Başbakan Davutoğlu’nun, geçtiğimiz salı günü Grup Toplantısı’nda taşeron işçilerle verdiği müjde, bu kapsamdaki işçileri doğal olarak sevindirdi. Davutoğlu’nun özellikle, ‘Bir taşeron işçimizi dahi dışarıda bırakmayacağız. Hepsini kamuya alacağız’ sözü, taşeron işçilerin bayramı olmuştu..

**

Daha sonra gelen açıklamalar, taşeron işçilikten, kamuya geçme şartları açıklandıkça, taşeron işçilerin hevesleri deyim yerindeyse kursaklarında kaldı.

**

Maliye Bakanı Naci Ağbal, dün bu şartları açıkladı. Kadroya alınan işçiler, özel sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilecek ve 3’er yıllık dönemde, iş performanslarına bakılarak, sözleşmeleri yenilenecek. Taşeronlar da zaten sözleşme yeniliyordu. Taşeron işçiler, çalıştıkları işlerinde ne kadar ücret alıyorlarsa o ücret üzerinden kamuda o ücreti almaya devam edecekler.

**

Bakan, ‘Özel Sözleşmeli Personel Statüsü’ diyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu sadece, ‘taşeron’ kelimesi yerine kullanılacak deyimdir. Üç yılda bir sözleşme yenileneceği söyleniyor. Taşeron işçiler zaten sözleşme imzalıyordu. Bu bir yıldı, üç yıla çıkacak. Görüldüğü gibi taşeron işçilerin hiçbir şartı değişmiyor.

**

Bugün taşeron işçiler çalıştıkları görevde asgari ücret alıyor. Kamuya alınsalar bile alacakları ücret aynı. Değişmeyecek. Aslında hiçbir değişiklik yok. Aradan taşeron müteahhitleri çıkaracaklar. Bu müteahhitlerin işçi başına aldığı para devlete kalacak. Taşeronların adı da, ‘Özel Sözleşmeli Personel’ olacak..

**

Taşeron işçilerle ilgili bir başka şartta şu; kamuya geçtikten sonra taşeron işçiler, eski haklarından vazgeçecek. Bu ne demek? Yani, taşeron işçi olarak on-on beş yıl hizmet vermiş biri, kıdem haklarından tamamen vazgeçecek. Bununla ilgili sözleşme imzalayacak. Üç yılda bir sözleşme yenilenecek dendiğine göre, damak ki yenileme olmama ihtimali de var.

**

Hiç kimse kusura bakmasın, taşeronlara hak verildiği söyleniyor ama ortada verilen veya verilecek hak falan yok. Taşeron yine taşeron. Ancak bundan sonra, ‘Taşeron işçi’ olarak değil, ‘Özel Sözleşmeli Personel’ olarak anılacak..

 

Çocuk istismarına evet!

 

Çocuk İstismarı Araştırma Komisyonu kurulması, AK Parti Milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmedi. Bu ret karanı ben, AK Parti’nin bugüne kadarki olumsuzluklarının en başına koyuyorum..

**

TBMM Başkanvekili AK Partili Ahmet Aydın'ın da özel çabası sonunda reddedilen Çocuk İstismarı Araştırma Komisyonu kurulsaydı, kime ne zararı olurdu? Ülkede son zamanlarda yaşanan terör olayları arasına sıkışan ancak, önemli bir patlama yaşanan çocuk istismarı konusunda biraz aydınlanabilirdik.

**

Ama olmadı. AK Parti böyle bir komisyonun kurulmasına ‘hayır’ dedi. Bu tasarı Meclis’e gelmeden önce, içinde AK Parti’nin de olduğu CHP-MHP-HDP Komisyonu’nda teklif, bu 4 partinin ortak kararıyla kabul edildi..

**

Ancak, Meclis’e gelince ne olduysa, AK Parti yüz seksen derece çark ederek, ‘Çocuk İstismarı Araştırma Komisyonu’na ret oyu kullandı. Allah aşkına neden? Ortaya çıkacak bir şeyden mi utandılar anlamadım. Bu ülkede, böyle bir komisyon kurulmasına kim neden, ‘hayır’ der, açıklaması ne olur bunu vicdanlara bırakıyorum. AK Parti bu komisyonun kurulmasına ‘ret’ kararı vererek aslında, ‘Çocuk İstismarına evet’ demiştir. AK Parti bu ayıbın altından kalkamaz..

25 Mart 2016