Her şey normal gibi evin kapısının önüne geldi. Kilitlediği kapıyı açtı ve içeriye girdi. İçeri girer girmez koşa koşa kendini tuvalete attı. Tam rahatlamaya başladığı sırada önce bir ses duydu sonrasında da sokak kapısı hızlı bir şekilde kapatıldı. Apar topar kendini toplamaya çalıştı, fakat geç kaldığının farkındaydı. Bir umutla kapıyı açtı ve apartmanın içerisinde ‘Hırsız Var!’’ diye bağırmaya başladı. Kapıyı açık bırakıp merdivenlerden hızlıca aşağıya inmeye başladı. Aslında hırsıza yetişemeyeceğini biliyordu ama kovalama iç güdüsünü takip ediyordu. Aklından da komşularından biri belki onun yakarışını duyar kapıyı açar ve hırsızı yakalar diye geçiriyordu. Tam bu düşünceler içerisindeyken apartman kapısının sesini duydu. Bütün bu düşündüklerinin onun hayali olduğunu anladı. Merdivenlerden inerken hızlanmaya çalışsa da hırsız artık apartmanda bile değildi. O aşağıya inene kadar hırsız izini kaybettirmişti.

   Soluk soluğa apartmanın giriş kapısına geldi ve hızlıca kapıyı açtı. Attı kendini sokağa, bir sağa baktı bir de sola baktı. Ortada ne kaçan vardı ne de koşan. Aksine her gün kalabalık olan o sokaklar bugün bomboştu. Bir ihtimal olarak bir taraf seçti ve o yöne doğru koşmaya başladı. Caddeye çıkarsam hırsızı görürüm düşüncesiyle adımlarını daha da hızlı atmaya başladı. Daha hızlı koşuyordu, fakat o sırada aklına hırsızı hiç görmediği geldi. Gerçek hırsızı şu anda onun yanından geçse bile tanıyamayacağını fark etti. O sırada ayakları önce yavaşlamaya başladı. En sonunda da olduğu yerde durdu. Öne doğru eğildi ve akciğerinin ihtiyacı olan bütün havayı hızlıca içine çekti. Ter içerisinde kalmıştı. Alnını sildi ve üzgün bir şekilde apartmana doğru yürümeye başladı.

    Apartmanın önüne geldiğinde komşulardan bazıları aşağıya inmişti. Aralarında tanıdık simalar vardı. Daha önce göremedikleri de. Komşular telaşla bir anda onu soru yağmuruna tuttular. Sanki çok ünlü biriymiş ve magazinciler yolunu çevirmiş gibi hissetti kendini. Elinden geldiğince sorulara cevap vermeye çalıştı. O sorulara cevap verirken daha önce görmediği bir komşusu ‘Polise haber verdim.’ dedi. Diğer komşuları onu soru yağmuruna tutarken bu sözü duyunca rahatladı.

   Polisi diğer komşularıyla birlikte apartmanın önünde bekledi. Polis olay yerine geldiğinde apartmanın içine girdiler ve o sırada kimsenin fark etmediği ve çok sonradan anlayacakları üzere o apartmanda bile oturmayan birisi onların yanından sakince geçerek apartmandan çıktı. Polisle eve girmek için yukarı çıktıklarında kapının kapalı olduğunu gördüler. Polis ona bu durumu sorduğunda evden fırladığını kapıyı kapatmadığını söyledi. Eğer kapıyı kapatsaydı yanına anahtarını da alırdı. Olay yeri şüphesiyle çilingir çağırdılar. Biraz zaman sonra çilingir kapıyı açtı. İçeriye girdiler. Çalınan eşyaların kaydını tuttular. Apartmanın güvenlik kamerası olduğunu duyunca kayıtları istediler ve izlemeye başladılar.

   O, eve gelmeden hırsızlar eve yeni girmişti. Kapıyı açıp içeriye girdikten kısa bir süre sonra hırsızın biri dikkat çekmek için sokak kapısını hızla kapatıp kaçıyordu. Uzun bir süre sonra evden bir hırsız daha çıkıyordu. Çıkarken de kapıyı kapatıyor ve sonrasında polislerle birlikte herkes yukarı çıkarken hırsız da onların yanından yürüyerek sessizce dışarıya çıkıyordu. Soyulmakla kalmadığının aynı zamanda planlanmış bir taktik olduğunun farkına vardı. Üzüldü, söyleyecek bir şey bulamadı. Polis hırsızları aramak üzere apartmandan ayrıldı.