Sevgili okurlar, Mart ayı aynı zamanda, "Çanakkale'de destan yazanların şahadet ve zafer" ayıdır..
İstilacı düşmana karşı, "kınalı kuzuların, on beşlileri ve en önemlisi 57. Alayın hepten şahadette şerbetini, bir siper savaşında içtiği geceleri, günleri" yaşıyoruz..
Bu mübarek Ramazan ayında, "şehitlerimizi anmak, yad etmek, hatırlamak, onların hatıralarını yaşamak, yaşatmak", boynumuzun borcudur..
Çanakkale'yi, geçilmez kılanları sizlere nasıl anlatsam?
O ateşten gömlek giyilen günleri?
ŞU BOĞAZ HARBİ NEDİR?
Bu ay içinde kaybettiğimiz "İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy" o günleri şöyle anlatır;
"Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! "
Şiirin tamamını, sanal ortamda, kitaplarda bulabilirsiniz..
ÇANAKKALE'YE SALDIRANLAR?
Yine, üstat merhum Mehmet Akif Ersoy'un tabiriyle; "Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela" olanların saldırısı karşısında," Çanakkale'de' ayakta dik duranların, o toprakları savunanların, destansı savunmalar ile kahramanlıklar sergileyenlerin torunları olarak, üzerimize vazife kılınan görevleri", unutmamak gerek..
ÇANAKKALE'DE ATATÜRK ADI?
18 Mart Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" dediği unutulmaz bir zaferdir.
Şüphesiz, tarihçilerimiz, yazarlarımız, eli kalem tutanlarımızın farklı bir şekilde anlattığı "Çanakkale Zaferi" günlerini hemşerimiz Sakaryalı yazar Mehmet Niyazi Özdemir, " Çanakkale Destanı" adlı eserinde ne güzel anlatır..
Yine bir Bizim Sakarya Gazetesi Yazarı Hüsameddin Acar'ın
" Küçük Savaşçı" kitabı da, Çanakkale'de savaşanlar arasında, kahramanlıkları ile öne çıkan, "küçük bir askeri" anlatır..
Dünü unutmak, Türk'e yakışmaz!
ELDE NE VAR?
Eğer dünü öğrenmezsek, geleceğe yürüyemeyiz ve gelecek projelerimizi hayata geçiremeyiz..
O nedenle, tarihi gerçekler hep rehberimiz olmalıdır..
Bakınız, yaşadığımız topraklar, Orhan Bey'in komutanlarından Konuralp ve Akçakoca tarafından Bizans'tan ele geçirilmişti..
Evet, Sakarya il topraklarından soz ediyorum..
"O yıllardan, elde ne var" diye sorarsanız, bir, iki isimden başka bir şey olmadığını söyleyebilirim!
Bu ne vefasızlıktır, bu ne aymazlıktır?
Niye ihmal edilmiş, niye unutulmuş ki?
Sakarya'ya hiçbir hizmeti olmayanların adlarını, kocaman caddelere, sokaklara verenler, "tarihten hiç ders almaz, tarihi kahramanlarımızı neden göz ardı, kulak arkası" ederler ki?
Anlamak mümkün değil!?
ADLARINI YAŞATMAK?
"Tarihi kahramanlarımızın adlarını yaşatmak, onların destansı zaferlerini hatırlatmak, isimlerini önemli eserlere vermek", birilerinin aklına, neden gelmez ki?
Şurada," Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını bile silmeye kalkanlardan, heykellerine saldıranlardan, Cumhuriyet'in kazanımlarını yok sayanlardan", bunu elbette beklemek züldür bilirim..
Ama ya diğerleri?
Onlar, "bu duruma boyun mu eğecekler, görmezden mi gelecekler, nemelazımcılık uykusuna mı" yatacaklar?
Bugüne gelirsek?
Yerel seçim yarışları, gümbür, gümbür, bangır, bangır sürüyor..
Eşit mi, adil mi, hak, hukuk temelinde mi sürüyor bu seçim yarışları?
Doğrusu buna "evet" diyemem!
İKİ ADAY ALİ SARI VE ŞENOL DİNÇ?
Sevgili dostum, Sakarya TV Sahibi Şaban Mergül'ün gerçekleştirdiği bir sanal canlı yayında, Jüri 54 Sakarya üyelerinin konukları, "Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı adayı (Memleket Partisi) Ali Sarı ile Erenler Belediye Başkan adayı(Büyük Birlik Partisi) Şenol Dinç'i ağırladı.
Memleket Partisi Genel Başkanı Ali Sarı, Atatürk posteri altında " sorularımızı yanıtladı..
Erenler Belediye Başkan adayı Şenol Dinç ise, "Osmanlı tuğrası bir tablo altında" canlı yayına katıldı..
Onlara, "Sakarya ili ilgili tüm soruları" yönelttik..
Öncelikle kendilerini tanıtan, "neden seçim yarışına girdiklerini paylaşan Ali Sarı ile Şenol Dinç", bizden tam puan aldılar..
"Tahsilleri, bilgileri ve ayrıca genel kültür düzeyleri ile talip oldukları görevlerin hakkını verecekleri izlenimini" oluşturdular..
SÖZ VERDİLER?
Bir kere, görev alanlarını karış, karış bildiklerini sergileyen bu iki aday(Ali Sarı ve Şenol Dinç), aynı zamanda, kazandıklarında, "parti değiştirmeyeceklerini, belediyeye kazanç amaçlı arsa satmayacaklarını, belediye borçlarını azaltmak için, israfa son vereceklerini, belediye kapısını kaldıracaklarını, şatafatlı belediye makam odası oluşturmayacaklarını, araç saltanatına son vereceklerini, Sakarya'nın deprem gerçeğine ilişkin olarak gerekli tedbirlerin alınacağını, depreme hazırlığı büyük bir kararlılıkla öncelik olarak belirlediklerini, insana dokunma adına sosyal, kültürel, ekonomik ve spor alanlarında yapılması gerekenleri, zenginliklerimin korunması bağlamında turizme önem vereceklerini, tarım alanlarının imara açılmaması için gereken göstereceklerini söyleyerek, Sakarya'ya katma değer katan, unutulmaz hatıralar bırakan, büyük eserler kazandıranların adlarının sokak ve caddeler ile çeşitli tesislerde yaşatılacağı" sözünü verdiler..
ÇANAKKALE'DEN SAKARYA'YA?
İçten ve samimi bir buluşma oldu..
Bu buluşmada, yer alan arkadaşlarımızın da hakkını teslim edelim..
Sizlere," Çanakkale'den Sakarya'ya", bir durum tespiti yaptık!..
Daha fazlası da mümkün ama, sayfamızın sınırı malum!
İki aday şahsında, tüm yarışta olanlara başarılar diliyoruz..
Yusuf Cinal yazıyor, 18 Mart 2024