Sevgili okurlarım bu yazımda sizleri hem güldüreceğim hem de düşündüreceğim… Bu doğrultuda bir Nasrettin Hoca fıkrası paylaşmak istiyorum.
Bir kıtlık zamanıymış. Hoca'nın yolu bir köye düşmüş. Öğle de olmak üzereymiş. Köylüler Hoca'yı köy odasına davet etmişler.
Bir zaman sonra, köy odasına çocuklardan biri girip biri çıkmaya başlamış. Ellerinde de türlü türlü yemekler varmış. Hoca bunları hayretle izlemeye başlamış.
Derken çabucak sofralar kurulmuş. Büyük küçük herkes sofraların başına geçmiş. Hocayı da sofraya çağırmışlar. Çeşitli yemekler, börekler, hoşaflar, tatlılar ikram etmişler. Hoca, hayretler içinde kalmış. Bir ara dayanamayıp:
"-Allah bereketinizi artırsın!" demiş."Burası meğer ne bolluk yermiş! Bizim oralarda ise halk, açlıktan kırılıyor."
Sofradaki köylülerden biri:
"-İlahi Hoca..." demiş. "Sen bayram, seyran nedir bilmez misin? Bugün bayram! Onun için herkes karınca kararınca azığını ortaya döktü. Bolluğun sebebi budur!"
Hoca, bir süre düşündükten sonra:
"-Ah, ah hemşerim!..." demiş. "Keşke her gün bayram olsa! Olsa da şu ümmet-i Muhammet yiyecek darlığı çekmese...",
Şimdi günümüze gelecek olursak, yapılan iftar programları, dağıtılan yardım kolileri, yaz mevsiminden düşünülen fakirlerin yakacakları, sahur programları, emeklilere yatan bayram ikramiyeleri vs. insan Nasrettin Hoca gibi düşünüyor biran keşke her ramazan seçim olsa da ümmet-i Muhammet yiyecek içecek darlığı çekmese…
Bazı durumların ülkemiz adına değişmesi değişmesi lazım….Hayırlı bayramlar...