Sevgili okurlarım bu yazımda farklı bir konuyu işleyerek dostluk üzerinde duracağım. Hayat bazen insanlara ağır gelmeye başladığı vakit insan ne yapacağını bilemez işte o anlarda yanında olmasını istediği kişilerdir dostları… Dost, hayatın akrabalık bağı haricinde size sunduğu en büyük hediyesidir. Tam dibe vurduğun anlarda, her şeyin bittiğini düşündüğünüz zamanlarda, dostunuz elini uzatır sizi alır çeker bütün kermekeşin içerisinden…
İnsan büyüdükçe daha çok düşünmeye, öğrendikçe daha özenli seçmeye başlar. Ne çocukluk mahsumluğu kalmıştır artık ne de gençliğin verdiği heyecan zaman ilerledikçe gerçek dostun anlamını ve manasını da anlarsın. Dost iyi gününüzde mutluluğunuzu paylaştığınız insanlar gibi değildir. İçiniz kan ağlarken yanınızda olup tüm derdinizi paylaşan acınızı içerisinde hissedendir.
Dost ya hani bu ama her zaman yanınızda olmayabiliyor. Belki haftada bir belki ayda bir görüşüyor olabilirsiniz. Belki de artık hiç… Her gün konuşup görüşmeseniz de varlıklarının huzur ve mutluluk veriyor ve her zaman var olacaklarını biliyorsunuz. Arkadaşlarınız gibi belki dostunuzla gülüp eğlenemiyorsunuz, arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamanın binde birini bile dostunuzla geçiremiyor olabilirsiniz. Dost yanınızda olmasa bile hissettirebiliyor size her zaman yanınızda olduğunu.
Aslında farklı tariflerle de açıklayabiliriz dost kelimesinin anlamını… Bana göre dost siz hayatta yokken bile size sizin emanetlerize sahip çıkan kişidir. Tarifi imkansız bir şey işte yazdıkça yazası hatırladıkça ağlayası geliyor insanın… Her zaman babamın yanında olan, bana bu yazıyı yazdıran Recep Geçici’dir gerçek dost…