Sevgili okurlar,
Yerel seçimlere doğru, ”algı yaratmak, iktidar partisi lehine haberler yapmak, iktidar adaylarını adım, adım takip etmek, güçlüden yana olmak” sanki moda ötesi, bir alışkanlık oldu!..
Moda ötesi, bir alışkanlık?
Fanatizm mi?
Tarafgirlik mi?
Güç gaspı mı?
Emanete ihanet mi?
Görevi kötüye kullanma mı?
Ne derseniz deyiniz, TRT'den, şikayet etmeyen var mı?
Biliyorum var?
Kimler mi?
İktidar ve ortakları..
Maalesef, “bu anlayış, bu yeni moda, Sakarya'da da böyle, Rize'de, Trabzon'da, Afyon'da, Ankara'da, İstanbul'da ve diğer illerde, ilçelerde de” böyle!
Ne demek istediğimi, daha iyi anlatabilmek adına, bir meslektaşımın bilgilerini, sizlerle paylaşmak istiyorum..
İnanmayacaksınız, ama TRT Spor haricinde, 20 Yılı aşkın bir zamandır, TRT Televizyon kanallarını ve radyolarını dinlemiyorum, izlemiyorum, takip etmiyorum?
Nedeni malum?
TRT, NEREDEN NEREYE?
Her nedense, TRT'yi izlemeye, hiç de ihtiyaç duymadım..
Oysa, TRT için az haber, yorumda bulunmadım..
TRT için, az görüntülü habere imza atmadım..
Hatta Türkiye'nin Sesi Radyosu'na, az çıkmadım..
Peki, ne oldu da, TRT'den ayağımı kestim?
Çünkü, “bu milletin vergileri ile ayakta duran, yayın yapan TRT, iktidarın borazanı oldu da” ondan.!.
Bu yaşa geldim, “TRT'nin son 21 Yılda, sergilediği habercilik anlayışını hiç, ama hiç tasvip” etmedim!?..
İyi ki etmemişim ama, bu TRT'yi izleyen vatandaşlarımız, acaba ülkede olup biteni anlamak noktasında, “haber edinme hakkını, özgürlüğünü” tam manasıyla kullanabiliyor mu?
Gerçekten, Türkiye'de olup, bitenden haberdarlar mı?
Milli haber kanalımız, ”Türkiye Radyo Televizyonu(TRT)”, nasıl oldu da, asıl görevlerinden, böylesine siyasallaştırıldı ve uzaklaştırıldı?
VER COŞKUYU?
TRT'nin içinde bulunduğu bu durumu, bilmeyen yok ama, kimse de, bir şey yapamıyor?
İktidarın işine geliyor, yani bu durum?
Ne güzel işler, ne güzellemeler, ne?
Ver coşkuyu usta?
Mecburen, “TRT'yi izleyenler, ülkede her şeyin güllük, gülistanlık olduğuna”, inanır, inandırılır..
Bir de TRT ile birlikte iktidar yanlısı yayınlar yapan “yandaş medyayı da” bu bağlamda değerlendirirsek, “Türkiye'de, gel de gerçekleri doğru, dürüst, öğren” bakalım?
TRT HABER TOTA?
Üzülerek ifade edelim ki, bir arkadaşım haberdar etti?
“TRT Haber Toto” oynanmaya başlanmış?
Bir arkadaşım;
“Yusuf kardeşim, TRT yayınlarını izliyor musun” diye sordu?
“Hayır” dedim!..
“İnanmayacaksın ama, mahalle kahvehanesinde, TRT haberleri için, “TRT Haber Toto” oynanıyor” diye ekledi..
“Allah, Allah” demeden, edemedim?
Nasıl yani?
“Her akşam üzeri, TRT Ana haber öncesi kahvehanede bulunanlar, TRT'nin ilk haberi olarak;
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan mı, yoksa, eski Bakan İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti adayı Murat Kurum mu olacağı konusunda, se giriyorlar..!
Kimi,” Recep Tayyip Erdoğan,
kimi de Murat Kurum “ diyor?
PARTİ YAYIN ORGANI MI?
Bu milletin, “tarafsız, objektif olması gereken, en büyük medya kurumu TRT'nin” getirildiği hale bakar mısınız?
Her gün, her sabah, her akşam, “al Erdoğan, ver Kurum ve AK Parti” haberleri?
Ne güzellemeler, ne?
Elbette bunu aktaran arkadaşım, “TRT'nin, ne ana muhalefet, ne de diğer muhalif partilerle ilgili haberlere yer vermediğini” söyleyerek, durumu özetledi..
Millet, gerçekleri nasıl öğrensin?
BUGÜN KAÇ KİŞİ ÖLECEK?
Bu durum bana, 12 Eylül 1980 öncesi durumu anımsattı..
O yıllarda özellikle, kapalı ceza evlerinde, mahkûmların,
”bu gün kaç kişi ölecek”, sorusu üzerinden bahse girdiklerini, mahkûmlardan öğrenirdik..
Ne acı, korku dolu günlerdi, ne!?
“Bu gün kaça kişi ölecek” haberlerinden, “TRT'nin bugün ilk haberi, ne olacağa” geldik ne yazık ki?
TRT EN BÜYÜK SORUN?
Ekran başındayım..
Halk TV'deki tartışmayı izliyorum..
Ekonomist, yorumcu İbrahim Kahveci, “Türkiye gündeminin, en büyük sorunu TRT yayanları” olduğunu paylaşınca, durumun vahametini daha iyi anladım..
TRT, Halktan gerçekleri mi gizliyor?
Dikkat ettim de, Kocaeli İl'i, Gebze İlçesi'ndeki “rehine krizini” çoğu televizyonlar umursamadı bile!?
Bir ülkenin medyası, “o ülkede olup biteni, izleyicisi ile o ülkenin vatandaşları ile tarafsız, objektif ve doğru bir şekilde paylaşmıyorsa, o ülkede “ haber edinme hakkının” nasıl da gasp edildiğini “ söylemeniz, yanlış olmaz!
Yıllardır, “TRT Habercilik anlayışından, kurumun siyasallaşmasından şikayetler” çok oldu..
Gerçekten, “TRT hiçbir zaman, böyle tek sesli, tek gözlü, taraflı ve yanlı”, hale gelmemişti?
Sadece TRT mi?
Elbette hayır!
ÇÜRÜMÜŞLÜK ÜRKÜTÜYOR?
Birçok devlet kurumundaki “çürümüşlük”, muhalif parti sözcüleri ve liderleri tarafından zaten dile getiriliyor..
Milletin ortak değerleri arasında olan kurumların, “yanlı ve taraflı tutumları, ülkenin geleceğini de” karartıyor..
Böylece, “bu kurum ve kuruluşlara güven de”, gittikçe azalıyor..
TRT'nin de, bu kurum ve kuruluşlar arasında, adından söz ettirmesi manidardır!..
Temennimiz, “TRT'nin, insanlarımızı aydınlatıcı, bilgilendirici, daha gerçekçi yayınlar, programlar “, sunmasıdır..
MİLLİ SES?
TRT hakkındaki şikayetleri, “başta TRT yetkililerinin dikkate alması”, ülkenin geleceğe açısından da önemlidir..
Yoksa, “kimse yalan, yanlış haberler ile gerçeklerin üzerini” örtemez!?
“Gittikçe siyasal bataklığa saplanan TRT'nin, eski tarafsız günlerine dönmesi, Cumhuriyet Türkiye'sinin milli sesi olma özelliğini”, korumasıdır..
Bu tutum ve yanlıştan, biran evvel dönülmesi temennimizdir..
TRT'nin, milli kurum hüviyetini korumasıdır
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Şubat 2024