Sevgili okurlar,
Bugün, bir Nisan 2024..
Türkiye'de, "yerel yönetimler için" yeni bir başlangıç..
Üç aylık seçim maratonu, "vatandaşlarımızın sandık başına giderek, tercihlerini yapması ile" noktalandı..
Şüphesiz, seçimlerin en heyecanlı anını yaşamak, "hem adaylar için, hem adayları seçenler için", çok önemli..
Kısacası "milli iradenin tecelli etmesi" bu süreçte, "herkesin hak, hukuk ve eşitliği" adına beklentisidir..
Yazımı kaleme alırken, bir taraftan da kulağım Türkiye'de yapılan seçimlerdeydi..
Özellikle, "Ankara, İstanbul ile diğer kentlerde oy kullanma haberlerini yakından takip etmek" bile heyecanlı..
YAKIN TAKİP VE MERAK?
Türkiye'de olduğu gibi, gurbette olan Türk vatandaşları da, yapılan seçimleri, yakından takip ediyorlar..
Hatta, yakınlarına destek için Türkiye'ye akın edenler de çok..
Sonuçta, Türk Milleti tercini yapacak..
İnşallah, bu saatten sonra, kötü bir haber ile karşılaşmayız..
Büyük bir özveri, sağduyu ve itidal içinde, karşılık sevgi ve saygı çerçevesinde oylar kullanılır..
Aynı düşünceler içinde, oylar sayılır, kazanan bu bağlamda ilan edilir..
EN ÇOK MERAK EDİLEN?
Ülke genelinde, "en çok elbette İstanbul, Ankara ile İzmir, diğer büyük illerde, seçimi kazanan adaylar", merak ediliyor..
Bu bağlamda, oyların dağılımı da önemli?..
Türkiye'de, "20 Yılı aşkın bir zamandır iktidarda olan AK Parti ve dolayısıyla Cumhur İttifakı'nın yerel seçimlerde alacağı sonuç", merakla beklenmiyor değil..
Bu süreçte, adayların yanı sıra Cumhurbaşkanı ve bakanların da sahada olması tartışmalara neden olsa da, bu durumun yasalara uygunluğunu Yüksek Seçim Kurulu tescilledi..
Demek ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde, bu durumun yasal olmayan bir yanı yok!
Ancak, "demokratik temayülleri hatırlatanlar da" haksız değiller..
EŞİT VE ADIL SEÇİM?
Seçimlerin, "eşit temelde, adil yapılması için her adayın, aynı şartlar çerçevesinde yarışması" bekleniyor..
"Bir tarafta Cumhurbaşkanı, bir tarafta bakanlar, bir tarafta devletin imkan ve kabiliyetleri ile seçime girenleri yadırgayanları da anlamak" gerek?..
Her şeye rağmen, insanımız sandık başına gidip, bütün bunları da dikkate alması, çok önemlidir..
Her şeye rağmen, "Türkiye'de bir demokrasi şöleni" sergileniyor..
Üstelik bahar coşkusu içinde..
"Koyunların kuzuladığı, çayırlarda meleştiği, menekşelerin, kardelenlerin açtığı, pınarların çağladığı, ağaçların yavaş, yavaş yeşillendiği şu günlerde, kardeşçe sandık başına gidip, tercihini yapanlara", ne mutlu..
KİM KAZANDI,KİM KAYBETTİ?
Sanal ortamda ilk paylaşımları görüyoruz..
Sandık başına giderek, "vatandaşlık görevini yapanların güzelliği ve huzuru ta buralara kadar" yansıyor..
"Huzur ve güven içinde, sorumluluk duygusu ile görev ifa etmek" ne güzeldir..
"Vatana, millete hayırlı olsun" demekten, gayri bize düşen ne olabilir?..
Evet, "kim kazandı, kim kaybetti noktasında, şimdilik söyleyecek bir sözümüz" yok!
Bilge insana sormuşlar?
"Kim kazandı" diye?
O da," bizimkisi" demiş?
"Sizinkisi kim" demişler?
O da," kazanan" demiş!
Evet, "bizimkisi" kazandı..
"Vatana, millete, yöreye, insanımıza" hayırlı olsun!
Kazanan şahsında birleşmek, "o kentin geleceğine hükmetmek, güzellikler sergilemek, ayrıştırmamak, kutuplaştırmamak, salt particilikte ısrar etmemek, herkese eşit, hak, hukuk temelinde hizmet götürmek" esas olmalıdır..
64 MİLYON SEÇMEN?
Seçime girip, "büyükşehirlerin,
ilçelerin anahtarı teslim edilenlerin, bu sorumluluk içinde işe başlamaları, halka hizmet götürmeleri, kendilerine emanet edileni korumaları, geleceğe dönük projeleri hayata geçirmeleri, yaşanılan kenti cennete çevirmeleri" beklenir..
64 Milyon Seçmen sandık başına gitti..
Bir Milyonu aşkın genç seçmen, ilk defa sandık başına gitti..
Başta, 30 büyükşehir ile diğer iller ve 900 İlçede yapılacak seçimlerin sonucunu beklemekte, ayrı bir heyecan duygusu yaratıyor..
Öyle ya, kim kazandı, kim kaybetti?
Artık, bu saatten sonra bunun bir önemi, kaldı mı?
"Kazanını tebrik etmek, bu yolda kaybedenlerin de, kendi hesap kitaplarını yapması, bir sonraki seçimlere hazırlanması" doğaldır..
BÜYÜK TEPKİ OLUŞTU
Türkiye seçime giderken, "başta Belçika olmak üzere, Fransa ile Almanya'da bazı olaylar can sıkmadı" değil!..
Özellikle, "Belçika'da terör estiren PKK Terör örgütü yandaşlarına karşı ülkede büyük bir tepki" oluştu..
Türklerin yanı sıra, "diğer yabancı toplumlar ile Belçikalılar, PKK Terör örgüt yandaşlarının, huzur içinde, barış ve kardeşlik içinde yaşayanların huzuru bozmaları karşısında tepkilerini" ortaya koydular..
Başta Belçika Başbakanı Alexander De Cro olmak üzere, yerel yetkililerde, "terör estiren, vandallıkta sınır tanımayanlara tepki göstererek, bu durumun kabul edilemezliği üzerine görüş ve düşüncelerini" paylaştılar..
Bu bağlamda, Belçika'nın hem Flaman hem de Frankofon yerleşim birimlerindeki vatandaşlarımız, "terörü, teröristi ve Vandalizm'i kınayan bildiriler" yayımladılar..
Tüm kesimlere, yasalar hatırlatıldı..
Gerekenin yapılacağı, vurgulandı..
Temennimiz, bu tür olayaların bir daha tekrarlanmaması, huzur ve güvenin riske atılmamasıdır..
SOLİNGEN AH, SOLİNGEN AH!
Fakat bütün bunlara rağmen, bir başka acı haber "Almanya'nın Solingen" kentinden geldi..
Gece evlerinde, "kucak kucağa mışıl, mışıl uyuyan Bulgaristan vatandaşı Türk kökenli 4 Kişilik bir aile, ırkçı bir saldırının kurbanı" oldular!..
Genç bir anne, genç bir baba, iki evladı ile kundaklama sonucu çıkan yangında, hayatlarını kaybettiler..
Solingen'de, "30 Yıl evvel beş vatandaşımızın yakıldığını, insanlık dışı kundaklamaya kurban gittiğini" unutmadık!..
Bu acı karşısında, "Almanlara insanlık dersi veren Mevlüde Genç Ana" unutulur mu?
Allah gani, gani rahmet eylesin!
Gel gör ki, aynı acı bu sefer 30 Yıl sonra tekrarlandı!..
Bölgede yaşayan Türkler, tereddütsüz soydaşları Bulgaristan Türklerinin yanında yer aldı..
TÜRK VE BULGARİSTAN BAYRAKLARI AÇILDI!
Bulgaristan'ın Avrupa Parlamentosu milletvekili İlhan Küçük, Bulgaristan HÖH Partisi Genel Başkan Yardımcısı Halil Letifov Bulgaristan Baş müftülüğü Genel Sekreteri milletvekili Celal Faik ile diğer yetkililerden oluşan heyeti Türkiye Cumhuriyeti Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul ve Türk vatandaşları karşıladı.
Bu arada, Solingen'de ki bu vahşete, bu acıya karşı, tepki ile dualara iştirak etmeyen Bulgaristan'ın Berlin Büyükelçisi eleştirilmedi değil..
Ülkesinin vatandaşları, gece uykularında yakılıyor, bir ülkenin büyükelçisi ise "Türk, Bulgar" ayrımındaysa, yazıklar olsun!
Bu da," ırkçılığın, ayrımcılığın" bir türü ya?
Solingen'de buluşan Türkler, "Adalet, adalet, adalet" diyerek yollara döküldü!..
IRKÇI SALDIRI KURBANLARI?
Türk ve Bulgaristan bayrakları açılarak, Solingen sokaklarında yürüyenlerin, "ırkçıları protesto sesleri " yükseldi..
Bulgaristanlı Türk soydaşlarımız, "İsmail Z., Kıymet Z., çocukları Gizem ve Elis’in yangında hayatlarını kaybetmesi üzerine, Solingen'de bayraklar yarıya indirildi ve olayın bir kundaklama olduğu" resmen açıklandı.
Maalesef, gurbetin bu yanı da var!..
Almanya mı?
Gerçekten, acı vatan!
Yüce Mevla'm, gani, gani rahmet, cennet mekan eylesin!
İnşallah, bu cinayetin, bu kundaklamanın failleri bulunur ve cezalandırılır..
Temennimiz bu!
Yusuf Cinal yazıyor, 1 Nisan 2024