Türkiye’nin 2002-22 yılları arasında uyguladığı büyüme modelinin büyük ölçüde yurtdışından gelen sermaye girişlerine bağımlı olması ciddi sorunlar yaratmaya başladı.
Sermaye girişleri TL’nin değerlenmesini sağlayarak enflasyonun düşürülmesinde önemli bir rol oynadı. Merkez Bankası gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzun bir süre çok düşük seviyelerde olması sayesinde kademli olarak politika faizini düşürebilecek politika alanını buldu. Fakat bir yandan faizleri düşürürken bir yandan TL’nin değerini korumayı sağlayan küresel konjonktür ABD’nin 2008-09 Finansal Krizi sonrası devreye koyduğu varlık alımı programını sonlandırmasıyla birlikte 2013-15 döneminde son buldu.
Küresel piyasaların değişmesiyle birlikte Türkiye’de politika yapıcıların aynı anda politika faizlerini aşağı çekip TL’yi değerli tutabildiği politika alanı git gide daralmaya başladı.
Verilere baktığımızda 2022 itibariyle dolar ve Euro’nun TL karşısında değer kazandığını, reel kurun düşüşe geçtiğini, hane halkı borçlanmasının gayrisafi hasılaya oranında düşüş trendinin başladığını, büyüme oranının genel trendinin aşağı yönlü olduğunu ve enflasyon oranının inanılmaz boyutlara ulaştığını gördük.
Son 2 yılda fiyatlar on misli arttı. Bunu fırsata çeviren zenginler türedi. Piyasanın yeni Başkanlık sistemi ile denetimsiz hale gelmesi Ülkeyi uçuruma sürüklemeye başladı.
Yani küresel piyasaların değişmesiyle birlikte Türkiye ekonomisinin performansında büyük bir kırılma yaşandığı görülüyor. Bu kırılmayla birlikte AKP popülaritesini korumasında etkisi olan değerli TL ve düşük enflasyon ortamı da ortadan kalkmış durumda.
Kısacası Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı anlatırken bugün yaşanan sorunların temelinin AKP’nin başarılı olarak görüldüğü dönemlerde atıldığını ve uluslararası arenada yaşanan gelişmelerin yurtiçindeki ekonomik ve siyasi gelişmeler üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Özelleştirme adı altında tüm Cumhuriyet değerlerini sattık. 2 yıl önceki fiyatlarla bugünü kıyasladığımızda inanılmaz artışlar olduğunu görüyoruz. Çalışmayan, üretmeyen cahil bir toplum yaratıldı. Siz oy verin biz sizin evinize yemek, yakacak, ev eşyası, giysi alırız.
Ekonomi berbat durumda. Paramız yabancı ülke paraları karşısında ayaklar altında. Hele birde kaldırılan 6 sıfırı bugünkü değerlere eklerseniz markete giderken Pikapla para götürecektik sanırım.
Gelin görün ki TV lerde Ekonomiden hiç bahseden yetkili yok. Gündem hep algı yaratan operasyonlarla dolu.
Seçim Ekonomisi geçmişte olduğu gibi bugün de tamiri mümkün olmayan yaralar açıyor Ekonomide. EYT ülke Ekonomisine büyük darbe vurdu. Bunun etkisini çok yakında göreceğiz. Sosyal yardımlar ile çalışmayan, üretmeyen sadece tüketen bir kesim oluşturuldu. Devlet kadroları tamamen siyasete bulaştırıldı. Siyaset her şeyin önüne geçti.
Yüzyıl içinde edindiğimiz sanayi değerlerimizi şaşalı yaşam uğruna yabancılara sattık. Şeker Fabrikaları, kağıt fabrikaların dan tutunda Tank Palet Fabrikamıza kadar yüzlerce milli değerimiz satıldı.