Sevgili okurlar,
Yaşadığımız kent Sakarya gibi, komşu kentler Kocaeli, Yalova, Düzce ve bölgemizdeki, ” o asrın falaketi 17 Ağustos 1999 depremini” nasıl unutamadıysak, “6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 10 ili yakıp, yıkan o depremin acıları” kolay, kolay kapanmayacaktır!
Allah, bir daha böyle acılar, yakımlar, yaralar göstermesin!
Böyle büyük felaket sonrası, yaşanan acılar bir daha yaşanmasın!
Yaşanmasın, yaşanmasın, yaşanmasın?!
Ama yaşıyoruz!
Hem de ölümüne!
KİM, KİMİ AFETMELİ?
Deprem bölgesinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu seslendi..
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da oralarda..
Beraberinde, küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de var..
Yine göndemde “bizi afediniz, helallik istiyoruz” sözleri?
Türk siyasi tarihinde, bir kez daha bir başka “helallik istemine” tanıklık ediyoruz!
Helallik?
Acaba kim, kimi afetmeli?
Öyle ya, kim, kimi afetmeli?
İktidarı, muhalefeti bölgede..
Kapıda seçim var..
YARALARI SARARIZ!
Yine siyasilerin, “binbir vaatlerine” tanıklık ediyoruz!..
“Bu yaraları biz sararız, deprem bölgesini yeniden inşa ederiz!”
Allah, Allah, Allah!
Gel de “zıvanamadan” çıkma?
Ah be siyasetçim, “bu kentler yerle bir olmadan” neredeydiniz?
Bu büyük yıkım, bu büyük yara, bu büyük acının üzerine, “insanları aptal yerine koyma ve martavallar sıkma” nedir?
“Bu geçikmenin, bu ihmalin, bu vurdumduymazlığın üzerine, tuz biber ekmek”, nedir?
Deprem anı, sonrası ve gelişmeleri, bu millet canlı, canlı ekranlardan izlemedi mi?
Kim, kimi kandırıyor?
ZEYTİN DEYİPTE GEÇME?
Bütün bunların üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, bu aziz milletten çıkıp, “kahvaltılık istemesi”, gerçekten üyreğimizi yaraladı..
Bu kadar, zor durumdamıyız?
“Bu büyük, bilmem kimlerin bizi kıskandığı, ülkemizin her alanda uçtuğu, milli gelirin bilmem ne kadar olduğu, İMF’den borç istemediğimiz Türkiye”, diğer yoksul kesimi geçtim, deprem mağdurlarına,” zeytin, peynir ekmek” alacak durumda değil midir?
Gel de; karalar bağlama?
Bu yolları, asma köprüleri, tünelleri yapan Türkiye, haydi “arama-kurtarma” bağlamında, dışarıdan yardım istedi, şimdi “zeytin, peynir, ekmek” için de mi, dış dünyaya avuç açacak durumda?
İnanılır gibi değil?
İnanılır gibi?
“Zeytin deyipte geçme, ufacık, karacık ama, ömrümüzce yemek listem” diyen şairi hatırlattınız?!
Sayın Soylu, bunu hatırlattığı için, kendisine teşekkür ederiz!
KANTARIN TOPUZU?
Gelelim, başörtülü Sakarya milletvekilimiz Çiğdem Erdoğan Atabek hanımefendiye?
Tam da bu acılı günlerde çıkıp,” Deprem bölgesini yeniden inşa edeceğiz..Bu AK Parti iktidarına nasip olacak” diyesiye!
Güzel bir çıkış, anlamlı bir mesaj!
Temenni bu ya, neden olmasın?
Yine muhterem milletvekilimiz, tam da seçim startı verilen şu günlerde, “Millet İttifakı ve CHP Genel Başkanı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, hedefe koyarak”, ağır sözlerle yüklendi..
Ne gereği var ki?
İlla da siyaset adına, “muhalefete saldırmak, hakaretvari sadaşmak, buradan bir beklenti içinde olmak”, nedir, Allah aşkına?
Sayın milletvekilimiz Çiğdem Erdoğan Atabek’e yakıştı mı?
Eleştireceksen, “daha farklı bir dil, daha yumuşak, üstelik bir kadın milletvekiline yakışır bir dil kullanmak varken”, dozu, ya da;” kantarın topuzunu”, neden kaçırırız ki?
UCUZ KAHRAMANLIK!
Kaldı ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bu ağır sözlere CHP İl Başkanı Ecevit Keleş cevap verdi..
Keleş,“Ülkemize ve ilimize hiçbir şey katmayan yeniden milletvekili olamayacağını anlayınca, partideki ağabeylerini sevimli gözükme çabasına girmesine şaşırmadık. 14 Mayıs’ta başta Sakarya olmak üzere Türkiye’nin tamamına kaybedecek ve yenileceksiniz. Sosyal medyadan saldırmanız, hareket etmeniz sonucu değiştiremeyecektir. Artık millet böyle ucuz kahramanlıklara prim vermiyor” diyerek, sataşmayı cevapladı.
REKOR OY BEKLENTİSİ?
Zirvedeki, ağır eleştiri ve sözleri, yani fırtınaları Sakarya’da estirmek, kime ne kazandırır?
Kaldı ki, AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, Erenlerde verdiği seçim startında, “ rekor oydan” söz etti..
Sakarya,bunu bir daha yapar mı ki?
Sayın Yunus Tever’den iyi bilecek değiliz ya?
Bu söylemlerin “rekor oy” getireceği, yada bu beklentide olanlara, “ne getirip, getirmeyeceğini göreceğiz ama”, yaralı olduğumuz, acımızın hala dinmediği bu günlerde,” daha itidalli olmak, birlik ve beraberliğe kurşun sıkmamak” gerekmez mi?
Bizim buralarda sıkça söylenen bir laf vardır; “Laf söyledi bal kabağı” diye?
Dillendirmenin zamanı değil mi?
PROJELER GÜME GİTMESİN?
Seçim arifesinde, üstelik Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin, “yeni projeler açıkladığı, Sakarya’ya büyük hizmetleri gündeme getirdiği bu günlerde, bu tür kem sözlerden fayda beklemek”, işe yarar mı ki?
Bu çirkin, ağır siyasi dilin kullanıldığı ve “işin laf salatasına döndüğü mecrada”, Sakarya milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek’i görmek, düşündürücü olduğu kadar üzücüdür!..
Yakışmadı, yakıştıramadık?
Bu durumlarda, “en iyi ve etkili ilaç, hizmet ile cevap vermek” olmalıdır!
Maalesef, siyasetin bu yüzü de var!
Lütfen sorumluluk?
Biz biliriz ki, “kem söz” sahibinindir!
Bilen var mıdır?
Yusuf Cinal yazıyor, 15 Mart 2023
Kim, kimi afetmeli?
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar