Hayat bazen insanların canını sıkar! her şeye moral bozmak, önümüzü net görmemize engel olur. Bu dünyanın en zor işlerinden biridir ekonomi ile uğraşmak ve bunu kaleme alıp insanlara anlatmaya çalışmak. Ekonomisi iyi olan insana kriz anlatmaya çalışmak deveye hendek anlatmaya benzer. Hele bir de sabit fikirli ise devenin yanına birde eşek bağlamışsın demektir. Son zamanların modası oldu, aynı fikirde değil isen, çıkarlar seni fetöcü ilan ederler. Gerçi ben alışık değilim böyle bir ithama ama başıma geldi. 23 Nisan’dan sebep Salı çıkması gereken “Çuvalladınız!” başlıklı köşe yazım Çarşamba çıktı. Bir arkadaşım yazıyı beğenip sosyal medyadan paylaşmış. Altına yorumlar gelmeye başlamış tam bir fetö ağzı, çuvalladınız kelimesi tam fetö söylemi, sıvadınız diyerek net fetöcü, tarzı yorumlar gelmiş. Önce çok öfkelendim, bir iki cevap verdim. Baktım ki amaç ekonomi değil, doğru söyleyeni köyden kovma operasyonu. Tutacak dalları olmadıkları için, moda olan fetö yaftası yakıştırması yapmaya çalışıyorlar. Allah’a binlerce şükür ki ne sülalemde, ne sosyal hayatımda nede sosyal medyada bir tane fetöcü arkadaşım olmadı, Kandırılmadım anlayacağınız.
Ekonominin iki temel alt politikası vardır. Bunlardan birincisi Para politikası. İkincisi ise Maliye politikası. Bunların her ikisinin de kendi alt politikaları vardır. Para politikasının altında; Piyasa işlemleri, faiz politikası ve zorunlu karşılık işlemleri politikası yer alır. Maliye politikasının altında ise; vergi, harcamalar, borçlanma, teşvikler ve dış ticaret politikası yer alır. Bunların bütünü ise genel politikamızı belirler. Burada ki verilere T.C.M.B veya devlet kurumlarının sitelerinden ulaşabilirsin. Dördüncü element hiçbir zaman “tahta” olamaz anlayacağınız. Bir yerden element uyduramayacağınız gibi veri ve rakamda uyduramazsınız. Ekonomistin görevi bu veriler üzerinden gelecek deki yol haritasını oluşturmaktır. Bu yol haritasında önüne çıkacak engel ve badireleri kilometre taşında not düşer. Bunu yapmaz ve yolda ilerken düştüğünde seni kaldırmaya yardımcı olmasının bir mantığı yoktur. Bu pozisyonu bekleyip yardım etmek isteyenler ise hiçbir zaman dost değillerdir.
Sonuçta para politikasının, fiyat istikrarını sağlama hedefini hiç tutturamadığını, maliye politikasının ise bütçe açığını düşük düzeyde tutma işlevini uzunca bir süre yerine getiremediğini, son dönemde bu görevi yerine getirmekte zorlanmaya başladığını ve önümüzdeki dönemde vergi artırımları veya harcama kısıtlamasına gidilmeden bütçe dengesindeki bozulmanın giderilmesinin mümkün görülmediğini söylemek doğru olur. Geçmişten ayırarak baktığımızda bugün ki görünüm ekonomi politikasının her iki alt politika uygulaması açısından da başarısız bir yıl içinde olduğumuzu ortaya koyuyor.
Şimdi bu yazıyı yazarken T.C.M.B. faizlerle ilgili kararını açıkladı. Bir önceki yazımın linkini de aşağıya yazıyorum. Benim söylediğimin dışında bir olay mı gerçekleşti. DOLar fırladı, piyasalar allak bullak oldu. Aynı şeyleri yapıp farklı bir sonuç beklemek aptallıktır. Benden şunu mu bekliyorsunuz, DOLar 3’e inecek, enflasyon düşecek, cari açık azalacak gibi şeyler yazmak mı beni hain olmaktan kurtaracak. Allah onları da doğru işler yaparak yazmayı nasip eder inşallah, ama bu kararlarla bunları yazmak asıl hainlik budur.
Allah iftiradan, fitneden ve yalandan cümlemizi sakınsın.
Hayırlı Cumalar.