Korku dağları sarmış kimse Yöneten olan kimseye hesap soramamış? Şimdi ne olduysa olmuş; sorulur gibi mi?

Herkes, hemen herkes,” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” dediği gün, bilinsin ki yılan hepimizin evine girer!

“ Çağdaş, Gelişmiş, Özgürlükçü ülkeler Anayasalarla İdare edilir!” Bunu da unutmayalım, bir gün herkese lazımdır.

***

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bile, İktidara giden Yollar bir gün fitne, haset, fesat, ayrım ve kin açılabilir? Tüm Hak arama Yolları kapanabilir.

Bu sanki bir ikilem gibidir! Her siyasi parti ayrı bir düşünce, ayrım yoludur. Ülke ve halk işte tam da o nedenle Anayasa-Yasalar güvencesinde olmalı.

Makamı ne, Kim olursa olsun; kimse yasalarla kendisine verilen hak ve yetkilerin bir adım ötesine geçip; kimsenin hakkına el uzatamaz!

Haklara el uzatılırsa;” Keser döner sap döner, bir gün hesap döner!”

Hesap kimse için dönmesin kardeş! Harislik ebedi mutluluk zannedilmesin! Komşunun evinde huzursuzluk, yokluk varsa hepimizin uykusu kaçmalı.

***

Atanmış ve Seçilmiş Yönetenler bazı şeyleri hepimizden iyi bilir. Ama, yine de kimi zaman her ülkede ve her alanda farklı Siyasi Yönetme Dönemleri yaşanır?

Askerlikte,“ Komutanın kanunsuz emri yapılmaz!” gibi bir yasa var mıdır? Varsa da;“ Hadi, komutan emretsin de, yapma?”

Menderes’in Başbakanlık yıllarında çocuktuk. Baba evimde her gün gazete olurdu. İstanbul’da Bumin Yamanoğlu diye bir emniyet müdürü vardı.

Menderes zaten, hem de Celal Bayar gibi T.C. Tarihi’ne iz bırakmış bir Cumhurbaşkanı varken, ülkenin tek karar adamı gibiydi.

Bumin Yamanoğlu da emniyet müdürü olarak İstanbul’da kök söktürüyor. Sanki, hani O bildik anlayış,“ Tak emreder, Şak yaparım!”

Keser döndü, sap döndü; bir gün Ülke Yönetimi de döndü : -( Bumin’i savunan bir Allah kulu olmadı. Hatta;

Ülkeye ihanetten İdam edilenlere şu gün bile sahip çıkılır; Bumin’in adı bile anılmaz.

Oysa, bu ülkede adına anıtlar dikilen Devlet Adamları, Bürokratlar, Bilim Adamları, Askerler de çoktur. Onlar tarihin her aşamasında yaşatılır.

Ülkede öyle bir hayatı kuracak en güçlü Toplumsal Hareket Tam Demokrasidir.

Hiç kuşkusuz, Muhteşem bir Anayasa’yla belirlenen; Yasama Yürütme Yargı, Kuvvetler Ayrılığı! Yüce Meclis, Adalet, Hükümet-Kamu İdaresi…

***

Biz hala bunu gerçekleştirecek bir Siyaset Dünyası özlemindeyiz! İlkin halk olarak biz başımızı ellerimiz arasına alıp, doğruyu düşüneceğiz!

Halk, gidilen yolda sağda solda olan bitenden ürkmesin, kaza olmasın; sadece gidilecek yolu görsün diye,” gözüne gözlük takılan Payton Beygiri.” değildir.

İhtirasını yenemeyen Siyaset, kendisini ülkenin, toprakların, üzerinde yaşayan tüm canlıların sahibi göremesin!

Halk, kendisine bahşedilen en büyük nimet, AKLI ile hareket edecek. AKLI olan herkes doğru yaşayan bireyleri görecek.

Yapılacak tek şey budur; Ülkeyi-Mahalleyi-Köyü-Kasabayı-Şehri Yönetecek Doğru Bireyleri göreceksin!

Ki; Bize,“ Kula kulluk etme!” gibi eşsiz bir emir varsa, fazla söze gerek de yok.

***

Siyasilerin genelinde(?) galiba şöyle bir akıl tutulması var. Soru(?) işareti neden ? Bütün dünya siyasilerin yaptığı yanlışları bilir, görür : -)

Futbolda çok bilinen bir sokak lafı vardır;” Ofsaytı bozan, ilk elini kaldırıp, karara itiraz eden futbolcudur!” denir. Unutmayın , izleyin!

Ülkemizin siyaset dünyasının da futbol dünyasından pek farkı yok. Siyasette, sokağa çıkacak yüz olmaması gereken rezaletler yaşansa da, ilk el kaldırana bak!

Hiçbir görev, sorumluluk üstlenmeyecek yaşlara geldim. İstediğim yerde, istediğim gibi özgürce, gidebildiği yere kadar yaşamanın tadını çıkarmak isterim.

Okumak, izlemek, gidip yerinde görmek, tek bir kişi ile paylaşmadan; oturup yazabilmek mutluluktur. Hele de yazılan Sakarya’nın geleceği ise : -)

Bir gün İhtiras Engelim olmadı! Sevgi hariç, günün İtibarı da umurum olmadı!

Sakarya, Dünya Şehri olabilsin diye, yeni projelerle(?) DİZAYN EDİLİYORMUŞ?