Sevgili okurlar,
Yeni yılın bu ilk gününde sizlerle neler paylaşabilirim diye epey düşündüm..Öncelikle Sakarya sanal gazetelerini şöyle bir dolaştım..
Meslektaşlarımız gündeme damga vuran haberleri okurları ile paylaşmaya büyük özen göstermişler..
Öne çıkan haber başlıkları da şöyle:
-Tank Palet Fabrikası satışı..
-AK Parti Sakarya milletvekili Kenan Sofuoğlu’nun paylaşımı..
-Kent Şurası toplantısı
-Belediye başkanlık seçimi adayları..
-Cinayet ve kazalar, hırsızlık haberleri..
-Sakarya’nın yıldızları..
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Ocak Sakarya buluşması..
…
Elbette bir ilin gündemi çok önemli..O ilde doğanların yüzde 65’i yaşıyorsa, bu daha da önemli..
Geçtiğimiz günlerde Bizim Sakarya’da okuduğum bir anketten aldım bu rakamı..Demek ki, Sakaryalı kentini seviyor..Her doğan 100 çocuğumuzdan 65’i bu kentte yaşamaya büyük özen gösteriyor..
Yani Sakarya, bu ilde yaşayanların kök saldığı bir il.. İlden ayrılanlar, yurt dışında yaşayanlar ile bu rakam bizlere farklı veriler veriyor şüphesiz..
Tüm bunlara baktığımızda Sakarya’nın en büyük sorunlarından birinin “cehalet” olduğu da yadsınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor!..
Elbette bunu,adli vakalara olduğu kadar, gözlemlerimize dayanarak söylüyorum..
Koca üniversitesi olmasına rağmen, hala üniversitesi ile buluşamamış bir ilde “cehaletin” konuşulması ne kadar acı!..
Şurada İstanbul’un dibinde, Ankara’nın önünde, Kocaeli, Bilecik, Bolu illerinin komşuluğunda Sakarya’da, “cehaletin” konuşulur olması çok düşündürücüdür..
Bir kere Sakarya Valiliği’nin öncü rolünü iyi oynadığını düşünmüyorum..
Kaymakamlıklar ise, öyle tabela taşıyan kurumlara dönüşmüş!
Belediyelerin öne çıkarıldığı, muhtarların baş tacı yapıldığı bir süreci yaşıyoruz..
Siyasetin her yönde vıcık, vıcık olarak sırıttığı bir ilde, ne iş barışı olur, ne yapılacak işlerde birliktelik ve uzlaşı!…
Ve de ne insanımızın kültür seviyesinin artırılması mümkün kılınır!
Sakarya’ın ticaret kurumlarından, SATSO önderliğinde diğer sivil örgütleri de olmasa il için vereceğimiz “sosyal kültürel olgu” puanı, inanın çok düşük olur!..
Geçtiğimiz günlerde SATSO’da önemli bir tören vardı..
”Sakarya’nın Yıldızları” adı altında iş dünyasının seçkin konukları ağırlandı ve onurlandırıldı..
SATSO (Sakarya İşadamları ve Sanayiciler Odası) Başkanı A.Akgün Altuğ’un seçkin konukları arasında, il dışından, ilden ve odalar ve borsalar birliği yöneticilerinin bulunduğunu, birlikte haberlerde okuduk..
Elbette bu tarihi buluşmada, kayda değer bilgilerde paylaşıldı..
Toplumumuz, ne kadar bu bilgileri önemsedi ve farkında?
Sakarya ekonomik olarak büyüyor..Nüfus Bir milyon sınırına dayandı..
Sakarya ekonomisinin cirosu arttı..Bugün için bu rakamın 5-6 Milyar dolar civarında olduğundan söz ediliyor..Yani milyonlardan, milyarlara yükselen bir ekonomiye sahip Sakarya..
Yine Altuğ’un önemli tespitlerinden birisi de,”Sakarya’nın, tarımı-sanayiye, sanayinin-tarıma tercihi gibi bir lüksü yok” açıklamasıdır.
Doğru bir tanımlama, ancak Sakarya, tarımda irtifa kaybediyor..
Küstürülen çiftçi tarlasına inmekten imtina ediyor..Çiftçi sayısı da giderek azalıyor!..
Buna mukabil, Sakarya’da 7 olan “organize sanayi bölgeleri”nin sayısının, 12’ye çıkarılması öngörülüyor. Kent içinde kalan organize sanayi alanları var..Bunların da, sorun olarak devam ediyor olması da bir gerçek..
Artık Sakarya, tarım alanlarının işgaline vesile olacak, büyük fabrika alanlarını sanayinin hizmetine veremez..Bu nedenle, tarımı da ihmal edemez..Ancak Sakarya coğrafi konumu itibarı ile hizmet sektörüne ağırlık vermeli.. Sakarya Üniversitesi öncülüğünde, valilik, kaymakamlık ve diğer kurumlar, halkın kültür seviyesini artırıcı çalışmalar ile hizmet sektörünün gelişmesini tetikleyebilirler..Sakarya konumu itibarı ile hizmet sektörü olarak hazır bir il..
Karayolu, raylı sistem, su yolu, hatta hava yolu imkanları ile çok az kente nasip olacak, imkan ve kabiliyetlere sahip..
Bütün bunların yanında Sakarya, turizmi kulak arakası edecek bir kent asla değildir.. Bu alanda yapılacak teşviklerle Sakarya, bir başka cazibe merkezi olabilir..
Sakarya sıcak su kaynaklarından yeterince yararlanamıyor!
Sapanca, Taraklı,Sakarya vadisi, Karasu, Kaynarca, Kocaali sahilleri, yaylalar, su basması göller ve diğer güzellikleri ile Sakarya işlenmeye müsait bir hammadde olarak önümüzde duruyor..
Bu bakımdan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun özellikle “karavan turizmi” için yeni alanlar göstermesi, olumlu bir gelişmedir..
Tüm bunların ötesinde, asıl konumuza dönecek olursak, Sakarya’nın kültür açığını kapatmada, yani “cehaletle savaş” projesi başlatması gerekir..
İşte AK Parti Sakarya milletvekili Kenan Sofuoğlu’nun çok tartışılan paylaşımı ile gün yüzüne çıkan durumu gazeteci, yazar Fatih Altaylı güzel özetlemiştir..Bu milletvekili hemen ve acilen eğitim yardımı almalıdır..
Ayıp ta değildir!..
Bakınız, Belçika’dan bir sanatçı kızımız Türkiye’ye davet edildi..Kendisi bir yarışma programında görevlendirildi..Yarışma esnasında kendisi İngilizce tercüme yapmaya çalıştı..Beceremedi..Zira İngilizce altyapısı yoktu..Sonra programdan kovulmaya kadar iş vardı..Kendisi için referansı verendim..Bana tekrar döndüler ve durumu ilettiler..
Kendilerine,” bu genç arkadaş çok kabiliyetli, göreceksiniz kendini aşacak işler yapacak..Ne olur, kendisine bir eğitmen tutun ve hemen hızlı eğitime başlasın..Zira diğer Avrupa gençleri için de iyi bir örnek olur” diye önerdim..Kabul ettiler..Sonunda bu genç arkadaş, Türkiye’nin starı oldu..
Eğitimin yaşı olmaz..
Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıptır!..
Cehalet ile savaşa var mısınız?
Evet, sevgili Valimiz Ahmet Hamdi Nayır’dan ve kaymakamlarımızdan, belediye başkanı olacaklardan ve eğitim kurumlarından, yeni yılda bir eğitim hamlesi bekliyoruz..
Sakarya’yı Türkiye’nin kültür başkenti yapmaya var mısınız?
Kültür açığı olan kentlerde yaşayanlar arasında, hep zıtlaşma, kavgalar, dövüşler, cinayetler ve senlik ile benlik olur!
Aidiyetler öne çıkarılır ve hemşericilik ruhu hortlar!..İş, cinayetlere kadar varır..
Sevgi ve saygı ortadan kalkar, bilgili, bilge insanlara hürmette kusurlar ön plana çıkar!..
Arkadaşlıklar azaları, komşuluklar biter!
“Bir kahvenin, kırk yıl hatırı” bile umursanmaz hale gelir!
Kitap okumanın azaldığı,eğitime önem verilmediği, yeni dijital dünyada önemli kültür hasletlerimizin unutulmaması için de bir şeyler yapabiliriz..
Kütüphanelerdeki kitapları tozlu raflarda yalnız komamalıyız?
Unutmayalım,muasır medeniyetler seviyesine yükselmek ülküsü, buradan geçiyor!..
Bu büyük, önemli projede basın emekçileri olarak, hep yanınızda olacağız..
Bu vesile ile yeni yılınızı en kalbi duygularımız ile kutlar, sağlık, mutluluk, huzur ve başarılar dilerim..