ELİNİZDE bulunan Bizim Gazete, geçtiğimiz günlerde 20 yaşına girdi. Son 20 yıl içinde birçok ulusal gazete kapılarını basın hayatına kapatırken, “Bizim Sakarya” büyük bir özveri ve çaba ile bu ocağı tüttürmeye çalışıyor…

Doğrusu, sahibinden, künyesindeki beyin takımına, editöründen, sayfa mizanpajcısına, muhabirinden, çaycısına kadar emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum…

Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık…

Siz değerli okuyucularımız da, her gün aldığınız bir ulusal gazetenin yanı sıra bir de Bizim Sakarya’yı almayı ihmal etmezsiniz inşallah…

Yukarıda emeği geçenleri sıraladım; çok kalabalık sanmayın… Biz yazarları saymazsanız, hepi topu 5-6 kişinin emeği ve özverisiyle çıkıyor bu gazete…

OKUYUCU, GAZETESİNİ SAHİPLENMELİ

Gazetecilik zor bir meslektir…

Okuyucuya ulaşmak için, büyük bir çaba gerekir… Sakarya’nın tüm ilçelerinde gönüllü muhabirlerin olacak… Ve o muhabirler her gün size, çevrelerindeki haberleri ve görselleri iletecek…

Merkezdeki arkadaşlar bu gelen haberleri değerlendirecek, edite edecek… Sayfa operatörü ise belli bir mizanpaj dahilinde bu haberleri sayfada ait oldukları sütunlara yerleştirecek…

Ve son defa manşetinden, en küçük haberine kadar gözden geçirilecek ve baskı için İstanbul’daki matbaanın e-mail adresine geçilecek sayfalar.

Gazete gece basılacak ve sabahın erken saatlerinde Sakarya ve ilçelerine yolculuk başlayacak…

Gördüğünüz gibi, bir kâğıdın et ve kemiğe bürünmesi, yani gazete olması için birçok aşamadan ve süzgeçten geçiriliyor…

Ve sizlere ulaşmak için bir zaman yolculuğu başlıyor!..

Gerisi sizlere kalıyor…

Günlük ulusal gazetenizi almak için, gazete satılan yerlere gittiğinizde bir de Bizim Sakarya Gazetesi’ni alırsınız değil mi?

Alırsınız… Alırsınız…

BELEDİYELERE DÜŞEN GÖREVLER

Eğer bir şehirde, yerel gazeteler yaşamıyor ve yaşatılmıyorsa, bundan en büyük ayıp öncelikle o bölgedeki belediyelere, yöneticilere, esnaflara ve de okuyuculara düşer.

Sözgelimi Sakarya’da hepi topu 3-4 gazete var… Ve bu gazetelerin bünyesinde çalışanlar, evine ekmek götüren gazeteci arkadaşlarımız var…

Sizler, bu gazeteleri sahipleneceksiniz ki, gazeteler yaşasın…

Baskıları artsın…

Çalışanları çoğalsın…

Sayfaları daha çok, haberleri daha fazla olsun…

Bu gazeteleri yaşatmak ve desteklemek de sizlerin elinizdedir…

GAZETELER, YÖNETİMLERİN AYNASIDIR

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın Milletin müşterek sesidir” vecizesi, aslında bu sektörün, sağlıklı haber alma adına ne kadar önemli bir yer tuttuğu ortadadır.

Gazeteler, Belediyelerin hizmetlerini haber yapar…

Gazeteler, o bölgelerde aksayan görevleri de haber yapar…

Gazeteler, o bölgedeki güzel icraatları da haber yapar…

Gazeteler, insanları rahatsız eden, soyan, kıran, vuran, öldüren, çalan insanları da haber yapar ve bu konuda Emniyet birimlerine de yardımcı olur.

Gazeteler, bir şehirdeki sanat, siyaset ve spor etkinliklerini okuyucuları ile paylaşarak onları bilgi sahibi yapar. Dolayısıyla şehir yaşamına olumlu katsılar sunar…

Bu bakımdan da hayatın vazgeçilmezleri arasındadır gazeteler…

Ve bu yönleriyle de, belediyelerin bir aynası gibidir… Güzel işler yapılırsa, aynada güzel görünürsünüz, yanlış icraatlar yaparsanız, aynada yine onu görürsünüz…

HER ŞEYE RAĞMEN YAŞIYORLAR!

Biliyorsunuz, hayat şartları artık çok ağırlaştı…

Canınız bir simit çekse, cebinizdeki 10 liraya kıymak zorundasınız… Gerisini, diğer gereksinimleri burada sıralamama gerek yok…

Sakarya’da çıkan gazeteler ise 3-4 lira ile okuyucuya ulaşmaya çalışıyor…

Eskiden gazetelerle simit fiyatları baş başa gidiyordu. Sonra ne olduysa, simit aldı başını gitti… Şehirlere göre en ucuzu 7 lira, en pahallısı 20 liraya kadar çıkıyor…

Gazeteler ise yine 3-5 liraya ayakta kalmaya çalışıyor…

Onu yaşatmak sizlerin elinizdedir…

Esnaf ilanını vermezse, Belediye ve Basın İlan Kurumu, kamu ilanlarını adaletli bir şekilde dağıtmazsa, gazeteler nasıl var olmaya devam edecek?

Sözün özü, hayatımızın bir rengi olan gazeteleri sahiplenelim ve yaşatalım…

Vesselam…

*************

ANLAMLI SÖZ

“Bir ülkede yazılı ve görsel basın, parayı verenin öttürdüğü düdük yolundaysa, Nasrettin Hoca’nın eşeğe ters binme zamanı geldi demektir…”

Sunay Akın

*************