İnsanoğlu yapacağı her hareketinde, gerçekleştireceği tüm eylemlerinde; herşeyden ama herşeyden evvel vicdanına danışmalı. Neticesinde eğer bir başarı elde edebilirse, bu tam bir gönül rahatlığıdır. Ama neticeyi elde etme yollarında çıkar, maddiyat ve kişisel menfaatini ilk plana alıp da yol alırsa, işte o vakit yastığa başını rahatça koyabileceği bir sonuca erişemez.
Değil midir ki bizi insan yapan tarafımızın en mukaddesi vicdan? Kişisel, toplumsal ve ülkesel her duruşumuzda bir yüce erdemdir vicdan dediğimiz şey. Yazılı kanunlardan, örgütsel maddelerden, belirlenmiş kurallardan çok daha üstün bir yargı makamıdır. İsterdim ki; özellikle memleketin idari makamlarında, toplumsal işletmelerin başında olanlarda ve bunun gibi insana dair her işi yapanlarda, vicdan erdemini belirleyebilecek bir ışık olsa. Ya da bir makine ne bileyim bir alet ...Öyle ya, bir işe girişirken konu ile ilgili her türlü diplomalar, belgeler, sonuçlar masaya seriliyor. Peki bütün bunların en tepesindeki vicdan ne ile belgeleniyor?
Adam bitirmiş en iyi okulları, bir yerin en yetkili pozisyonuna yerleşmiş. Adaletin en mükemmel temsilcisi olan vicdana sahip değilse neye yarar ki! Çünkü hırsız olmayı, hak yemeği, yandaşlığı, yalakalığı, yalancılığı ve zalimliği içerisinde barındırmaz vicdan. Yapılan her işte, esas alınacak noktalar tam da bunlar değil midir? Başarıya ulaşmak için yürünecek her yol mübah değildir; vicdan sahibi olanlar için. Bu yollarda delikanlıca yürümeli, mertçe hareket etmeli, bir kaya gibi sağlam durmalı lâkin bir bir hayal gibi de temiz olmalı insan...İşte o zaman bu kişiye gerçekten ' insan ' diyebilelim.
bir elbisedir ki vicdan; her kişi kendi kendisinin terzisidir. Dikeceği elbiseyi mezara kadar götürür. "İnsanlar kötülüğü, arzularının kuvvetli olmasından çok, vicdanlarının zayıf oluşundan dolayı yaparlar." (John Stuart Mill). İşte tam da bunun için özellikle memleket idaresindeki zatların sahip olmasında çok büyük önem arzediyor! Öyle ya, bizlerin yöneticilerden daha fazla ihtiyacımız var vicdana.
Emekçisinin hakettiği karşılığı vermemiş olan patronlar, memleketin dahilinde olan iktidar sahipleri, işi insana hizmet olan tüm sektörlerdeki çalışanlar, her kim üzerine almak istiyorsa; bu gece yastıklarının altına tertemiz bir vicdan mı yoksa kapkaranlık bir boşluk mu koyacaklar dikkat etsinler! Çünkü günümüz dünyasında yaşanan pek çok meselenin asıl temelinde, vicdan eksikliği var.
"Bizim yüzümüz, her zaman temiz ve pâk idi ve daima temiz ve pâk kalacaktır. Yüzü çirkin, vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar, bizim vatansevercesine vicdanlıca ve namusluca hareketlerimizi küçük ve çirkin ihtirasları yüzünden, çirkin göstermeye kalkışanlardır."1927 Mustafa Kemal ATATÜRK.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Zeynep MERÇAN.