Sevgili okurlar,
“Yerel seçimler” öncesi, bazı belediye başkanlarımızın vallahi “maşallahı” var?
Neden, diyeceksiniz?
Neden, olacak?
Hala, “park bahçe, cadde, sokak ve millet bahçeleri “ ile vakit geçiriyor, oyalanıyoruz!
AK Parti siyasetinin en belirgin siyasetlerinden birisi değilmiydi bu “millet bahçeleri” projeleri?
Ne oldu?
Gerçekten, “millet bahçeleri” birçok kentte, kentin can alıcı noktalarına kuruldu..
Hani çayımız en ucuza içecek, üstelik kekimiz gelecek, biskevütümüz hazır, lokumu arasında koyup yiyecek, yatıp yuvarlanacak ve bir de üstüne kitap okuma fırsatı bulacaktık?
Adapazarı günlerinde fırsat buldukça, bu alanlara gitmeyi kendime görev sayarım..
Eski stad yanı,gerçekten güzel düzenlenmiş..
Bir ters ev oturtulmuş alana!
Oh ne güzel, gel keyfim, gel..
Peki buralar keyif çatılacak yarler mi ki?
Ne gezer?
Eşim ile birlikte, bu alanda yeni bir dost aile buluştuk..
Bazı aileler, gençler ve hemen yanıbaşında polis ekiplerinin merkezi haline gelmiş burası...
Telsiz telefonlardan sarkan seslerin arasında, garsona çay, kek, tatlı siparişleri veriliyor..

GELSİN ÇAYLAR,YENSİN KEKLER?
Polisler, olmazsa, olmazlarımız...
Ama, halka açık, bir yerde konuşlanmaları ne kadar doğru?
Üstelik her birinin elinde bir telefon, bir başka alemde..
Belli ki, mekanda görevli gençlerle ahbap-çavuş ilişkilerindeler..
Ne güzel, gelsin çaylar, yensin, pasta kekler..
Şeker mahallesinde oturan dostumuz, “burası hergün, her akşam böyle” diyerek, bu durumu yadırgamadıklarını söyledi..
Az, sonra bir telsiz haberi geldi..
“Yunuslar” diye tabir edilen polis ekipleri, muhtemel bir olay için oradan ayrıldılar..
Herkesin gözü o yana döndü,”ne oluyor, ne var” soruları, ne yazık ki, cevap bulmadı!

AH, O GÜNLER, AH?
Çaylarımızı söyledik, hoş bir Sakarya sohbeti içinde neler konuşmadık ki?
Bütün özlemler, hep o eski Adapazarı, Çark mesire günlerineydi?
Özlenmez mi?
Aha şurada idi, Adapazarı Atatürk Stadı..
Tozlu, çamurlu zeminende az mı top koşturduk..
Ya şurada, köftecilerden, az mı,” köfte ekmek, hazır yemek” naraları arasında, şıramızı içip, köftemizin tadına baktık..
Her şey, alt-üst olmuş, her şey!
“Millet Bahçesinin” bir köşesinde, o Adapazarı Atatürk Stadı’ndan bir parça lütfedip, hatıra bırakmışlar..
He gidi günler, hey?
Sakaryaspor’un birinci lig maçları..
Amatörün yıldızları, burada ne hatıralar bıraktık, ne?
Hatırlasa da şu bizim Nazım Aktürk,”Salı sofrasında” o günleri de yazsa?
Derken, “dostumuz Brüksel’de, Almatı’da, İstanbul’da, Adapazarı ve İzmir ile Batum’da fiyatları” sormaz mı?
Fiyatlar ha?
Bir kere, Adapazarı her yönüyle çok pahalı bir kent!
Ne alırsan al, ne yersen, ye Sakarya gerçekten pahalı!
Nedeni ise, esnafımız değil, halkımızdır?
Neden mi?
Halkımız, toprak zengini..

BEKLENTİ BU YA?
Toprağını satıp, yiyen, fiyatları sorgular mı?
Arada kalanlar ise levil,levil ucuz yiyecek,giyecek peşinde..
Hatta, et, kıyma için Et-Balık Kurumu sıralarındalar..
Uzatmayalım, bu sınırların kalktığı yeni dünya düzeninde, “artık bir malın ederi, Sakarya’da da aynı, İstanbul’da da aynı, Brüksel’de de ve Almatı ile Batum’da” da aynı..
Uluslararası sistemde dolaşan malların ederi, her ülkede aynı değerden alıcı buluyor..
Ama, ya o ülkelerdeki ücretler?
Bir işçi Brüksel’de aylık ne kazanıyor, diğeri ise Türkiye’de, Gürcistan’da, Kazakistan’da ne kazanıyor ki?

İşte asıl “ekonomik krizin” yansıması, bu rada vatandaşı cebini yakıyor!
Bütün, sınırları aşan, satışa sunalan mallar,”dolar” üzerinden hesaplanıyor..
Böyle olunca da, “alım gücü bağlamında fiyatlar konuşuluyor, siyaset irdeleniyor, ekonomik krizden çıkış yolları aranıyor, ucuzluk, bolluk, bereket”, bekleniyor..

BİZİ YÖNETENLER?
Bunu, kim mi yapacak?
Elbette, ülkeyi yönetenler!
İşte bu noktada belediyeler, “halka ucuzluk konusunda yardımcı olmalı, onların yaşam şartlarını kolaylaştırmalı, gerekirse, vergilerde indirime gitmeli ve ailelere sosyal yardımları” artırmalıdırlar..
Ama, “bütün bunları oy karşılığında değil, hele vatandaşı ipotek altına almadan, bu yardım ve desteklerin devletin, milletin ortak değerlerinden sağlandığını hatırlatarak, gerçekleştirmenin yollarını” bulmalıyız..
İşte, “asgari ücretin konuşulduğu bu günlerde, artan maliyetlere, fiyatlara bakarak, insanımızı rahatlatacak, açlık sınırından çekip alacak politikalara ihtiyacımız olduğu”, ne kadar aşikar, ne kadar elzem!
Ah, bizi yönetenler, bunu bir bilseler?
Bazı aday, adaylarının açıklamaları yüreğimize su serpiyor da?
İpin uçu kaçmış, kim yakalar?
Yusuf Cinal yazıyor, 19 Aralık 2023