Sevgili okurlar,
Bugüne kadar yazılarımızda, özellikle “seçimler olgusunu” işlemeye büyük özen gösteriyoruz..
Bizi takip edenler bilirler ki,” seçimler”, bütün demokratik ülkelerde, demokrasinin kuralları çerçevesinde “eşit, adil ve hak, hukuk” temelinde yapılır..
Seçimlerde, bir taraf “devletin imkânlarını, kabiliyetlerini” kullanıyor, diğer taraf ise, sadece siyasi partiler kanunu çerçevesinde, hareket ediyorsa, orada, “eşit, adil, hak, hukuk “ çerçevesindeki bir seçimden, yarıştan söz edemeyiz!
Bu durum, bugünün iktidarı için de söz konusudur, yarın iktidar olacaklar için de!
Daha doğrusu, “böyle bir geleneği yerleştirmek, tarafsız, objektif bir seçim için”, artık gerekeni yapmanın zamanı geldi geçiyor..
Sana, “bangır, bangır şarkılar, türküler”, bize ise, “suskunluk devri” bitmelidir!

GÜVENSİZLİK, AYYUKA ÇIKTI!?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her vatandaşı, “seçme, seçilme hakkını”, en iyi, en güzel şekilde kullanabilmelidir..
Bunu elbette devletin en önemli kurumu “Yüksek Seçim Kurulu” sağlamalıdır..
E, sağlamıyor mu?
Görünen o ki, eleştiriler de bu temelde yoğunlaşıyor, bir değil, birçok sıkıntı var!
Bakınız,”güvensizlik” o derece tavan yaptı ki, siyasi parti liderleri, sözcüleri, temsilcileri “ seçim güvenliğini” konuşup duruyor!
Sandık başlarına verilecek “müşahit”( görevli-gözcü) bağlamında, ayrıca “ gönüllü sandık görevlileri de” oluşturulmaya çalışılıyor..
Peki, “devletin korumasına, seçimleri güven ortamında yapma olgusuna ne oldu ki”, siyasi partiler, günlerdir, aylardır, haftalardır, bu konuyu dillendiriyor?
Demek ki,  bir değil, birçok güvensizlik unsuru var!
Bu durumun kaynaklandığı yerler bulunmalı ve tedavi edilmelidir..

ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇECEK Mİ?
Aksi halde, seçimlere Allah korusun,  şaibe düşer, o zaman birileri çıkar, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye, işi oldu bittiye getirir..
Bunları yaşadık, gördük ve tecrübe defterimize kaydettik!..
Seçimlere çeyrek kala, “kuralların değiştirilmesi, harici güçlerin seçimlere müdahale edeceği yönündeki haberler”, ister, istemez, “kuşkuları, yani şüpheleri” artırıyor!..
“Bu şüpheleri, bu endişe ve kaygıları gidermek, şüphesi Cumhuriyet hükümetlerine” düşer!
Devlet kurumlarının bu güveni, tez elden tesis edilmelidir!..
Milletimizin, “sandık başına huzur ve güven içinde gitmesi” sağlanmalıdır..
Sonra da çıkıp, “şükür ki, seçimlerimizi de sağduyu, itidal içinde yaptık, gerekenleri seçtik, şimdi görev seçilenlerde” diyebilmeliyiz!?

NİYE, NİYE, NİYE?
Birçok, endişe ve kaygı ile birlikte, “seçimler öncesi istifa etmeyen devlet memurları, bakanlar ve ilgililerin konumu da” sıkça konuşuluyor ve tartışılıyor?
Niye, bu durumlara düşüyoruz?
Niye, belli kesime ayrıcalıklar tanıyoruz?
Niye, seçim olgusunu, şaibe altına alıyoruz?
Niye, milletin kafasını karıştırıyoruz, aklını çeliyoruz?
Niye, siyasi partilere, bu kozu veriyoruz?
Burada, yapılacak en acil dokunuş, hem siyasi parti temsilcilerini, hem de vatandaşımızın güvenini tesis edecek,” sandık güvenliğinin” sağlanması ve “seçme ve seçilme şartlarının, yeniden gözden geçirilmesi olmalıdır.
Tarihe not düşme bağlamında, bunları yazıyor ve okurlarımız ile paylaşıyorum..
“Güvensizlik, endişe ve kaygı gölgesinde bir seçimden, sağlıklı bir sonuç” çıkarabilir miyiz?
Niye anlamıyorsunuz?

SAĞIRKULAĞIMAZ YATACAK DEĞİLİZ!
Bizlerde,” sağır kulağımız üzerine yatarsak, bunları kimler dillendirecek, kamuoyu ile paylaşacak, vatandaşımızı bilgilendirecektir” değil mi?
Gelelim, bölgemizdeki seçim hareketliliğine?
Meslektaşlarımız, “Sakarya’da öyle eskilerde olduğu gibi, pek seçim heyecanı, telaşı olduğuna tanıklık etmediklerini” söylüyorlar..
Gerçi, bazı arkadaşlarımız çoktandır,”seçim toto” türünden röportajlara, yer veriyorlar..
Evet, “hangi aday kazanır” noktasından hareketle, “kimi seçmeliyiz, kimi seçebilmeliyiz”  sorusunu sormak, daha doğru değil midir?
“Yetişmiş, birikimi, deneyim ve tecrübeleri ile bu topluma hizmet edecekler”, elbette çeşitli siyasi parti listelerinden aday oldular..

ANKARA’DAN BİLDİKLERİMİZ?
“Milletin vekilliğine” talip olduklarına göre, “hizmette kendilerine güven de, tamdır” inşallah!?
“Tanıdık, bildik, huyunu, suyunu tartışmaya gerek duymadıklarımız”, bir şekilde “Ankara bir Sakaryalı vekil” edası ile test ettiklerimiz de, adaylar arasında?
Bunlar arasında yer alan, “Muhammed Levent Bülbül(MHP), Çiğdem Erdoğan Atabek(AK Parti), Ümit Dikbayır(İYİ Parti)”, seçim startını çoktan başlattı.
Siyasi çalışmaları ile bildiğimiz AK Parti Teşkilatlanmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç listelerde yok..
Belli ki, kendilerini başka görevler bekliyor..

AK PARTİ CEPHESİ?
AK Parti, Sakarya’da liste başına Lütfi Bayraktar’ı koyup,  ikinci sırada Çiğdem Erdoğan Atabek ile üçüncü sırada Ali İnce’ye yer verdi. 4. Sırada Ertuğrul Kocacık ve diğer arkadaşları listede yer aldılar..
AK Parti’nin kalesi olarak bilinen Sakarya’da 7-0’lı günleri bilmeyen yok..
Sonra bir gerileme devri başladı.
Şimdi durum 4’e karşı 3, yani 7 Milletvekilimiz varken, durum buydu.
Şimdi Sakarya, 8 Milletvekili çıkaracak.
“Acaba durum ne olur” diyenler çok!?
Dedim ya, şimdiden “ seçim toto” oynayanlar çoğaldı..
DENEYİM,BİRİKİM ŞART?
Sakarya, “hem Cumhur, hem Millet  ittifaklarını ve hem de siyasi partileri göz önünde bulundurarak bir seçim” yapacak..
Burada, “adayların ağırlıkları, yani birikim, deneyim, halk nazarında kabul görmeleri..” çok önemli..
Şu “ siyasallaşamadan”, salt  “particilik, lidercilik” anlayışını ötelerse, “Sakarya, Ankara’ya gerçekten, bu millete, bu vatandaşa hizmet edecekleri” seçer..
Bunun da yolu, elbette sandıktan geçiyor..
Konuyu, irdelemeye devam edeceğiz!
Bu vesile ile Bayramınızı şimdiden tebrik ediyor, sağlık, afiyet ve güzellikler diliyorum..
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Nisan 2023