Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TBMM bütçe görüşmelerinde bir açıklama yaptı:
“-Sakarya’da 7 okula ait 9 bina için yıkım kararı alınmıştır. Bu okullardaki öğrencilerimiz başka okullara alınmıştır. 5 okula ait 6 bina güçlendirilmiştir. 9 okula ait 10 binada güçlendirme çalışmalarının yapılması için ihale öncesi hazırlıklar tamamlanmış olup 2019 yılı içerisinde güçlendirme çalışmaları yapılacaktır.”
Açıklama pırıl pırıl, saydam…
Açık…
Seçik…
Ancak medyanın kimi kalem erbapları hemen bakanın sözlerinin üstüne atladılar, konuyu karıştırmaya çabalıyorlar…
Ve konunun üzerine giden ‘Bizim Sakarya’yı gargaraya getirmeye çalışıyorlar…
***
Birine ilişeyim…
Yeni Sakarya’dan Zeki Aydıntepe önceki günkü yazısında demiş ki:
“-Bakan Selçuk’un açıklaması Vali Ahmet Hamdi Nayir ve İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş’un açıklamalarının bir benzeri hatta aynı anlamı taşıyan içeriği… Yeni bir şey bulmuşçasına allayıp, pullayıp yayınlamak, bilmem ne derece doğrudur. Bu anlayışa hayret etmemek mümkün değil.”
Sap derken saman diyen Zeki Aydıntepe kendi kendisiyle çelişiyor…
Bakan Selçuk söz konusu okullarla ilgili döküm veriyor:
7 okulda 9 bina için yıkım kararı aldık diyor…
5 okula ait 6 bina güçlendirildi diyor…
9 okula ait 10 binada güçlendirme 2019 yılı içerisinde yapılacaktır diyor…
***
Sakarya İl Milli Eğitim bürokrasisi dün ne diyordu:
“2016 yılı 16 sayfalık ‘Brifing Raporu’ndan : 21 okulda eğitim verilmesi riskli”
2016’da ‘riskli’ idi…
2017 raporunda bu konu hiç yok…
Neden?... Sorun çözüme mi ulaştı?..
Bu çarpıklık milletvekili Engin Özkoç tarafından fark edilip gündeme getirilince ağız değiştirmeye başladılar...
Efendim ‘hasarlı’ binalar var demedik, ‘ekonomik ömrü’ dolmuş binalar var, dedik…
Hangisine inanalım…
Ve fark eden ne?..
***
Sakarya’da bugün garip bir durum var…
Dünya görüşünde birbirine zıt düşen güçler şehrin temel bir sorununda bile bir araya gelemiyorlar…
Halk hiç yerine konuluyor, öğrenciler risk altında eğitim görüyor, kadere teslim edilen zavallı bir şehiriz…
Kimse olayın bu yanına bakmıyor…
İşimiz gücümüz sen/ben sürtüşmesi, vesaire…
‘Senin haberin mi, benim söylediğim mi’ kapışmasından başka gündem yok…
***
Siyasal iktidarların arayıp da bulamayacağı bir şehir halkıyız:
Şehrin temel sorunlarında dahi birbirinin yakasına yapışanların yerel demokrasisi…
Yeme de yanında yat!..