” birlikteliğimiz,”vatan, bayrak, millet” sevgimiz depreşir kalbimizin derin kuytu limanlarında..
Nefessiz kalır, “gözyaşlarımızı görmesinler” diye köşe bucak kaçışlarımız içinde, vatan evlatlarına ağıtlar yakmak, haykırmak gelir içinden..
Ama memleket hallerine bakınca içim daralır, üzülmüşlüğüm bir kat daha artar..
Bu durumu ise en iyi ünlü merhum şairimiz Orhan Veli Kanık özetler;
“Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.”
Bu memleket, bu vatan toprağı, bu bayrak, bu millet için canlarını bile feda etmekten çekinmeyenlere selamlar olsun!
“O kadar dolu ki toprağın şanla,
Bir değil, sanki bin vatan gibisin.
Yüce dağlarına çöken dumanla,
Göklerde yazılı destan gibisin.
Merhum şairimiz Halit Fahri Ozansoy’un dizeleri ile sizlere veda ederken, şehitlerimize Allah’tan gani, gani rahmetler diliyorum. Mekânlar cennet, Türk Milleti’nin başı sağ olsun!
Yüce Mevla’m, böyle büyük acılar göstermesin!