Millet olmanın sosyolojik tarifi; Kederde, tasada, sevinçte, kıvançta bir olmaktır.

Biz maalesef bu özelliğimizi yitirdik. Aynı şeylere sevinemeyen, aynı şeylere üzülemeyen bir toplum haline getirildik.

Biz kederimizde, tasamızda, sevincimizde bile bölündük.

Artık acıların etrafında kavgaya tutuşuyor, en insani dramları dahi partizanca yorumluyoruz.

Şu ‘Milli Yas’ konusu mesela…

Toplumu karpuz gibi ikiye böldü yine.

Yarımız Haniye için milli yas ilan edilmesini desteklerken yarısı karşı çıkıyor.

Yarımız yas ilanını desteklerken diğer yarımız milli yas adı altında tüm ülke ve dış temsilciliklerimizde şanlı al bayrağımızın yarıya indirilmesini kabullenemiyor.

Bu kabullenemeyişin sebebi de elbet uğruna milli yas ilan ettiğimiz kişinin kişiliği ile ilgili…

Bu kişinin Çin’e gittiğinde Uygur Türklerinin düşmanı, PKK’lılar ile bir araya geldiğinde Kürdistan’ın bağımsızlığının savunucu olduğunu bilmeyen yok.

Yani nereden bakarsanız bakın Türk ve Türkiye düşmanı…

Yani Türkiye’nin dış politikası ve çıkarları ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir şahıs…

Haliyle o öldü/öldürüldü diye neden milli yas ilan ediyor, neden şanlı bayrağımızı yarıya indiriyoruz diyenler haksız mı?

Üstelik milli yas ilan etmemizi gerektiren bunca olay ve bunca sebebiz varken…

Nedir o sebepler derseniz, önce tarihten bir anekdot aktarayım.

Milli yas ve bu gerekçe ile sembolik olarak bayrakların yarıya indirilmesi ve saygı duruşu yaygın bir ritüeldir.

Kaynaklara göre 17. Yüzyılda başlamış bu gelenek.

Daha önceleri de kilise çanları marifetiyle yapılıyormuş.

Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş.

Bir asil öldüğünde iki kez, Kralın bir yakını öldüğünde üç kez, Kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış.

Bir gün bu çan 5 kez çalmış.

Haliyle herkes bir merak içinde kiliseye koşup papaza sormuşlar; Hayırdır? Kraldan daha önemli kim öldü ki?

Papaz açıklamış; “Herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşımızı haksız yere mahkûm etti. Kraldan daha önemli bir şey öldü; Adalet öldü, adalet...”

Diyeceksiniz ki ne alaka? Alakası şu;

Biz Haniye için milli yas ilan edip bayrakları yarıya indirdiğimiz geçen Cuma günü, bu ülkede adaletin, hukukun öldüğüne dair pek çok emare yaşandı.

Sabah kalktık, Instagram’a, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından erişim engeli getirilmiş.

Gerekçe?

Instagram, katalog suçlara uymamış, Hamas lideri Haniye’yi destekleyen paylaşımları kaldırmış...

BTK da makası atmış.

Tabii ki bu yasağı delmenin yolları var, yani sen makasladın diye o platform kapanmıyor.

Nitekim milyonlarca vatandaş bu yasağı deldi.

Ama bu yasağı delenler arasında Cumhurbaşkanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın olması trajikomikti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Instagram hesabından 10:36’da "Hayırlı Cumalar" paylaşımı yapıldı.

Düştükleri trajikomik durumu gördükleri için olsa gerek kısa bir süre sonra silindi.

Sağlık ve milli Eğitim bakanlıkları da yasağı delenlerdendi…

O ara Anayasa Mahkemesi (AYM) de İletişim Başkanlığı'na basın ve ifade özgürlüğüne müdahale etme yetkisi veren Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptal edildiğini duyurdu.

Bir süre sonra AYM, söz konusu karara ilişkin sosyal medya paylaşımını sildi.

Ha, bu arada AYM’nin internet sitesine de uzun süre erişim sağlanamadı.

Yüksek Mahkeme bunu internet trafiğindeki yoğunluğa bağladı ama kimse yemedi.

Nitekim siteye tekrar girildiğinde ilgili karar ortalıkta yoktu.

Yasaklama kararını ve AYM’nin kararı paylaşıp ardından silmesini değerlendiren Hukukçular; “Böyle bir şeyin makul meşhur bir açıklaması olması gerekir. AYM düzenli olarak bir kanunu iptal ettiği zaman onu sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. O rutin uygulamanın kaldırılması için hiç meşru ve mantıklı bir gerekçe göremiyoruz” dediler.

Instagram’ın yasaklanması sadece siyasi, sadece ifade ve örgütlenme özgürlüğüne değil ticari hayata da vurulan bir darbe oldu.

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği; e-ticaretin yüzde 10’unu sosyal medyanın oluşturduğunu belirterek, Instagram'ın kapatılmasının e-ticarette günlük 1,9 milyar TL’lik bir ciro kaybı anlamına geldiğini söyledi.

Demem o ki; Çanların çalması, bayrağın yarıya inmesi için o kadar sebep varken bula bula Haniye’yi mi buldunuz?