EDEBİYAT adaptan gelir… Yaşamanın, konuşmanın, hayata bakış açısının adabı… Ülke kültürünün, geçmişte almış olduğu yol, tarihi akış içerisinde yaşanan sıkıntılar, badireler, güzellikler ve yaşama dair olan her şeyin birikimidir edebiyat…

Ve büyük badireler atlatan, tarihi süreç içerisinde büyük değişimler yaşayan ülkelerin edebiyatçıları da daha büyük eserler ortaya koymuştur.

İşte Rusya, işte Fransa, İşte İngiltere… Bu ülkeler içerisine Oğuz’dan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan günümüze gelene kadar büyük bir serüven yaşayan ve o derece büyük eserler bırakan Türkiye’yi ve Türk edebiyatını da ekleyebiliriz.

Zira bizim de dünya klasikleri ile eşdeğer çok kıymetli edip ve şairlerimiz vardır… Onların ortaya koymuş oldukları eserleri okumaya bir ömür bile az gelir!

Aydınlarını, fikir insanlarını, yazarlarını, edebiyatçılarını ve şairlerini hapse atma alışkanlığı yalnızca bizde yok… Birçok ülkede fikirlerinden dolayı yıllarca hapis yapmış ve hatta kendi ölüm fermanlarını imzalamış edebiyatçılar vardır…

ÜLKEMİZDE HAPİS YAPAN ÜNLÜLER!

Yabancı yazar ve edebiyatçıları da yazı konusu yaparsak, bir makaleye sığmaz. Onun için ülkemiz fikir ve edebiyatçılarımıza bir göz atalım…

Liste oldukça kabarıktır… Cumhuriyet’imizin kuruluş yıllarından bu yana birçok yazar, şair ve edebiyatçı mahpus damlarına düşmüştür.

Sebepleri, düzenin çarpık giden işlerini yazmak, eleştirmek ve yönetimdeki hükümetlere göndermelerde bulunmak… Aslında basın matbuatı ile birlikte yazarlar, fikir adamları ve şairler her zaman yönetenlere ayna tutmuştur…

Fakat genelde böyledir ve her yönetim, eleştiriyi kabullenmekte güçlük çeker. Aslında daha iyisini, daha insanca olanı istemektir genel maksat…

Fakat doğruyu söyleyenler bazen 9 köyden de kovuluyor, bilirsiniz.

Ve böylece -ne yazık ki- birçok yazar, edebiyatçı, şair ve fikir insanımız mahpus damlarına düşüyor…

DUVARLARIN DİLİ OLSA DA SÖYLESE!

Öyle ünlü kişiler var ki listemizde, adlarını yazında içiniz “cız” edecek mutlaka! Göreceksiniz ki, eserlerinden feyiz aldığımız birçok düşünür, bu eserlerin sancısını çekerken, aynı zamanda ceza evlerinde çile çekmeye de devam etmiş!

İşte ilk aklımıza gelen ünlü yazar ve şairlerimiz:

Kemal Tahir, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet Ran, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Ahmet Arif, Can Yücel, Refik Halit Karay, Vedat Türkali, Refii Cevat, Hüseyin Hilmi, Burhan Felek, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel, İlhan Berk, Osman Deniz, Ahmet Bedri Kuran, Uğur Mumcu.

Listeyi, 1993 yılında bir bombalı saldırıda kurban verdiğimiz Uğur Mumcu ile sonlandırdım. Aslında 1993’ten bu yana da pek çok ünlü yazar, şair ve edebiyatçı hayatının önemli bir kısmını ceza evlerinde tüketti.

ALDIKLARI CEZALARA BAKAR MISINIZ?

Yıllarca hapis yapan yazarlar var bu isimlerin arasında. Onlar, çıktıkları yolda halkı eserleriyle, şiir ve yapıtlarıyla aydınlatacakken, ceza evlerinin izbe duvarları arasında çile çektiler…

En çok hapis yatanları sıralayalım:

Adı, Soyadı Yattığı süre

Hikmet Kıvılcımlı 22,5 yıl

Kemal Tahir 12,5 yıl

Nazım Hikmet 12 yıl

Necip Fazıl Kısakürek 10,5 yıl

Cevdet Selim Karaağaç 7 yıl

Aziz Nesin 5,5 yıl

Orhan Kemal 5 yıl

Ahmet Arif 2 yıl

Sabahattin Ali 1 yıl

Uğur Mumcu 1 yıl

ÖNEMLİ ESERLER CEZAEVİNDE VERİLDİ

Bu yazar ve fikir insanlarının arasında sonu en acıyla bitenlerin başında Sabahattin Ali (1907 – 1948) geliyor… Görüldüğü gibi ünlü yazar sadece 41 yıl yaşamış ve kendisini, yurt dışına kaçırmak için anlaştığı bir şahıs “kalleşçe” öldürmüştür.

İşte bu kısa ömrüne rağmen birçok esere imza atan Sabahattin Ali, “Aldırma Gönül” ya da Mahpushane Türküsü isimli dillere destan türküyü de ceza evinde kaleme almıştır. Bir kıtasını verelim;

Kurşun ata ata biter,

Ceza çeke çeke biter,

Mahpus yata yata biter;

Aldırma gönül aldırma…”

Ceza evinde eser veren daha pek çok şair ve yazar vardır… Öyle eserler verilmiştir ki mahpus damlarında, hani insanın “İyi ki, yatmış” (!) diyesi geliyor.

İşte yine yıllarca mahpus damlarında çile çeken ve en büyük eserine de “Çile” adını koyan Necip Fazıl Kısakürek.

Hayatının 10,5 yılını ceza evlerinde geçiren Kısakürek de birçok eserini burada kaleme almıştır. Şairin “Zindandan Mehmed’e Mektup” adlı bir şiiri var ki, dillere destan… Şiir oldukça uzun, yerim yetmez. O şirden de birkaç satır sunayım:

Mahpus iki hece Mehmed’im lafta,

Baba katiliyle, baban bir safta!

Bir de “geri adam” boynuna yafta;

Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!

Kavuşmak mı? Belki… Daha ölmedim…”

İşte böyle değerli okuyucular… Şu anda bile ceza evlerinde onlarca fikir adamı, edebiyatçı, şair ve gazeteci çile çekmeye devam ediyor…

Bir de kader mahkumları var tabii ki… Kader insanlara nasıl bir gelecek sunar, nelere maruz bırakır bilemeyiz… Her birine ve gönülden;

Allah kurtarsın!” diye temenni ediyoruz.

ANLAMLI SÖZ

İnsanlar öldürürsünüz, ama fikirlerini asla! Onlar tüm ihtişamıyla yaşamaya devam eder…”

VENDETTA