Cevdet Güngör, Sakarya’da eğitim sorunlarına duyarlılığı ile tanınan bir gazetecidir. Yenigün’de yazıyor, geçen Cumartesi günü yazısını okurken hepimizi yakından ilgilendiren tümcelerin altını çizdim, aktarıyorum:

Diyor ki:

Sakarya’nın ülke genelinde başarı sıralamasında kaçıncı il olduğunu bilmiyoruz; çünkü, Milli Eğitim Bakanlığı altı yıldır Türkiye genelinde üniversiteye giriş ve TEOG sınav sonuçlarını açıklamıyor. Daha doğrusu illerin başarı sıralaması kamuoyundan gizleniyor.”

“ En son altı yıl önce açıklanan üniversiteye giriş sınavında Sakarya 54’ncü sıradaydı.”

“ İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre’nin açıklamasına göre üniversiteye giriş sıralamasında Sakarya’dan ilk binde 14, ilk on binde ise 92 öğrenci sokabildik.”

Konunun Sakarya çapında uzmanı olan arkadaşımız Güngör, bugünkü başarının altı yıl önceki başarısızlığın bile gerisinde olduğunu söylüyor…

Demek ki Sakarya’da ‘maarif’ dibe vurdu...

***

Eğitimi yaz-boz tahtasına çeviren, okulları ticarethaneye, öğrencileri müşteriye çevirmeyi hedefleyen siyasal iktidar on beş yılda yapacağını yaptı; ama, Sakarya bu yolda daha beter bir çukura saplanmış gözüküyor…

Bürokrasimizde numara bol!...

Bakanlık istediği kadar iller başarı endeksini açıklamasın, il milli eğitim müdürlüğü dilediği kadar başarısızlığı perdelemeye yönelik hesaplama yöntemlerine başvursun, acı bir gerçekle karşı karşıyayız…

Sakarya’da eğitim sıfır çekiyor…

***

Yalnız çocuklarımız mı sınavda sıfır çekiyorlar?..

Büyüklerimiz sınavda ne çekiyorlar?...

Sıfıra sıfır…

Elde var sıfır…

CHP milletvekili Engin Özkoç, Sakarya’da okulların büyük bir kısmının 17 Agustos 1999 depreminde vurgun yediğini, bu okullarda eğitimin cinayet olduğunu, yıkılıp yerine yenilerinin yapılması gerektiğini,  devletin resmi belgeleriyle ortaya koymuştu…

Ne oldu?...

Nato kafa, nato mermer!..

Özkoç yırtındı durdu, iktidarın Sakarya temsilcileri kulaklarını tıkadı…

***

Sakarya’da eğitim hasta…

Hastaya hekim gerekli…

Bunlar üfürükçü…

Peki, ne yapmalı?

Önce kendimizden başlamalıyız; çocuklarımızın geleceği tehdit altındayken mazeret kültürünü aşarak birleşmenin mantığını siyasetin anayasasına dönüştüremezsek sıfır çekmekten kurtulamayız…