ÜLKEMİZ çok önemli bir dönemeçten geçiyor… Ve yarın 31 Mart Pazar, Türkiye’de 60 milyonun üzerindeki seçmen, yerel yönetimlerin belirlenmesi için sandığa gidecek…

Geride kalan birçok seçimlerde şaibeler yaşandı… Mesela çöp kutularından oylar toplandı…

Mühürsüz oylar, Yüksek Seçim Kurulu’nun da izniyle geçerli sayıldı.

Metruk bir çok apartmanda yüzlerce seçmen kaydına rastlandı…

Bunun gibi birçok çirkinlikler yaşandı bu ülkede…

Demokrasilerin olmazsa olmazları seçimlerdir… Tüm parti temsilcileri sahaya çıktı… Mitingler düzenlendi… Karşılıklı bir çamur atma yarışı yapıldı…

Ülkenin çözüm bekleyen sorunlarını çözme yerine, yeni sorunlar üretildi…

Seçim alanlarında yaşanan gerilimler… Afiş sökmeler… Afişlerin üzerine, okunmasın diye boya sürmeler…

Demokratik ve insan haklarına saygılı bir ortamda bunların yaşanmaması gerekiyordu…

Ne yazık ki, yaşandı, oldu, bitti…

ARTIK SANDIK BAŞINA!

Lakin artık yüzdük yüzdük, kuyruğuna geldik… Yarın aziz Türk Milleti, gönlündeki yöneticiyi seçmek için sandık başına gidecek…

Ve o günün akşamında, muhtemelen 19.00’dan sonra seçim yasakları kalkacak.

Şehirlerden, ilçelerden, irili ufaklı yerleşim bölgelerinden sayılan sandıklardan ilk rakamlar gelecek…

İnsanlar belki de düğüm çözülene kadar ekranlara adeta kurulacak…

Ve zaman geçtikçe, yeni sonuçlar geldikçe ekranlarda partilere ait oy oranları, şemalar, tahminler, yorumlar ve dolayısı ile heyecan fırtınası katlanacak…

Bakalım, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri, kimlerin yüzünü güldürecek, kimlerin beklentilerine karşılık verecek ve kimlerde hayal kırıklığı yaratacak…

Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE!

Aziz milletimizin paşa gönlü bilir… O kimi o makamlara layık görürse, bizim de kabulümüzdür…

O kimi ön görürse, bizim de başkanımızdır, muhtarımızdır, yöneticimizdir…

İşte, demokrasilerin güzelliği de buradadır… Sevdiğin, beğendiğin bir şahsa oyunu verirsin ve ondan belli bir süre için verdiği sözleri tutmasını beklersin.

Hali hazırdaki sorunlara çözüm üretmesini istersin…

Olmadı, yapamadı; bir sonraki seçimlerde vurursun kıçına tekmeyi, gönderirsin… Bir başkasını seçersin…

Senin paşa gönlün bilir…

PARTİCİLİĞE GEREK YOK!

Yerel seçimlerde aslında A Partisi, B Partisi ayırımı yapmadan, iş yapabilecek, sözlerini tutabilecek, şehre değer katabilecek adaylara yönelmek gerekir…

Fakat, şu siyasi körlük yok mu?

Ne yazık ki, insanlarımızın büyük bir çoğunluğu adayın kalitesine ve becerisine değil de tâbi olduğu partinin gösterdiği adaya oyunu atıyor…

Aslında işin başı eğitim ve liyakat… Doluluk…

İşin üstesinden gelebilme yeteneği…

Hiçbir ifrata, tefrite kaçmadan, devletin malını çarçur etmeden, öngörülen hedefleri bir bir gerçekleştirmek…

Budur asıl olan…

DOĞRU İNSANLAR KAZANSIN

Fakat ne yazık ki, bazı yöneticiler, bulundukları makamların kendilerine ikbal kapısı olarak görüyor…

Verilen sözler havada kalıyor… Su akarken küpünü doldurma gayreti başlıyor…

İşte bunun adına da “çürümüşlük” denir lügatimizde…

Bu “çürüme” aslında ülkemizin gelişimine, refahına, güçlü bir şekilde kalkınmasına her zaman pelesenk olur…

Bunun için, benim bir Türk vatandaşı olarak tek dileğim şudur:

“Mevla’m, her zaman dürüst ve liyakat sahibi insanların önünü açsın… Güzel ve önemli makamları her zaman onları getirsin…”

Kalın sağlıcakla.

******************

ANLAMLI SÖZ

“Demokrasiler gönül rızasına dayanır… Bu rejime tabi olan insanlar, seçtikleri kişilere, belli bir süre için gönül rızası ile boyun eğer…”

MÜMTAZ TURHAN

******************