Dilimizin güzel deyişlerinden biridir, her kim aymazlığa doğru çark ederse uyarırlar:
- Saflığın alemi yok!..
Oysa saflığın alemi vardır…
Şu Tank Palet’in özelleştirilmesi konusu gündem olduğundan beri, sendika dünyasından çoğu şaşkın bu alemde istihareye yatmış rüya görüyordu; şimdi yarı uykulu yarı uyanık sayıklıyor…
- AKP’ye ne oldu?..
- Hayırdır?..
- Ne yapıyor bu hükümet?..
- Ne yapıyor?..
- AKP’ye bir şeyler oldu, sanki o parti gitti, başka parti geldi…
AKP hükümeti şimdi de Tank Palet’i özelleştirme kararı almış; TSK’nın gözbebeği fabrika yabancı ortaklı şirkete kiralama yoluyla devredilecek…
Gördün mü sen şu başa geleni!...
***
Sakarya’daki sendikacıların şaşkınlığı bir kenara, Tank Palet’te yetkili sendika Harb-İş’in genel başkanı Bayram Bozal’da garip laflar etmiş:
“- Bizim patronumuz kim olacak?”
Acayip değil mi?..
İşinin hakkını veren bir sendikacı işyerini korumak dururken ‘yeni patronumuz kim olacak’ diye konuşur mu?..
Sorarlar:
- Özelleştirme politikalarının işçi yönünden bugüne kadar nasıl sonuçlandığını bilmiyor musun?..
***
Sendikalar bir süreden beri arpacı kumrusu gibi düşünüyorlar, sendikacılar gerçekçi olmak istiyorlarsa, AKP iktidarından bu yana işçi ücretinin alım gücünün nereden nereye gerilediğine baksınlar, ülkedeki dolar milyarderi sayısındaki artışı incelemeye alsınlar…
Hükümetle hemhal olan sendikacılık anlayışı öyle bir boyuta vardı ki, hükümetin sendikalardan taleplerini alt alta yazıp saymaya başlasak bu köşeye sığmaz…
Sendikalar bu isteklere ‘evet’ dese sakal…
‘Hayır’ dese bıyık..
Sendikacılık iki arada…
Bir derede…
Sakarya’dan örnek verecek olursak, Başak Traktör, TİGEM, Şeker Fabrikası filan derken sendikalara dayatılan talep listesi uzuyor, iş gelip Tank Palet’e ardından TÜVASAŞ’a dayanıyor; sermaye politikaları uygulamasında işçiye karşıt isteklere emek örgütleri ne diyecek?..
Ve herkes soruyor:
-AKP’ye ne oldu?
***
Peki, bu tuhaf sürecin sonunda ne olacak?..
İnceldiği yerden kopacak!...