Sevgili okurlar,

Ülkemizin içinde bulunduğu “deprem sendromundan” çıkış için çabalar devam ediyor..

Bölgeye yardımların hızı kesilmedi..

Ancak, yardımların şekli ve boyutu değişti..

Özellikle ”çadır ve Konteyner” bağlamında, “seyyar tuvalet ve banyolar” ile “ısıtıcı ve jeneratörler” konusunda istekler sürüyor..

Yardımseverler, sivil örgütler, hatta ülkeler, bu ihtiyaç maddelerine odaklandı..

Türkiye’yi 6 Şubat 2023 Tarihinde vuran, 7,7 ve 7,6 şiddetindeki ve akabindeki depremler sonrası, bölgeden belirli bir göç var..

TERKETMEM SENİ SAKARYA!

Kalan insanlar ise,”terketmem seni” anlayışı ile hayata tutunmanın kararlılığı içinde..

Bu duyguyu çok iyi bilirim..

Biz Sakaryalılar da o, yıllar aynı duygular içinde gidip gelmiştik..

Baskın düşünce “ terketmem seni Sakarya” anlayışında düğümlenmişti..

Ama buna rağmen, hayata küsen, kahreden ve yeni bir hayat umudu ile başka kentlere göç edenler de çok oldu..

O acılı, korkulu, yıkım günlerinde bizde Karasu’daki dairemizde geçirdiğimiz deprem şokunu, yakınlarımızın el atması ile Akyazı Karaçalılık köyündeki hanemizin bahçesinde atlatmıştık..

Kimi kamyon, kimi traktör, kimi ise toprağa kurduğu çadırlarda, “deprem şokunu atlatmak için mücadele” veriyordu..

Enkaz altındaki yakınlarımızı çıkarmak için, büyük bir gayret gösteriyorduk..

ADAPAZAR ÇARK CADDESİ?

Adapazarı Çark caddesindeki,o depreme dayanıksız koca apartmanın altında kalan sevdiklerimizin ancak üç gün sonra cenazelerine ulaşabilmiştik..

Ne büyük acı!

Üç gün, kurtarma beklemek, haber alamamak?

Allah bir daha göstermesin dedik ama, yine ülkemezin on kenti aynı akıbet ile karşılaştı..

Ülke, büyük bir sessizliğe büründü..

Ne olup bittiğini, elbette hükümet yetkililerinden değil, televizyonlardan, yani habercilerden öğrendik..

Kaynaktan gelen haberler, içacıcı değildi..

Yardım çığlıkları, ülke sınırlarını aşmıştı..

Ülkede, bir hafta milli yas ilan edildi,Türk Bayrağı yarıya indirildi..

BEŞİK GİBİ SALLANIYORUZ!

Haberi bir gece yarısı Kayserili bir arkadaşım verdi..

“Yusuf Ağabey Kayseri’den aradılar..Beşik gibi sallanmışlar”dedi!..

Hemen, kalktım, haber doğru ve gerçek bir felaketi içeriyordu..

Türkiye’nin Güneydoğu üllerinden on kent, büyük bir yıkıma uğramıştı..

Bunları yazıyorum ki, tarihe notlar düşülsün!..

Bizden sonrakiler, bu büyük acılar yaşatan şok depremler karşısında,”nerede, nasıl, hangi düşünceler içinde olduğumuzu öğrensin ve gelecek adına tadbirde” ısrar etsin..

DERS ALMIYORUZ?

Ders alınır mı bilmem ama, “1999 Depreminden sonra ders alınmadığı” ortada!..

Kaçak, kontrolsüz yapılar, siyasetin gözyumduğu, afettiği imar ve iskan izinleri verdiği, mühendislik defolu binalar, insanımıza mezar oldu..

Başka ülkelerde bu acı, bu yıkım, bu felaket yaşansa, ülkenin sorumlu bakanları, ilgililer patır, patır istifa ederlerdi!..

Bizimkiler, burunlarından kıl aldırmıyorlar..

“Eleştirmeyin” diyerek, korku salmaya, yasak koymaya, bugüne kadar siyaset dilinde karşılaşmadığımız galiz kelimeler ile suçlarını örtmeye çaba gösteriyorlar?

Vay ki, ne vay!

DEVLETİ ELEŞTİRMEK HA?

Eleştirilmezgillerin, kendilerini “devletin” yerine koyduğu, ülkelerde bu durumun yaşandığını bilmeyen mi var?

“Devlet nerede” demek bile yasak?

“Devlet nerede” demek?

Hala kulaklarımda cınlanır, doğayı, ormanlarını,merasını, köyün güzelliklerini korumak adına Rizeli bir anamız,karşısında jandamyı görünce, uyarılar karşısında “devlet bizuz, bizuz” diyerek, diklenmesi, kafa tutması, hakkını, hukukunu savunması unutulur mu?

Devlet, kimmiş o zaman öğrenmiştik!

Ama, hala “devlet kimdir” hala inatla, bir partiyi, bir kişiyi gösterenler, bu Rizeli anadan ders almaya mutlaka gitmelidir!..

Ders alacak birikim ve yürekleri, kapasiteleri varsa tabii!?

Bu konuya daha öncede dikkat çektim..

SİYASİ PARTİLER?

Siyasi partiler, bir fikir, bir program etrafında toplanan oluşumlardır..

Ülke yönetimine, talip olurlar..

İşbaşına geçişleri, seçim yolu ile olur..

Demokratik ülkelerde, bu seçimler, “adil, eşit ve hilesiz, yalansız yapılmak üzere, yasa koyucular gerekli tedbiri önceden alır, uygulayıcılar gereğini” yapar..

Ülkemizde, seçimlerin bu manada yapıldığına tanıklık edenlerimiz çok..

Ama yaşadığımız bu yıllarda, artık seçimler ile ilgili belli bir “güvensizlik” ortamı mevcuttur..

O nedenle “sandık güvenliği” konusunda,siyasi partilerin, vatandaşların bu manada çabaları var..

BİZ DEVLETİZ, YA SİZ?

Şimdi ülkemizde, işbaşına gelen siyasi partilerin, kenhdilerini “devletin” yerine koyma, kendilerini “ biz devletiz” söylemleri ile kabul ettirme yolunu tercih ettiğine şahit oluyoruz..

Bu depremlerde, eleştireleri bu manada göğüslemek, karşılamak üzere, vatandaşımızın “devlet baştacımız” anlayışını suistimali moda oldu.

Sadece bu kadar olsa iyidir..

Hükümetin tepesinden, sarfedilen kelimelere, hepimiz tanıklık etmedik mi?

Onları, burada bir daha sıralamak istemiyorum!..

Ama, vatandaşın sesini bir yere kadar kesebilirsiniz..

Fenerbahçe ile A.Koynayspor maçında, sporseverler, “o büyük acıyı unutmadı ve büyük bir tepki seli” oluşturdular..

Sanal ortam, bu tepki seli ile çalkalanıyor..

“Herşey atlatılır, ama, deprem sendromu asla!”

BÜYÜKSÜN FENERBAHÇE!

Okurlarımızdan, Zuhal Kayhan şöyle yazıyor:

“Fenerbahçe taraftarı, Süper Lig'deki Konyaspor maç öncesi: "Yalan, yalan, yalan, dolan, dolan, dolan, 20 Sene oldu, istifa ulan" ve maç sırasında, "hükümet istifa" tezahüratlarında bulundu.

Salı günü, MHP nin Grup Toplantısında Bahçeli’den: ”Fenerbahçe tez elden kapatılmalı.. Fenerlilerin alayının ağzına kilit vurulmalı” açıklamalarını dinleyin” diye yazarak,

“Biz boşuna, en büyük Fener demiyoruz” diye tamamlaması, büyük sükse yaptı, ilgi gördü.

MİLLET YAŞADIKLARINA İNANIR

Neymiş efendim?

Demek ki, “vatandaşı susturmak, kontrol altına almak, korkutmak, yasalar ile tehdit etmek”, kimsenin haddine değildir..

Millet, “söylenenlere ve dikte idelenlere değil, gördüklerine ve yaşadıklarına” inanır..

Onlarda gerçeklerdir..

Kimse, “gerçekleri tersyüz edip, bu millete” inandıramaz!

Bakalım, nelere şahit olacağız, nelere?

Yusuf Cinal yazıyor, 27 Şubat 2023