AKP deyip geçmeyin…
Çeyrek yüzyıldır Sakarya tarihine kimliğinin damgasını basmış bir siyasi parti…
Parti içi mekanizmaların ilginç mi ilginç işleyişi, insana parmak ısırtır…
İşte aday saptama yöntemi…
Bu yöntemi kim icat etmişse, deha mertebesinde zeka sahibidir…
Ne deniyordu?..
1) Kamuoyu araştırması…
2) Teşkilat temayülü…
3) Milletvekili görüşü…

***

Sakarya AKP siyasetinde olanları anlayabilmek için derinliğine inceleme ve araştırmaya gerek var mı, bilmiyorum…
Son örnek yeter de artar bile…
Ekrem Yüce aday değildi…
Büyükşehir belediye başkanı oluyor…
Sorulabilir:
-Yüce, kamuoyu araştırmasından mı çıktı?..
-Parti teşkilatının baş tacı mı?...
-Milletvekilleri üzerinde itiraz edilemeyecek saygınlıkta mı?..

Ne dersiniz?..
Aday saptama yöntemi denen fasa fiso iş gerçeğin üzerini örtmeye yetiyor mu?..

***

Soruları daha da zenginleştirebiliriz…
Zeki Toçoğlu aday gösterilse seçim riske mi girerdi?..
Yusuf Alemdar olsaydı parti içi dengeler mi değişirdi?...
Adayımız Ali İnce denilse parti de hizip mi oluşurdu?..
Rıdvan Duran parti disiplini kökünden mi bozardı?..
Yukarıda üç madde de sıralanan aday saptama numarasıyla aday adaylarının emeklerini çiğneyip,  onurunu ayaklar altına alarak belediye başkanlığı makamını rüyasında bile görmeyen Ekrem Yüce’yi Sakarya’ya dayatan anlayış, AKP’yi bu şehirde kundaklamıştır…

***

Oy oranı itibarıyla Sakarya’da ağır basan AKP’deki bu gelişme yalnız partililerde huzursuzluk kaynağı oluşturmamış, genel kamuoyunu da tedirgin etmiştir:
-AKP bu haliyle bir daha ya kazanırsa!..
Peki, bu tedirginliği halkın sağduyusundan doğan bir güvence sayabilir miyiz?..
Bu sorunun yanıtını muhalefet belirleyecektir…
Muhalefetin göstereceği aday ve yapılacak seçim çalışması daha bir önem kazanmıştır…

***

Bir kenara not edin…
Yerel muhalefet siyasal arenada AKP’nin karşısına halkın ağırlığını koyabilecek bir aday etrafında örgütlenme ve uzlaşma bilincini saydamlaştırabilirse, iktidar partisini Sakarya’da unutamayacağı bir ders bekliyor…