Sevgili okurlar,
Sizlere, ”Antalya yazılarım” ile bir bakıma,” yaşam kesitlerinden örnekler” sunuyorum..
Elbette,” memleketin, binbir sorunu var”, bilmezmiyim?
Ancak,”bu yaşam kesitlerinde, yine memleket sorunlarını görmek”, sizleri rahatsız etmez değil mi?
“Memleket sorunları” bu ya, insan nasıl kayıtsız kalır?
Merhum sanatçı Azer Bülbülü’ün,  o yürek sızlatan türküsü aklıma geldi!..
“Yanıyor, yanıyor bağrım yanıyor/
vurulmuş gibiyim aney, aney, canım yanıyor!”
“Memleket sorunlarını”
insan öğrenince, nasıl yürek yangınları başlamasın?
“Hukuksuksuzluklar, adaletsizlikler,  eşitsizlikler, liyakatsizlikler,  adam kayırmalar, talanda, vurgunda olmak ve bütün bunların üstüne siyasetsizlikler..”, nasıl, yürek yangınlarını başlatmasın?
Antalya’da düğündeyiz!..
Aile ve dost buluşmaları ile dayanışmaların en güzel örneklerinin sergilendiği, kültür geleneklerimizin yaşatıldığı  düğünlerimizde, farklı ülke gerçekleri de seslendirilir..

ANTALYA’DA BİR AKYAZILI?
Antalya’da, yeni bir yaşamı benimsemiş olan  Ulupınar Ailesi davetliyiz..
Uzaktakilerde, bu vesile ile Antalya’da..
Farklı sorunları olanlar ise, mazeret bildirip düğüne gelemiyorlar..
Belçika’dan ve Akyazı’dan dostum Ramazan Seçken, bizleri evine davet ediyor..
Düğünde, Akyazılıların buluşması, hasretlerin dinmesine neden oluyor..
Ramazan Seçken bu, Akyazı dilinde..
Eksiklikleri sıralıyor, önerileri var..
İşte,” kim, kime, dum, duma durumu Akyazı’da” sürüp gidiyor!..
Sadece Ramazan Seçken kardeşim değil, birçok Akyazılı dostum, hemşerim, kendi sayfalarında,” bu eksiklikleri, ihmalleri, yanlışları..”, cesurca dile getiriyorlar..
Uzatmayalım, kirada oturacak olan gelin ve damatın tüm  eksiklikleri aile tarafından gideriliyor..
Ne güzellik, ne örnek dayanışma bu!

VALLAHİ DAHA UCUZ!
Ve balayı için Yunanistan adaları seçiliyor..
Oteller diyarı Antalya’dan, Yunanistan adalarına ha?
Genç damat, “ Hocam vallahi daha ucuz” diyerek, bu durumu özetliyor..
Ülkede, “pahalılık”, bel büküyor!..
Gelinler, damatlar, başka ülke aramazlar mı?
Devasa otellerin önünden geçerek, sevgili Ramazan Seçken ve muhterem eşi Emsal Hanım’ı, evlerinde de ziyaret ediyoruz..
Hoş bir Akyazı günü oluşuyor, Antalya,  Lara’da..
Ah, o Akyazı günleri?..
Ya, Belçika Willebroek anıları?
Bir mendil içine, koyup sakladık!..
Kim ölmüş, kim hasta, kim, kim?
Yolluklar hazır,  haydi Sakarya bekliyor bizi!..
Antalya, Burdur, Kütahya, İnönü, Bozöyük  üzerinden Sakarya yolundayız..
Kaptan, iş insanı Yılmaz Çetin,  bizlere bir güzellik yapmış ya? 
Yol muhabetleri, harika olur..
Hele de siyaset kazanı?
Daldır kepçeyi, daldır, neler çıkar, neler?
Anlat, anlat, bitmez hikayeleri..
İyi ki, “askerlik anıları” geride kaldı!..
Ah ulan Burdur, soğuklarında az mı nöbet tuttuk, silah çattık..
Karşıda göl, “az mı marş, marş” yedik!..
Ya,” yat, kalk” emirleri..
Güzel, unutulmaz kışla yaşanmışlıkları..

YOLDA KALDIK!
Citroen marka Fransız otomobili ile yol alıyoruz..
Petrol, takviye zamanı geldi..
Bir ilave sıvı, daha almamız gerekli..
Tablodaki driketiflere göre, Keçiborlu Sanayi birimlerine uğruyoruz..
Otomobil kilitlendi..
Koca sanayi de, “aracı sıfırlayacak usta” bulamadık!?..
Temizlikten nasibini almamış, sanayi birimleri ülkemin?

Her yerde, aynı manzara!?
Afyon’dan acil olarak servis çağırdık..
Yolculuk bu ya, 3 Saat mola sonrası servis geldi ve motor sıfırlandı..
Yeni terim ile “güncellendi, ya da formatlandı..” hele şükür!
Bu bir başka lüks değil, zulüm!
Nereden, nereye?
Elin oğlu, işte böyle cep telefonlarını, çağrı cihazlarını patlatır!..
“Sen üretmezsen, kafa patlamazsan”, bu işlere, çok bekleriz, çok?!
Tekrar, yollardayız!..
Afyon’da mola ve tekrar yola koyuluyoruz..
Trafik kurallarına riayet eden de çok, uymayan da çok!..
Kazara yaşıyoruz ya, Allah korusun!
Bir ülkede,” günlük kaza sayısı” bile, ürkütmüylor insanları?..
Yallah şoför, bas kaza!..
Kaderimse çekerim!..
Orada havalar nasıl, şekerim?
Başka dileğimiz, ne olur ki?
Nihayet, bir kontrol noktasındayız..
Ehliyet ve alkol kontrolü bu..
“Üfle kardeşim, üfle!
Olmadı bir daha?..”


TUNA TAN TESİSLERİNDEYİZ!
Sakarya sınırlarındayız..
Tuna Tan tesislerinde mola vermezsek olmaz..
Sevgili Mutlu Yıldız kardeşim ve ekibine bir selam!..
Çay ve kabak tatlısı, gecenenin bu saatinde iyi gelir mi, bilmem?
“Kabak tatlısı, lokum ve diğer çeşitlerinin mucidi Tuna Tan ve Ailesinin” evindeyiz..
Ne yersen, ne alırsan  lezeti bir başka!..
Adapazarı, Mithatpaşa mahallesindeki evimize ulaşınca, bir of çekiyoruz!..
Kazasız, belasız!
Güzellikleri ile sorunları ve sıkıntıları, eksiklikleri ile bu memleket bizim..
Geceye bir türkü düşsek te, bilirim sabah olacak..
Güneş Keremali’nin tepesinden kendini gösterecek, hayat devam edecek..
“Memlekete hoş geldin” diyenlere selamlar olsun!
Hoş bulduk!
Yusuf Cinal yazıyor 30 Eylül 2024