16 ilçesiyle Sakarya –özellikle Sapanca- yağmur yağışına teslim olunca, gazetelerde manşetler köpürdü…
Birkaç örnek:
“Battık”
“Sakarya’yı sel aldı”
“Bildik manzaralar”
“Sel fena vurdu”
“Sakarya’yı sel aldı”
“Sonbahar sert geldi”
Vesaire….
***
Yazarımız Hasan Kurtiç, bugünlerin olacağını yıllardır köşesinden kim bilir kaç kez yineledi; ama, nato kafa nato mermer…
Bir kez de ben yineleyim mi:
Serbest piyasa ekonomisine geçişten bu yana, kuralları konulmaksızın, dokunduğu her şeyi para gören anlayış, bir kamu kuruluşu olan belediyeleri de kuşattı…
Yerel seçimler bu haritanın renklerine göre gerçekleşti…
Hiç kimse yağmur eziyeti için yönetimlere sövüp saymasın; ‘halk’ gerçeğini de kutsayıp abartmasın!...
Halkımız yerel yöneticilerini bizzat oylarıyla saptıyor…
Sonuç meydanda!...
***
Sözün başında özellikle Sapanca dedim…
Sapanca’da, dile kolay çeyrek yüzyıldan beri yerel iktidara kimler lök gibi oturmuştu?...
AKP ve tayfası!...
Sapanca’yı 25 yıldan fazla yönetip, dere önlerine su fabrikalarını kurduranlar, yüzyıllar içinde oluşmuş ormanları beton yığınına dönüştürenler kimler?
Sapancalı seçmenler hiç şikayet etmesin, yanıp yıkılmasın…
Orman içi arazilerde rant işine göz kırparak oyları götüren bu takım Sapanca’nın canına okumaya kararlıdır…
Medya da şamata ederek gerçekleri örtmeye kalkmasın…
Sapanca’da ki facia, bir gerçeğimizi ortaya çıkarıyor:
Politikacısı, yöneticisi ve seçmeni ile topyekun battık!...
***
Sapanca’da 100 kişi kurtarılmış…
Bazı evler ve oteller boşaltılmış…
Elektrik kesintileri olmuş…
Yollarda çökmeler olmuş…
Göl kıyısı çöplüğe dönüşmüş…
Az bile!...
Saçmalığın belediyedeki fendinin resmi, Sapanca’nın sel kartpostalıdır…
Sapanca’nın bu gidişle felakete sürüklendiğinin açık seçik kanıtını, daha hangi olay çarpıcı biçimde sergileyebilir?..