Sevgili okurlar,
Sizlere,” çocuklar, kadınlarımız ve kızlarımız” ile ilgili bilgiler sunarken, “ülke şartları genelinde, görüş ve düşüncelerimizi de paylaşmaya”, büyük özen gösteriyoruz..
Maalesef, “ülkede dibe vuran ekonomik kriz, çürümüşlük, partizanlık, ayrımcılık, liyakatsizlik ve diğer sosyal nedenlerle, şiddet olaylarında büyük artış olduğu”, rakamlara da yansıyor..
Ülkedeki, “siyasi kutuplaşmanın yarattığı gerginliği ise”, kulak arkası edemeyiz?
“Hoşgörü, tolerans, anlayış ve güzelliklerin rafa kaldırıldığı toplamlarda”, neler olduğunu biliyoruz!
“Tabancalar çekiliyor, bıçaklı saldırılarda bulunuluyor, hasımların işyerleri, ofisleri kurşunlanıyor, birbirini dolandıran, dolandırana, yeni rant soygunlarında, ülke bir başka kaosa doğru” taşınıyor..
Ne, acı manzara?
OLAYLARIN ARDI ARKASI KESİLMİYOR?
Yakalananlar ise,” aldıkları cezalara rağmen, kısa zamanda salıveriliyor ve suçlular ile yaşam”, daha stresli hale geliyor!..
Adaleti, ara ki bulasın?
Bakınız, bu ülkede Somalı Devlet Başkanının oğlu, masum bir kuryeyi ezdi geçti!
Ne oldu?
Ne olduğunu, hep beraber yaşadık, gördük!
Ya, Ülkü Ocakları eski Başkanı Dr. Sinan Ateş cinayeti, ne durumda?
Bir mağdur anne ve iki yavrusu yetim!
İşte son olarak, “İstanbul'da, bir Kilise'ye saldırı düzenlendi, bir siyasi ofis kurşunlandı, Çağlayan Adliyesi'ne silahlı saldırıda, iki terörist ve bir vatandaş” hayatını kaybetti..
Son olarak, Adana Belediyesi Özel Kalem Müdürü Samet Güdük, ofisinde silahlı saldırı sonucu öldürüldü!..
Başka, neyini anlatayım memleketin?
SAKARYA GERÇEĞİ BU?
Bizim Sakarya Gazetesi haberine, bir göz atalım mı?
“Türkiye genelinde, 2023 yılında yaşanan silahlı şiddet olaylarının artış gösterdiği bir dönemde, Sakarya, bu tabloda önemli bir yer tutuyor.
Umut Vakfı tarafından yayımlanan, ”Türkiye Silahlı Şiddet Haritası” raporuna göre, ülke genelinde meydana gelen 3 Bin 773 silahlı şiddet olayında, 2 Bin 318 kişi hayatını kaybederken, 3 Bin 820 kişi yaralandı.”
Sakarya ise, bu olayların yoğun yaşandığı iller arasında dikkat çekici, bir konumda bulunuyor..
İller sıralamasında, 6. Olduğumuz biline?
Üzücü elbette!
Biraz rapor detaylarına baktığımızda; “Sakarya'da 144 olayda, 39 Kişinin hayatını kaybettiği, 135 Kişinin de yaralandığı” bilgisi yer alıyor..
DÜĞÜNLER BİLE?
Yine, “şiddet haritası bilgilerini” incelediğimizde; eğitim ve kültür seviyesi yüksek olan Marmara Bölgesi'nde, “1103 Olay meydana geldiği, 584 Kişinin hayatını kaybettiği ve 1051 Kişinin yaralandığı” görülüyor.
Bu rakam, düşündürücüdür!..
Diğer bölgelerde de elbette, şiddet var, ölü var, yaralı var..
Ama, Marmara bölgesi, bu şiddet sarmalında önde bulunuyor!?..
İnsanlar, gerçekten çok gergin, sinirli, asabiyet üst derecede, yumruklar sıkılı?
Memleketimizde,” ayağıma bastın, omuz attın, yan baktın” türünden cinayetler işlendiğini bilmez miyiz?..
Bazıları, kendi adaletine bilet kesiyor?
Toplumun, tüm fay hatları kırılmak üzere!
Düğünleri bile,” boks ringine çevirenlerimiz” var?
“Allah ıslah etsin” demekten başka, elimizden ne gelir!?
Yasalar bile, “bu manada yetersiz kalıyorsa, artık bu iş, yasa koyucuların gündemine” alınmalı?
SAVAŞA MI HAZIRLIK?
Yine Bizim Sakarya Gazetesi haberine bir göz attığımızda;
“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 74 ilde ruhsatsız silah taşıyan şahıslara ve silah kaçakçılarına yönelik, 4 Gündür devam eden “Mercek-11” operasyonlarında;
749 ruhsatsız tabanca,
72 Kurusıkıdan çevrilmiş tabanca,
26 Uzun namlulu tüfek,
164 Ruhsatsız av tüfeği olmak üzere ,
toplam 998 silah, ele geçirildiğini,
Bin 124 şüphelinin de gözaltına alındığını açıkladı.”
Şu hale bakar mısınız?
Savaşa mı, hazırlık?
Bunlar yakalananlar, ya yakalanmayanlar?
Allah korusun!?
İşte, karşılıklı saldırılarda bile, masum insanlarımız hayatlarını kaybetmiyor mu?
SİLAH MERAKI?
Kaldı ki, Sakarya'da “silah merakı” hep bilinir..
“Ruhsatlı silahlar bir yana, ruhsatsız silah taşımayan”, memlekette yok gibidir?
Düğünlerimizde bile, ne acılar yaşandığı hafızalardadır.!.
Ama,” ders alınmaz, dersler çıkarılmaz ve huzur ve barış, sevgi ve saygı toplumu için, yapılması gereken” yapılmaz?
İnsanımız, sokağa çıkmak çıkmaya korkar oldu!?
Kreşlerden başlayarak, okullarımızda, sivil kurumlarımızda, resmi dairelerimiz, fabrikalarımızda
“ sevgi ve saygının” egemen olması için, el, ele, gönül, gönüle vermeliyiz..
İnsanımızı bir bakıma eğitmeliyiz..
Bunun yolu, yordamı belli!
Koca Yunus'un söylediği gibi “ sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmıyor dostlar” diyerek, kalplerimize, sevgiyi nakş edelim!
YABAN HAYATINI DA YOK ETTİK?
Sadece, ”insan bağlamında mı, şiddet rüzgarları” estiriliyor?
“Yaban hayatını yok etme, ormanlarımız talan ve yağma, verimli topraklarımızı imara açma, dere, çay, nehir ve göllerimiz ile denizlerimizi kirletme konularında da, hünerlerimizi saya, saya” bitiremeyiz!..
Memlekette,” kuş sesine bile hasret kalınmışsa”, vay halimize!?
Derelerin, çayların, suların canına okuduk ya?
Balık nesli bile, yok edildi!..
Nasıl becerdik, nasıl?
Nerede, Sakarya Nehri ile ünlenen “Mersin havyar balığımız”, bilen var mı?
BİLEN VAR MI?
Bu kadar, şiddete meyillimiz nedendir?
Bu, “hangi psikolojik ruh halinin” göstergesidir?
“Bu durumu kimler düzeltecek, tedavi edecek, bu hastalıklı toplumu, sevgi ve saygıda buluşturmak”, kimlerin görevidir?
Haklısınız?
Bu yalan rüzgarların estiği, kokuşmuş siyaset içinde, bunu başarmak zor ama, bir yerden başlamazsak, felaketimiz olur?
Bu ülkenin din adamları, “neden moral -motivasyon konusunda gereğini yapmaz”, siyaset ile ilgilenir?
Onları da mı dinlemiyorlar?
Ya, “Cumhuriyet'in öğretmenleri” nerede?
“Akil ve bilge insanlarımıza”, ne oldu?
Bu hallere niye düştük, bilen var mı?
Gittikçe, “kindarlık ve dindarlık girdabında boğuluyoruz”, topluma ayar verenler neredesiniz?
Yusuf Cinal yazıyor, 14 Şubat 2024