Tuncer Kalaycı’nın davetiyle, geçen Cumartesi günü AKM’de sahnelenen ‘Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’ adlı tiyatro oyununu izledim…

İtalyan sanatçı Dario Fo’nun kaleme aldığı politik eser, düşünce deryasında izleyiciye yelken açtırıyor…

Nobel ödüllü Fo’nun esin perisi ise gerçek bir yaşam öyküsü:

Milano kentinde 1969 yılında demiryollarında patlatılan bir bombadan sorumlu tutulup, polisler tarafından karakola götürülen sol görüşlü bir işçinin yanlışlıkla öldürüp intihar süsü verilmesi olayı komedi unsurlarıyla yoğunlaştırılıp, irdeleniyor…

***

Bir ünlü düşünür, “hayat bir tiyatrodur” demiş; kimi zaman bu özdeyiş doğru olabilir mi?

Sözgelimi Türkiye’nin yakın tarihine, gündem ve güncel politika sahnesine bakalım:

Ne görürüz?..

1 Mayıs 1977 katliamı…

Çorum, Maraş, Malatya, Sivas toplu cinayetleri…

Gezi gençliği için kurulan Kabataş tezgahı…

Camide içki içildiği iddiası…

Suruç katliamı…

Ankara Gar katliamı…

Söz ile kavram, kavram ile yaşam arasındaki ilişkiyi ve bağıntıyı göstermesi bakımından tiyatro etkili bir sanat alanı…

‘Bir anarşistin kaza sonucu ölümü’ adlı oyunu izlerken, aklımıza karanlık ve dramatik tarihimizden bu kesitlerin gelmesi tesadüf mü?..

***

Peki, izleyiciyi dürten, silkeleyen bu oyunun sanatçıları kim ya da kimler?,,

Kim olduklarını ‘Medyayazar’ haber sitesinde, sanat yönetmeni Yasemin Hacıeyüpoğlu Akyüz ile yapılan röportajdan öğrendim…

Kim derdi ki, 2002 yılında Adapazarı’nda bir grup öğretmen ve öğrenci ‘Karatahta Tiyatro Topluluğu’nu kuracak; o günden bugüne tam 12 oyun sahneleyecek, amatör topluluk zamanla gelişerek Serdivan’da ‘Drama Art Sanat Merkezi’ne dönüşecek ve sahneden kumpasçı zalimlerin yüzüne tükürecek…

***

Siyasal gelgit dalgalarında karanlığa savrulan Sakarya’da, ‘Drama Art Sanat Merkezi’ çölde bir vaha…

‘ Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’ adlı oyunun sanat yönetmeni Yasemin Hacıeyüpoğlu Akyüz’e. değerli oyuncular Özgür Özel, Hakan Çetinbaş, Ali Altın, Umut Çümen, Uğurcan Nurlu ve Emre Tongel’e gecikmiş bir teşekkür borcumuz var…

Drama Art Sanat Merkezi’nin yeri başımızın üstü olmalıdır