Tekrara düştüm!
Hiç sevmediğim bir durum ama gelişen süreç beni bu noktaya getirdi sanırım.
Korkarım ben değil, ülke tekrara düşmüş!
Neden bahsettiğimi hemen açıklayayım. Bu yazıda kullandığım başlığa çok benzen bir başlığı yine yakın bir tarihte kullanmıştım. 7 Haziran seçimleri öncesinde.
‘Başbakan neden AK Partiye oy versin?’ diye bir başlık atmışız bu sütunlarda neredeyse 2 yıl önce. Bugün yine hemen hemen aynı mailde bir başlık kullanıyorum. Lakin hemen ifade etmem gerek ki, bu iki başlıkta işaret edilen Başbakanlar aynı Başbakanlar değil.
Ahmet Davutoğlu Başbakanlık yaparken, AK Parti’nin Erdoğan sonrası ilk Başbakanı olarak partiyi seçime hazırlarken aynı zamanda kendisinden ziyade Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çalışıyordu. Çünkü seçim propagandasının odağında Cumhurbaşkanlığı Sistemi vardı. Yani özetle, Parti güçlü bir şekilde iktidara gelecek ve daha sonra Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçilecekti. Ve Başbakanlık tarih olacaktı. İşin komik tarafı da Başbakan meydan meydan gezip kendisinin ne kadar gereksiz olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
***
“Seçim sonucuyla değil ama kongrede delege kararıyla başbakanlığa seçilen Ahmet Davutoğlu’nun ilk seçimi.” Dedikten sonra şunu ifade etmişiz o zaman: “Başbakan olarak son seçimi de olabilir. Türkiye’nin son başbakanı da olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nde başbakanlık yetki ve sorumluluklarını kendi elleriyle Cumhurbaşkanına teslim eden adam olarak tarihe geçebilir.” Ve şu tahminde bulunmuşuz, aslında Davutoğlu’nun da Başbakanlığın sonlanması gibi bir isteği olmadığını, bunun için de aksi bir istikamette çalışacağını. Daha sonraki günlerde yaşamış olduğumuz siyasi gelişmeler de bunun kısmen böyle olduğunu bize gösterdi. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğundan bertaraf edilmesi de bizi haklı çıkartmıştı! Hatta o günlerde Başbakanlığı en az AK Parti’li Ahmet Davutoğlu kadar CHP’li Deniz Baykal ve MHP’li Devlet Bahçeli savunabilselerdi bugün başka türlü bir siyasi gündeme sahip olabilirdik.
***
Bugünkü Başbakana gelirsek. Binali Yıldırım. Yine Ahmet Davutoğlu gibi Başbakan olarak seçim kazanmadı, kongrede delegelerin oylarıyla Başbakan seçildi. Ve yine şimdi tıpkı eski Başbakan Davutoğlu gibi meydan meydan gezip Başbakanlık makamını bitirmek için çalışıyor. Kendisi için değil, Recep Tayyip Erdoğan için oy istiyor. Küçük bir nüans farkıyla. Başbakan Binali Yıldırım, işin absürtlüğünü veya isteksizliğini esprili yaklaşımıyla belli ediyor. Davutoğlu belli etmiyordu mesela… Ama Başbakan Yıldırım belli ediyor, hatta açık açık ifade ediyor.
***
Hafta içi memleketi Erzincan’ı ziyaret eden Başbakan Yıldırım, hemşehrileri ile samimice dertleşti. “Başbakan çıkardık, başbakanlık kalkıyor.” Yıllar sonra Erzincan’dan bir Başbakan çıkmış, Erzincanlılar Başbakana sahip olmanın gururunu yaşarken hemşehriniz olan Başbakan şehrinize gelip Başbakanlığın kaldırılması için oy kullanmanızı istiyor. Ne tuhaf bir durum! Başbakan Yıldırım da Erzincanlıları ikna etmeye çalışıyor. “Erzincanlılar diyor ki, ‘Biz başbakan çıkardık, başbakanlık kalkıyor.’ Vatana hizmet makamla, mevkiyle olmaz değerli hemşehrilerim. Eğer içinizde memleket aşkı varsa toprağı sürerek de hizmet edersiniz, ticaret yaparak da hizmet edersiniz.” Yıldırım’ın bu sözlerinin alt metni; kardeşim sen bu memlekete her türlü her şekil hizmet edebilirsin ama Başbakanlık yaparak hizmet edemezsin! Niye?
İşte bu ‘niye’yi Erzincanlılar tam olarak anlamış mıdır, bilmiyorum? Neden Erzincanlılar kendi elleriyle kendi Başbakanlarını yok etsinler?
Peki neden Başbakan kendi makamını yok etsin?
***
Ahmet Davutoğlu için yazdığım öngörüyü tekrarlayacağım; mecliste oyları kontrol altında tutabilirsiniz ama seçimlerde o perde çekildikten sonra herkes kendi vicdanıyla baş başadır. Referandumda Başbakanın kendisi bile evet oyu kullanmayabilir!