Kaynarca’da Kaymakamlık tarafından düzenlenen  18 Mart Şehitler Günü programında salonda bulunanları duygulandıran Çanakkale sunumunun son slayt karesinde şunlar yazılıydı: “43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük. 26 Haziran 1915 Yemek Listesi. Sabah: Yok.  Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.
Yukarıdaki slayt karesinden sonra töreni izleyen Vali Yardımcısı Abdul Rauf Ulusoy o günü anmak amaçlı asker tayını ikramına buyur edildi.
‘Sayın Vali’ salondan ayrılmak isteyince Belki yanlış anlamıştır diye,   ikinci kez ısrarla buyur edildi. Ancak ‘Sayın Vali’nin tavrı değişmedi: “Çocuklara verin yesinler(!)” dedi.
‘Sayın Vali’ böyle yapınca değerli protokol üyelerinin bir bölümü de asker tayınına itibar etmedi.
‘Sayın Vali’nin buyurduğu gibi Çanakkale Savaşları sırasında Türk askerinin 26 Haziran 1915 günü yediği tek öğün olan üzüm hoşafı, ekmeği öğrenciler yedi.
İlçe Jandarma Komutanlığında Türk askerinin hazırladığı asker tayınını yiyen Türk çocukları; 100 yıl önce her türlü yokluk içinde savaşan atasıyla empati yapma fırsatı buldu. Başta Atatürk olmak üzere, Çanakkale şehitlerini, gazilerini minnet duygusuyla anmaya devam edeceğiz.
Ne mutlu Türküm diyene. 
Emniyet Amiri dayanmıyor
Kaynarca’da emniyet amirlerinin sık sık değişmesini herkes gibi ben de anlamakta zorluk çekiyorum. Son yıllarda gelen hiçbir amir kalıcı olmadı. En son Kaynarca Emniyet Amiri Osman Ulusan beklenmedik şekilde merkeze alındı.
Kendisinin trafik ve asayiş konusunda yaptığı denetimlerden rahatsızlık duyulduğu biliniyordu. İktidar partili siyasetçiler kendilerine gelen ‘şikayetleri’ çözüme ulaştıramamaktan yakınıyorlardı. Osman Ulusan’ın yasaya, yönetmeliklere uygun davranması elbette bazı ayrıcalıklı olmaya alışmış insanları rahatsız edecekti. Bana ulaşan bilgilere göre ise her kesimle iyi ilişkiler kuran Emniyet Amiri’nden güvenlikle ilgili olumlu beklenti yüksekti.
Kaynarca son zamanlarda işyeri, ev ve araç hırsızlıklarıyla hızla güvensiz bir yer olmaya doğru gidiyor. Halk büyük tedirginlik yaşıyor. Çalanın çaldığı yanına kar kalıyor. Emniyet Amirliği geçen hafta Kaynarca Esnaf ve Sanatkarlar Odası işbirliğiyle düzenlediği bir konferansla esnafı kilit ve kamera sistemleri konusunda bilgilendirildi. 
Bireysel kamera önlemleri önemli olsa da öncelik mobese sistemi de denilen şehir kameralarına verilmelidir. Devlet öncelikli görevleri arasında yer alan güvenlik konusunda mal ve can güvenliğini sağlamak için çağın gerektirdiği şehir kameraları konusunda ivedi adım atmalıdır. 
AKP aday adaylarının fantazileri
Değerli vekil aday adayımızın ‘beyin göçü getirilmeli’ fikri hakkındaki fikrimdir.
AKP’nin Sakarya milletvekili aday adayları hizmette sınır tanımıyorlar. Kemal Öztürk’ün Kocaeli ile yarışmak da neymiş hedefinizi yüksek tutun, Sakarya Şikago ile yarışmalıdır demesinden sonra partinin aday adaylarından Mefail Deribaş çıtayı daha da yükseltti: “Sakarya neden bir Dünya metropolü olmasın? Sakaryalım neden bir dünya vatandaşı olmasın” dedi.
Ben bir sonraki hamleyi Cihan Saraç’tan bekliyorum. Fenomen aday adayı Cihan Saraç’a Şikago ve dünya vatandaşlığı hedeflerini aşarak içinde kainat veya evren geçen bir ‘açılım’ yakışır…
Mefail Deribaş, “Avrupa’dan beyin göçü getirilerek nitelikli beyin potansiyeli artırılacak! Bu sağlanan beyin göçü hem direkt gelirleri artıracaktır ve ayrıca bu beyinler Sakarya’ya katkı sağlayacak daha fazla proje üreteceklerdir” diyerek; bizde gram beyin yok, bu millette akıl yok benzeri sözlere hak veriyor. Bu açık sözlü vekil aday adayından ve çok değerli düşüncelerinden mutlaka ama mutlaka ‘istifade’ edilmelidir.
“Sakarya’ya borcum var” diyen bu birbirinden değerli vekil adaylarının borçlarını ödemeleri çok görülmemeli onlara vekil olma fırsatı verilmelidir…
AKP Milletvekili Aday Adayı Recep Soytürk’ün seçim minibüsü birkaç gündür Kaynarca’da geziyor. Sesli propaganda yasak olduğu halde yüksek sesle, bangır bangır müzik ve anonslarla gürültü kirliliği yapıyor. Bu durum okullarda eğitim gören çocukları da olumsuz etkiliyor. Eski bir Kaymakam olan Recep Soytürk’ün belki bu durumdan haberi yoktur. Uyarayım istedim.