Sevgili okurlar,
Bugünlerde, “Afganistan” ile yatıp kalkıyoruz!
Televizyonlarda, gazetelerde, radyolarda va ağızlarda bir “Afganistan” sakızıdır, çiğneniyor da çiğneniyor!..
Bir Asya ülkesi olan Afganistan’ın bugün nüfusu, 39 Milyona dayandı..
Verilere göre nüfus artışı yüzde 40 civarında..
Yine tespitlere göre,”
Bir İslâm ülkesi olan Afganistan'da nüfusunun büyük kısmı müslüman olup ekseriyeti Hanefî mezhebine mensuptur. Sünnîler'in dışında Şîa'nın farklı kollarına mensup olanlar da %15-20 gibi önemli bir oranı temsil etmektedir. Afganistan'da az sayıda Hindu, Sih ve yahudi de yaşamaktadır” notu poylaşılıyor..
Ülkede farklı etnik yapı yer alıyor..
Pehtun, Peştun, Tacik, Türk ve diğer azınlıklar ile birlikte Afganistan, 50 Yıldır bir iç savaşın içine atılmıştır..
Başkenti Kabil olan ve önemli kentlerinden Herat, Kandahar, Pencap, Mezarışerif  bugün itibari ile terör örgütü olarak adlandırılan bir radikal İslamcı grup olan “Taliban”ın eline geçmiştir..
Ülke Taliban güçlerine teslim edilmiştir..
“Yeni strateji” bu ya, bakalım altından ne çıkacak?
Elbette ülke tam manasıyla teslim alınamamışsa da, Taliban ile ilgili haberler, bilgiler paylaşılmaktadır..

İLKEL KADIN DÜŞMANI!
Elimizdeki veriler esasa alınırsa, “Taliban’ın, bir Ortaçağ kalıntısı” olduğu gerçeği ile karşılaşırız.
“İlkel, kadın düşmanı, demokrasiden nasibini almamış, kişi hak ve özgürlüklerini hiçe sayan, İslam’ı yanlış yorumlayarak, saç, sakal, üst başı  ürkütücü bir grup, bir küme..”, bu yakın tarihte ilk defa, milli irade dışında devlet olmak için büyük bir fırsat yakaladı.
Bu grup ve kümenin neler yaptığını, Suriye ve Irak topraklarında “IŞİD ve El-Kaide” militanları yapmadı mı?
Bu terör örgütleri kime hizmet ettiler ki?
“Kelle kesen, sorumsuzca kan akıtan, mala, cana tecavüz eden, kendilerince kurallar koyup, burka giymedi” diye başa kurşun sıkan bir anlayışın, elbette Afganistan’a sahip olması, o ürkütücü sahnelerin yaşanmasına vesile oldu, oluyor!

HANİ BARIŞI TESİS EDECEKLERDİ?
Peki bize ne oluyor?
Önce Rusların işgal ettiği ve yıllarca ülke halkına esaret yaşattığı bölgeye sonra Amerikalılar, 11 Eylül kule baskınından sonra “intikam” amacı ile girmedi mi?
Ardından bu ülkeye, “barışı tesis etmek, sıcak çatışmaları duirdurmak, ülke insanına refah getirmek “ için NATO askerler ülkeye çıkartma yapmadı mı?
“İSAF Barış Gücü” askerleri içinde yer alan Türkiye’nin, Afganistandaki varlığı hala devam ediyor..
Amerika’nın çekilme kararından sonra büyük bir kaosa sürüklenen ülkeden, kaçışlar sürüylor..

AMERİKAN İŞBİRLİKÇİLERİ!
Farklı dramlara tanıklık ederken, özellikle NATO ve Amerika işbirlikçilerinin ülkeden nasıl kaçmaya çalıştıklarını ibretle takip ediyoruz..
Ne acı bir durumdur, insanın ülkesinden eşini, annesini, babasını, çoluk çocuğunu bırakıp kaçması..
Ya, Amerikan askerlerine teslim edilen bebekler!
Bütün bunlar, gözlerimiz önünde oluyor!..
Evet, Afganistan’dan bu işbirlikçiler, akın, akın İran topraklarını geçerek Türkiye sınırına dayanmaya devam ediyor..
Dikkat edilirse, büyük bir genç nüfus, Türkiye topraklarında kurtuluşu görüyor..
Hedef nedir?
Neden Türkiye?
Oyunu bilen varmıdır?

BELLİ Kİ ÖNCEDEN KONUŞULMUŞ!
Belli ki, son Erdoğan, Biden görüşmesinde bu husus konuşuldu, bir karar alındı ve şimdi bizler, o kararın eyleme dönüşmesinin şaşkınlığını yaşıyoruz..
Biz, bu senaryoyu Suriye’de görmedik mi, yaşamadık mı?
Beş Milyon Suriyeli Türk topraklarına akın etmedi mi?
Yok,”Ensar, yok Müslüman kardeş, yok kaçkın, yok mülteci, yok göçmen” diyerek ülkeye kabul ettiklerimiz, kaç yıldır ülkemizde konuk ediliyor ki?
“Ekonomi de istihdam ediliyorlar” öyle mi?
İnsanımıza ne olmuş ki?
Çalışmıyorlar öyle mi?
Ne pahasına, hangi kurallar, hangi anlayışlar çerçevesinde?
Şimdi, “Amerikan işbirlikçileri olan kaçkın Afganlılar için” güya İran sınırında tedbir alınıyor, duvar örülüyor..
Vah ülkem, vah!

TÜRKİYE YOL GEÇEN HANI MI?
Yol geçen hanına döndürüldü!?
Suriye sınırında olduğu gibi, “yeni bir rant, betona yatırım” alanı bulundu ya, yaşassın siyaset!
Gelsin paraçıklar öyle mi?
Öte yanda siyasiler de görüş ve düşüncelerini paylaşmaya devam ediyor..
En çarpıcı açıklamaları Memleket Partisi Genel Bayşkanı Muharrem İnce Habertürk’te yaptı..
İnce, “Bunlar göçmen mi, mülteci mi, kaçkın mı?
Sınırlarımız delik deşik!
Türkiye, AB’nin, Amerika’nın mülteci deposu mu?
Sınırlarımıza duvar örmedik mi?
Ellerinde bir tane gömlek ve çanta yok!.
Karını, kızını niye bıraktın?
Hepsi palavra!
Bu yapılan vatana ihanettir..
Sınırdan geçmesine izin verenler, bir gün hesap verecekler!?.. Amerika’ya kıyak yapılıyor!
Amerika ile sorunlarımız çözüldü mü?
İşin bir başka püf noktası var?..
Geriye,” Halk Bank ile mal varlığı davası” kalıyor!
Milliyetçilerin ayağa kalkması gerekiyor..
Bu nasıl milliyetçilik?
Niye ayağa kalkmıyorlar anlamıyorum!?..
Bunları çıkıp gümbür, gümbür halka anlatmak gerek..
-Sınırlar derhal kapatılacak..
-Ramazan Bayramı’nda 150 Bin Kişi Suriyeye’ gidiyor..
-Geri dönüş yok!..
-Kiliti kapatacaksın!..
-Suça karışan, anında paketlenecek!..
-Yolda gördüğüne kimliğini soracaksın!..
-Esad ile acilen masaya oturmamız lazım!..
-Can güvenliği sağlanarak, bu misafirleri geri göndermemiz gerek..”
diyerek gelecek endişelerini dile getirdi.

İKTİDAR NEYİN PEŞİNDE?
İktidar mı?
Bildiğini okumaya devam ediyor..
“28 Şubat” bahenesi ile 80’lik delikanlılar hapse tıkıldı!..
Acaba, “FETÖ kumpaslarından mı medet umuluyor” diye endişe etmemek ne mümkün?
Türkiye’de sorunlar yumağa gittikçe büyüyor!..
“Siyaset makamı kendi derdinde, kendi ikbalini kurtarmak için” göz boyamaya devam ediyor..
“-Dik dur eğilme!
-Beraber yürüdük biz bu yollarda!
-Beraber ıslandık yağan yağmurda!
-Gel gayri, bu hasret bitsin!”

Nereden, nereye?
Bunlar iyi günlerde, yarın nelere tanıklık edeceğimiz belli olmuyor mu?
Amerika bu!
Suriye’de PKK için yaptığını, şimdi Taliban için devreye soktu!
Bakalım iş nereye varır?