Sevgili okurlar,
O “asrın felaketi” depremin üzerinden günler geçtikçe, vahameti, yıkımı daha iyi görebiliyoruz..
“İhmal ve organizasyonsuzluk perdesi” ortadan kalktıkça, daha büyük acılarla yıkılıyoruz..
Evet bu büyük bir deprem!
Evet, bu büyük bir yıkım!
Evet, bu deprem alanı tahminden de geniş..
Evet, bu deprem 13 Milyon insanımızı etkiledi..
Evet, bu bölgede,” bir göç olgusu da gelecek kaygısı” yaratmıyor değil?
Peki, o büyük Türkiye nerede?
Evet, kış, kar, soğuk, yağmurlu bir mevsim!..
Bu bizim oraya en acil, en hızlı yardımı ulaştırmamıza engel midir?
SİSTEM İFLAS ETTİ!
Cumhurbaşkanlığı Sistemi için de Türkiye Cumhuriyeti’nin, maalesef üzülerek söylüyorum,” Bir Talimatlar ülkesine dönüştürüldüğünü” görmek bizleri daha da yıktı..
Bakanlar gitti, talimat alanlar geldi..
Valiler, kaymakamlar sus, pus emir bekler konumda!..
Bölgeye,”arama kurtarma ekipleri” gönderilmiş..
Ancak, “kimi havaalanında, kimi deprem bölgesinde, hangi enkazda görev alacağını” bekliyor?..
Yapılan yardımlar ile arama kurtarma ekipleri, geçit vermeyen yollardan geçemiyor, hasar gören havaalanlarına uçamıyor?
KÖR DEĞİL, SAĞIR HİÇ DEĞİLİZ?
Kör değil, kulaklarımız sağır hiç değil!
Bütün eksiklikleri, çabaları, acziyeti, geç kalmışlığı görüyoruz, duruma, yapılanlara kafa yoruyoruz, “oturduğumuz yerde bir şey yapamanın çaresizliği içinde” bitap düşüyoruz..
YARDIMLARI İLE ÖNCÜ OLDULAR?
Bakınız, bu depremin haber alınmasından itibaren Belçika, “bölgede hemen bir sahra hastanesi kurmak için” harekete geçti..
-Kiliselerde, saygı ve üzüntü toplantıları düzenlendi, kileselerin böğrüne Türk Bayrağı asıldı..
-Birçok belediye, Türkiye ile Suriye bayraklarını, binaların girişlerine çekerek, saygı ile üzüntü ile bayrakları yarıya indirdi..
-Belçika’da sivil örgütler, bazı Türk kökenli siyasetçiler, Belçikalı meslektaşları ile birlikte, yardım kampanyaları düzenledi..
-Gençler, futbol müsabakalarında,”Türk Bayrağı” açarak, o günkü hasılatı ve yardımları deprem bölgesine bağışlamak için, birliktelik yaptılar..
-Kadınlarımız, harekete geçerek yardım kermesleri düzenleyerek, bölgedeki mağdurların yardımına koştular..
-Genç erkekler, genç kızlar yardım toplama merkezlerine akın ederek, toplanan yardımları tasnifleyerek, paketledi, TIR kamyonlarına doldurarak, Türkiye’ye acilen ulaşmasına katkı yaptı..
BELÇİKALI TÜRKLER?
-Belçika doğumlu, Milli kalecimizi Sinan Bolat, o unutul maz maçtaki attığı gol sevincini simgeleyen ve emek teri olan formasını, depremzedeler adına satışa çıkardı..
-Belçika Devleti, bölgede kurulacak hastanede öncelikle Belçika’da doğup, büyüyen ve sağlığın hizmetinde olanlardan bir ekip kurdu ve bu ekip içinde Prof. Dr. Sevilay Altıntaş’ı da görevlendirdi..
-Elbette bunlar Belçika’da olup, biterken, Almanya’da, Hollanda ve Fransa ile Avusturya ve diğer ülkelerdeki yardımları nasıl anlatsam..
YARDIMA KOŞANLAR?
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, arama kurtarma konusunda uzman olmuş, Türk gençleri, sırt çantalarını alıp, Türkiye’nin yolunu tuttular..
Ama ağlamaklı olarak, enkazlara bile yakınlaştırılmadıklarını televizyon ekranlarından haykırdılar..
DEVLETİN YETİŞEMEDİĞİ?
Buralarda bile yardımların, AFAD, Kızılay kanalı ile yapılması, dikte edildi..
Ünlü yardımsever sanatçımız Haluk Levent ve arkadaşlarının AHBAP inisiyatifi, hedefe kondu!?..
Ne hazindir ki, MHP Genel Başkanı, mutad haftalık Grup Toplantısında çıkıp, “ Devletin yetişmediği ne var” diyerek, gönüllü olarak, bu bölgedeki insanlarımıza yardıma koşanları hedefe koydu..
Böyle bir ortamda bir siyasi partinin genel başkanının böyle bir konuşma yapması bile içimizi acıtıyor.
Şu hale bakarmısınız, daha enkaz altında insanlarımız, bir can simidi, bir kurtarıcı beklerken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, böyle bir konuşma yapmas akıllara durgunluk verecek boyutta..
SAHTEKARLAR HA?
Deprem sürecinde yardım çalışmaları ile gündeme gelen AHBAP ve Babala TV, Bahçeli’nin hedefi oldu.
Niye ki?
Devlet yardımlarının, önüne mi geçtiler?
Bahçeli, Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur’u hedef alarak “Bu sahtekarların artık Türk televizyonlarında yer almaması lazım” dedi.
TİP Milletvekili Ahmet Şık’ı da hedef alan Bahçeli “Geldiğimiz bu aşamada bu gedikli düşmanı TBMM’den yaka paça atmak devletin ve hukukun şeref ve güvenlik konusudur” açıklamasını yaptı.
Anladık, “onlar santekarlar da, ya şu siyasi beceriksizlere”, ne demeli?
FIRSATI KAÇIRDIK!?
Şu acı günlerde, insanımız enkaz altındayken, soğuk ve çaresizlik içinde bir yardımeli beklerken, yapılan bu konuşmayı takdirlerinize bırakıyorum?..
Oysa, bu deprem, Türk Milleti olarak, “tekrar bütünleşmenin bir fırsatı” olabilirdi?..
İnsanımız bunu başardı..
Ama, siyasilerimizin bunu başaramaması üzüntümüzdür!..
Bu günlerde, “bu tip ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı konuşmalar”, yakışık alıyor mu?
Allah aşkına, “gönlü ve kalbi ile hizmete, yardıma koşanlara gölge” etmeyiniz!
Onal ki, “güvensizliğinizin” eseridir!
Yusuf Cinal yazıyor, 16 Şubat 2023