Sevgili okurlar,
Ülke ve memleket gündemine gelecek olursak, “yazacak, irdeleyecek” çok konu var..
Bir kere, “Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)” açıldı..
Hayırlı ve uğurlu olsun!..
İnşallah, “millet yararına kararlara”, imza atılır..
Bir daha hatırlatalım ki, Osmanlı İmparatorluğu yıllarında da “Meclisi Mebusan” bir açıldı, bir kapandı..
Ne yıllar, ne?
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyet’in en saygın, önemli “yasama” organıdır..
“23 Nisan 1920 Tarihinde, Osmanlı Devleti’nin, İtilav devletleri tarafından işgaline direniş,karşı duruş ve bağımsızlık mücadelesinin nişanesi” olarak kurulmuştur.
“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir”düsturu ile asıl görevi “yürütmeyi” denetlemek adına, “yasama erkini” kullanır..
Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işlevi, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” içinde, iyice örselenmiştir!
Çoğunluğu elinde bulunduran “Cumhur İttifakı” yasalar ile bildikleri gibi oynamakta, bir beis görmemektedir..

YAP, BOZ, İPTAL ET?
“Yap, boz, iptal et” anlayışı içinde olduğu kadar, “atamalar, direktifler, siyasi güç gösterileri”, Meclis’in üzerine yansıtılmıştır..
Bütün bunlar, demokratik sistem içinde “ biz seçilmişiz, biz biliriz, biz yaparızlarla” bugünlere gelinmiştir..
Şöyle, 22 Yıllık döneme baktığınızda, “TBMM adına hangi başkanın adından” söz edebiliriz?
İşte, TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş döneminde yaşananlar, her şeye enlatmıyor mu?
“Yumrukların havada olduğu, protestoların dinmediği, hazımsızlığıh tavan yaptığı Meclis’te, kan akıtılması ise”, unutulacak gibi, değildir..
“Bekir Bozdağ, Gülizar Biçer Karaca,Sırrı Süreyya Önder, Celal Adan’ın başkan vekili olarak görev yaptığı Meclis’te siyasi parti grup başkanları da” belirlenmektedir..
Evet, halkın Meclisi açıldı..
Pahalılık, bitecek mi?
Ülkeye hazur, güven gelecek mi?
İhalalerde şeffaflık, egemen kılınacak mı?
Halkın evlatları, kamu idarelerine liyakat esasına göre alınacak mı?
Seçilmişlerin görev aldığı belediyelere, eşit, adil bir şekilde yaklaşılacak mı?
Şu “ahmak davası” nasıl adil bir şekilde sonlandırılacak?
“İnsan haklarına, evrenesel değerlere, çevre bilincine” bakılacak mı?

KILIÇLARI ÇEKTİLER DİYE?
“Kılıçları çektiler” diye, hedefe konan, ülkenin gözbebeği teğmenlerin, bir kesimin dillendirdiği gibi “başları koparılacak mı”, yoksa, “Atatürk’ün askeriyiz” diye, “ritüel mezuniyet gösterisinde bulunan ve ülke için, bayrak için, milletimiz için, ölmeye hazır olan gençlerimizi,  tu-kaka etmeye” devam mı, edeceğiz?
Bu, ne ayrışma?
Bu, ne ayrılık, gayrılık?
Bu, ne kindarlık, dindarlık?
Atatürk kim?
Askerleri kim?
Siyasetçiler kim?
“Mevzubahis vatan ise, bayrak ise, milletimiz ise”, nedir murat edilen?
Böyle,” birbirine düşen, bir başka ülke insanları” varmıdır?
Hala, “bu genç teğmenleri gündem de tutmanın, hedefe koymanın alemi” nedir?
Bu, “bir sevgi, saygı, vatana, bayrağa, millete bağlılık gösterisi” değil de, neder?
İlla, “bu gösterinin altında, bir şer aramanın”, kime, ne faydası olur?
Kokuşmuşluk bu ya, her yanımız vıcık, vıcık siyaset, tarafgirlik, kayırmacılık, küçük, hor görmeler?..
Allah, selamet versin!

MAKAMLARA SAYGI!
Bu hengamede, güzel sözlerine de tanıklık ettiklerimiz var..
İşte, Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, CHP(Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı Özgür Özel ile milletvekilleri ayakta karşıladı..
Bu da, “yumuşama siyaseti”, adına bir ilk..
Önemli olan, kişiler değil, kurumlardır..
Öyle ya, bir yerden başlamak gerek..
“Bugün ona, yarın bana” anlayışı çok önemli..
Siyasi partiler, demokrasinin yük vagonlarıdır..
Genel başkanları ise, bu lokomotifin şefidir..
Evet, “makama hürmet ve saygı”, çok önemlidir..
Keşke, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde o yumrukculara” yer vermeseydi?!..
Ülke’de hal ve gidiş, Eylül ayı sonu itibarı ile böyle..

TEMİZ EĞİTİM!?
Ekim ayı itibarı ile “şu okullardaki rezilliğe”, ne demeli?
Okullarda, dizboyu pislik!
“Bu kirli, paslı, çöp ortamında..” nasıl ders yapılır, nasıl eğitim verilir?
Bu manada,” Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın sergilediği tutumu” alkışlıyorum..
“Belediyeden hizmet almayınız, onları geri gönderiniz” diyenleri ise, kınıyorum!..
Siz kimsiniz, Ankara Belediyesi kim?
“Devletin, sağ mı, solu mu”, olur?
Devlet kurumları ile bu millete hizmet için yükümlü, değil midir?
“Yapamıyor, beceremiyorsanız,  bu işe talip olanlara ayakbağı” olmayınız!

DEVLET KİM, MİLLET KİM?
İşte, insanlarımız bu yüzden, eski günleri hatırlatıyor, o günlere özlem duyuyor!
Lütfen, “devlet katında görev alanlar, tarafsızlık, adil, hak, hukuk çerçevesinde” hareket etsinler..
Bu milletin, bunu sizlerden bekleme hakkını, kulakarkası etmeyiniz!
Bu memleket, bu kurumlar, bu devlet hepemizin!
“Devleti, kurumları ile ayakta tutmaya vargücümüz ile desteğe, birlikteliğe” devam!
Başka türlüsünü, düşünemiyorum bile!
Devlet çökerse, hepimiz altında kalırız!
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Ekim 2024