SANTRA/ Cavit Dereli

Paylaşma değil,

bölünme var..

1974’ün Haziran ayında ilk okulu bitirdim, yerel basınla tanıştım, 10 yaşındayım..

Öğleden sonra gazete basılıyor, bizde dağıtıyorduk..

Yazıyor.. Yazıyor..

Günlerden birgün gazetenin basılmasını beklerken zannediyorum ki Tercüman gazetesinin spor sayfasıydı, rahmetli ustam Hüseyin Komite tarafından duvara pano gibi asılan küpüre takıldım..

1974’te Sakaryaspor 2. ligde ilk yarıyı lider bitirmiş..

Sezon bitmiş, kim şampiyon olup 1. lige çıkmış?

Trabzonspor..

Nasıl çıkmış?

Trabzonspor’a yenilen Kocaelispor bizi yenmiş, Trabzonspor çıkmış..

Buradan da anlaşılıyor ki Trabzonspor’u Türk futboluna kazandıran takımın adı; Kocaelispor..

İki komşu şehrin arasındaki ezeli rekabet böyle başlarken bugün bakıyoruz ki; Trabzonspor dördüncü büyük olmuş, biz anılarla yaşıyoruz, yasaklarla devam ediyoruz..

Tribün yasaklarından bahsediyorum elbet skor ne olursa olsun paylaşamıyoruz..

Buradan nereye geleceğim?

Büyükşehir basından İkbal Yiğiter aradı, Sen Otel’de yapılan spor çalıştayına çağırdı..

“Ağabey seni bekliyoruz..”

Gittim.. SGC Başkanımız Sezai Matur’un yanına oturdum, ikinci sıradayız..

Önümüzde rektör, vali, büyükşehir belediye başkanı, SATSO başkanı, Sakaryaspor başkanı yanyaya..

Konuşmalara geçilmeden önce Sakaryaspor Başkanı Cumhur Genç, Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Alemdar’a diyor ki; “Bir göğüs reklamımız bile yok..”

Yusuf başkan sağına dönüyor, SATSO başkanı Akgün Altuğ’u işaret ediyor; “Al sana göğüs reklamı.. Arma Filtre..”

O ara Cumhur Genç, Akgün Altuğ’a bakıyor, Altuğ’un kaşları havada..

Akgün Altuğ SATSO başkanından önce bu şehrin en büyük Sakaryalı fabrikatörü değil mi?

Demek ki fabrikatör ama kazandıklarını paylaşmayı sevmiyor..

Sakaryaspor’un hiçbir zaman hiçbir kulvarında görmedim zaten, bir ara basketbola başkan olmuştu..

Sakarya’da Büyükşehir’e Zeki Toçoğlu’nun yerine Ekrem Yüce aday gösterilince Büyükşehir basketbolu kapattı, SATSO başkanı evine döndü..

Devam edebilirdi..

Büyükşehir çekilse bile Akgün Altuğ’un gücü hiç olmazsa Sakarya’da basketbolu yaşatmaya yeterdi..

Üstelik o zamanda SATSO başkanıydı, o zamanda fabrikası vardı; Arma Filtre..

Arma Filtre yılların fabrikası.. Otokar, BMC, Toyota, Türk Traktör, Türasaş, Goodyear gibi değil mesela, Sakarya’nın fabrikası, sahibi Sakaryalı..

Hiç olmazsa Sakaryalılar paylaşmalı, neyi varsa..

Benim de Sakaryalı bir gazeteci olarak mücadelem bu uğurda..

“Paylaşma değil, bölünme var..” başlığı attığım yazıma dönünce..

Paylaşma olmadıkça şampiyon olsak bile kalıcı olmaz, bakalım işimize..

Bireysel sporlarda da böyle..

Tesis var ama sponsor yoksa nereye kadar koşacaksın?

Derken Yusuf başkan çıktı, kürsüye.. “Sakarya spor şehri.. Ancak bakıyoruz ki tesisler çoğaldıkça başarı azalıyor, buradan başlayalım, bu duruma kafa yoralım” dedi, güne noktayı koydu..

Başkan haklı, dağılın beyler..

Kapanış konuşmasını yeni valimiz Rahmi Doğan yaptı, dağılmadan önce böyle kapatalım, bizimde bir noktamız olsun..

Yeni valimiz dedi ki; “İlk kez bir spor çalıştayına katılıyorum.. Evet bende biliyorum.. Sakarya spor şehri..”

Sayın valim, siz bilmezsiniz..

Türkiye’de 22 yılda spora büyük yatırımlar yapan, teisleşmenin önünü uçsuz bucaksız açan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Türkye’de bir kere kaybetti, 1998’de Eskişehir’de Sakaryaspor’a..

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıyken aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un da başkanıydı, Rambo Hasan’ın golüyle finalde yendik..

Hani bu sene de zaman zaman yazılıyor ya.. Sakaryaspor geçen sene şu kadar para harcamış, Büyükşehir şu kadar para vermiş, ne olmuş, hani başarı?..

Sporda kazanmak var kaybetmek var, size ne lazım?

“Final..” son nokta olsun..

SANTRA HARİCİ

Sokakları denize çıkan

Şehirlere bayılıyorum