Eveeet, devre arası oldu. Nasıl mı? Yılın ilk altı ayını bitirdik, Osaka’daki G-20 zirvesi sonuçlandı, Ülkemizde seçim dönemi bitti, Viop’da pozisyonlar kapandı.S400 için ziyarete gelen Rus heyeti geri döndü. Bir sürü olayı ardı ardına yaşadık ve bitti. Şimdi önümüze bir yol haritası lazım.
Önce olaya global piyasalar acısından bakalım, Çin – ABD ticaret savaşları G-20 sonrasında da devam edecek gibi, Trump “Çin’e yeni tarife olmayacağı konusunda söz vermedim” dedi. Kaldı ki Trump, DOLar’ın değerli olmasından yana çok şikayetçi. Resesyona girmeden, DOLar’ı devalüe etme peşinde. Çin, bu taktiği şüphesiz en başarılı uygulayan ülke. Bir tarafta İran- ABD gerginliği, bir taraftan AB iç problemleri, bir tarafta S400 alımı ve tarafları. Dikkat ederseniz Dünya’da sıkıntı Ortadoğu, uzak doğu ve Abd arasında cereyan ediyor. Avrupa sadece bu olaylara enerji açısından bakıyor. Çünkü üretimleri teknoloji’ye odaklı, onunda en büyük gider payını enerji maliyetleri oluşturuyor. Dünya’da gerginliğin had safhada olduğunu petrol ve altın fiyatlarından net bir şekilde anlayabiliyoruz.
Şimdi bir de kendi iç sorunlarımıza ve geleceğimize odaklanalım. Birçok şeyin fitilini ateşleyecek sorunumuz S400’ler. Açıkçası, ben bu konuda hükümetin alım politikasını destekliyorum. Doğru bir zamanda gerçekleştirilen hamle. Jeopolitik olarak bize dostane yaklaşan hiçbir komşumuzun olmadığı, ayrıca finansal gücü elinde tutanların yaptırımlarının sonuna kadar hissettirildiği bir dönemde olmasını da ayrıca manidar buluyorum. Bu konuda tek ve en önemli sorunumuz “Ekonomi”. Üretimin yetersiz, iç piyasanın sıkıştığı, dövizin hükümet ve merkez bankası tarafından baskılandığı, dış borçların yaklaştığı, Merkez bankası ve hazinenin kasasının tam takır olduğu bir döneme denk gelmesi açıkçası beni ürkütüyor. BES’den gelen para ile sermaye piyasalarını seçim öncesi finanse edip, DOLar kuruna baskı kurmak bence büyük bir hata idi. Yabancı yatırımcı; pahallı hisse satıp, ucuz döviz alarak ülkeden gidiyor. Şimdi son hamlemiz olan Merkez bankasının yedek akçesini kullanıma sokuyoruz. O para bittiği zaman ne yapacağız, çok ama çok merak ediyorum.
Akşam yattığımda söyle bir rüya görüp, “Yabancı yatırımcı 120bin- 100bin endeks aralığından pahalı sattığını sandığı hisseler karşılığı, 5.80-6.06 aralığından ucuz aldığını sandığı DOLar’la yurt dışına kaçarken. Endeksin 150binlere gitmesini, DOLar kurunun 3.80 lere geri dönmesini, Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye notunu ses’ten daha hızlı yükselttiği bir güne uyanmak istiyorum ve bunun gerçek olmasını istiyorum” dedim çok değerli fakat yandaş bir ekonomist abime. Bana ne dedi biliyor musunuz? “Yaz ayları evler sıcak olur, gece k.ç.n açıkta kalmasın. Birçok ekonomistten fazla sen ekran seyrediyorsun, bu hayallere sen inanıyor musun?” dedi. Bende kendisine bu hocayla belki ama bu kadroyla imkânsız dedim. Neyse, akşamları üstümüze pike almaya devam ediyoruz. Gelelim yılın üçüncü çeyreğinin ilk haftasında neler yaşayacağımıza.
BİST100: Geçen hafta verdiğim 96,000 hedefini gördük ve hatta üstüne çıktık.96,650 tepe oldu, kapanış ise 96,485 olarak gerçekleşti. Yeni hayaller ve yeni umutlar kaplarsa içimizi hedef öncelikle 98.750 olacak. Bu nokta sizlere 3 ay önce 98,750 kırılırsa aşağı doğru borsadan uzak durun dediğim yer. Yeni alımlar için buranın yukarı kırılmasını beklemenizi tavsiye ederim. Aşağı doğru destekler 95,500, 94,500, 94,000, 93,250 daha aşağıda 92,300 var ki buradan da sarkarsa 90,000 ler gündeme geri gelir.
DOLar: Evet dana’nın kuyruğunun kopacağı haftalara girdik.5,75’in altına inmediği sürece yatay seyir olarak kabul ettiğimiz bölge, yukarı kıvrılmaya müsait hale geldi. İzleyelim görelim.
ONS ALTIN: Teknik analizlerin gölgesinde hedeflerine tek tek ulaşan ve beni sizlere mahcup etmeyen ons altın 1,438,80 $ ları gördü. Teknik düzeltme için 1,400$ lara kadar geri çekilse de haftayı 1,409,60$ dan kapattı. Yeni hafta’da yeni rekorlar bekliyorum.
Hepimize hayırlı ve bereketli haftalar diliyorum.