Transfer mevsimi başlar başlamaz Mikail’i verdik, Rashad’ı sildik, Dimitrov geldi..
Muhammed Rashad Keçiörengücü’ne bonservis bedeli ödeyerek aldığımız bir futbolcuydu, bin pişmanız..
Rüstemler’de bir kamp günü İstanbul’dan dönerken Kuzey Marmara’da kaza yapmıştı, film orada koptu..
Devamında idmanlarda bile yadelleri oynadı, ne gol, ne asist..
En sevdiği şarkı; Çapkınım, hovardayım..
Akıl parası olsun!.
İkinci yarı 1-2’lik Göztepe yenilgisiyle başladı..
Tertemiz derbiden sonra iki seyircisiz ceza maddi-manevi kaybettirdi, ne fayda?
Bu kaybettiklerimizden sonra sahada kaybedecek neyimiz vardı, merak ediyorum..
Seyircisiz oynadığımız Göztepe maçını açık ara kaybettik, büyük kayıp..
İki altı numarayla (Hasan Kılıç-Rajko Rotan) başladık, çok kontrollü.. Bu da bizimle aynı puana sahip Göztepe’den çok korktuğumuzu hissettirdi, Göztepe yüreklendi..
Sakaryaspor’da Burak Süleyman forvet başladı, Kabongo varken..
Tuncay topçuyken çift yürekliydi sanki..
Korkunun ecele faydası olmayacağını maça başlamadan düşünebilseydik çok farklı olurdu, eminim..
Dolayısıyla bu kadar korkaklık sahaların emekçi değil, savaşçı teknik patronu Tuncay Şanlı’ya yakışmadı..
Pardon, Tuncay Şanlı futbolcuyken savaşçıydı!.
Dolayısıyla kısaca özetlemeye çalıştığım bu gelişmelerin toplamında koskoca ilk yarıyı çok pozisyon vererek ve sadece Roshi ile tek pozisyon bularak bitirdik..
İkinci yarıya Roshi’nin yerine Kabongo’yu salınca cesaretli başladık, yapacak bir şey kalmamıştı..
Sonra bir hamle, bir hamle daha ancak bu gayret bir puana yetmedi, tek farkla kaybettik, neyse ki Kabongo’nun teselli golüyle ikili averaj üstünlüğünü kaybetmedik, hayat devam ediyor..
Yine şehit haberleri var, yine ağlayan analar..
Maç esnasında 5 mehmetçiğimizin şehit olduğu haberiyle bir kez daha sarsıldık, başımız sağolsun, vatan sağolsun..
Şu şeref yoksunlarının kendi kanlarında boğulduğunu görmek istiyorum, ağlayan anaların yüzü suyu hürmetine..
SANTRA HARİCİ
“Karnının doymayacağı yerde
Açlığını belli etme” derler