Sevgili okurlar,
Brüksel’den Sakarya’yı, velhasıl ilçelerini, güzelliklerini, yeşilini, siyahını, güleryüzlü, sevecan, gönlü bol insanlarını konuşmak ne güzel..
Sevgili gazeteci dostum Şaban Mergül, zaman, zaman arayarak, yaptığı “online görsel yayınlara” beni konuk eder..
Bu buluşmalarda, “elbette Sakarya’yı enine boyuna konuşmak, kıyısından, köşesinden sorunlara değinmek, kültür değerleri hakkında fikir yürütmek, yeni çözüm önerilerini sıralamak” olağan gelişmeler olarak yansıyor..
Tabii ki, kayıt altına alınsa da bu güzel programları, konuşmaları, Sakarya fikir jimnistik seanslarını kaçıran çok oluyor..

SAKARYA’YI KONUŞUYORUZ!
İşte geçtiğimiz günler, böyle bir programda yine dostlar ile bir araya gelerek Sakarya’nın genç, zengin ve konumu itibarı ile önemli bir ilçesi Arifiye’yi konuştuk..
Siyasetçi Haluk Akbay, Ziraatçi Hamdi Şenoğlu, siyasetçiler Ali Gökpınar(Uşak-Banaz), Halil Buğaçayır(Erzurum), Faruk Polat (Erzurum) ve  SAÜ Öğretim üyelerinden Prof.Dr. Ahmet Tutar ile birlikte, Şaban Mergül’ün moderatörlüğünde önemli hususlara değindik..
Programa katılanların ikisinin Erzurum, birinin Uşak kökenli olmaları kadar, “Sakaryalı olmayı özümsemiş bulunmaları” dikkatlerden kaçmadı.
En önemlisi ise de, Şaban Mergül’ün açılış sorusu başlangıçta programa damga vurdu..
“Arifiye’de hava alanı olduğunu biliyormuydunuz?”
Bu soruyu takip eden soru da şuydu; “ Arifiye ileri mi gidiyor, geri mi gidiyor, eksikleri nedir, neler önerilir” diyerek, Arifiye Tank Palet Fabrikası’nın bulunduğu yerde havaalanı olduğunu ve buradan havalanan küçük pırpır uçaklarla, kent üzerinde gezildiğini anlattı..

SAKSIDA ÇALIŞINIZ?
Sonra Mergül, Arifiye’deki, ziraat alanlarına da dikkat çekerek, bu alanların ne olduğunu sorgulamadan geçmedi..
Emekli Ziraat Mühendisi Hamdi Şenoğlu; ”Arifiye’deki zirai çalışmalar, patates ürünü ile ilgili başladı. Sonra fidanlık üretim istasyonu kuruldu. Tarımsal araştırmalar yapılan araziler maalesef elden çıkarıldı. Çok küçük alanda şimdi çalışmalar sürdürülüyor.. Onlara ara sıra takılırdım” Size saksı göndereceğim, saksıda tarımsal çalışmalar yaparsınız”diye!
İşte otogar, bilmem ne, derken arazide kalmadı elde ”
diyerek Sakarya Arifiye’deki çarpık durumu da  özetlemeden edemedi!

“İSTİHDAM EDECEK ELEMAN BULAMIYIZ!”
Halil Buğaçayır, “ Arifiye’deki organiza sanayi bölgesi ile tarım arazileri büyük zarar gördü. Buna rağmen Arifiye’nin büyük bir konumu var. Küçük ölçekli şirketler burada faaliyet gösteriyor. Organize sanayinin katkısı ile Arifiye gelişmeye başladı. Her geçen gün gelişen ve daha da iyi yerlere geleceğine inandığımız bir ilçeye hem iş adamı, hem de şimdi siyasi olarak hizmet etmek için yola çıktık.İşsizlik var söylemlerine katılmıyorum.Çalıştıracak işçi bulunamadığı bir gerçek..” diye görüş ve düşüncelerini paylaştı, ilçesine ve yöresine hizmet için, Büyük Birlik Partisi saflarında kıldıklarını söyledi.

ARİFİYE DAHA İYİYİ HAK EDİYOR!
Sonra Ali Gökpınar, ”Arifiye’mizin dünden bugüne geçen zaman dilimi içinde çok ileri gittiğini söyleyemeyiz. Deniliyor ki, zengin toprakların fakir çocukları, şu günlerde desteklenmiyor.. Toprakları işleyemiyoruz..Küçük sanayi, organize sanayi var, verimli topraklar var ama, insanımız bunlardan yararlanamıyor,geçinemiyor, intiharlar var. Arifiye daha da iyi olabilir”  demeyi ihmal etmedi ve  Arifiye’de gençler arasındaki işsizliğe dikkat çekti.

 

SAKARYA EĞİTİM KENTİ OLABİLİRDİ?
Programa katılan SAÜ Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Tutar,”Bir eğitimci olarak,gençlerin durumunu çok iyi analiz etme imkanımız oldu. Gençlerimiz ciddi manada, bizim dönem gençlerimiz ile çok farklılar, algılama, anlama, beceri problemleri var. Hatta üzülerek ifade edeyim, ilkokul düzeyinde yazıları var. Bu gençlerin ilkokulu, ortaokulu, liseyi nasıl bitirdiklerine hayret ederek şaşdığımız durumlar var. Günümüz gençliği isteksiz..Ama bunlar içinde bir yüzde on gençliğimizi bunun dışında tutuyorum.
Burada önemli düşünceler ortaya konuyor. Sakarya’nın sorunu bizim sorunumuzdur. Sakarya’nın verimli toprakları mutlaka korunmalıdır. Tarım ülkesi olan Sakarya’da ve Türkiye’de ne durumda olduğumuzu söylememe gerek var mı? Bu güzel alanlara sanayi kuruluşları, fabrikalar kurulur mu? Biz bu toprakları Akova olarak öğrendik. Verimli topraklarımızın büyük bir bölümü elimizden çıkmış!.


PLAN, PROGRAM YOK!
Bir plan bir program yok..
Siyaset değil, bilim öne alınmalı..
Pandemi döneminde bir bilim kurulu kurdun!..
Neden diğer alanlarda bilim kurulların yok?..
Bu Kent Konseyleri kuruldu ama çalışmıyor.
Sakarya tarım kenti mi, sanayı kenti mi, turizm kenti mi, yoksa eğitim kenti mi olmalı?
Sakarya, tarım arazilerini sanayiden kurtararak,turizmi canlandırmalı. Her tarafından sıcak su çıkıyor.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi kuruldu..
Çok fikir ve düşünce havada uçuştu..
Üzerinden dört yıl geçti.
İki üniversite aynı yerde!..
Bir an önce iki üniversite ayrılmalı ve daha verimli çalışırı hale getirilmeli ve kurumsalşmaya öncelik verilmilidr.
Arifiye’de bina hazırdı!..
Ne oldu?
Ziraat Fakültesi Geyve için önerildi, şimdi Arifiye’ye getirildi..
İkinci üniversite çok yavaş çalışmalarını, gelişimini sürdürüyor.
Akyazı’da Yüksek okul ile fakülte aynı binada eğitim görüyor!
Hani binalar neden yapılmadı?
Çok iyi, yetişmiş elemanlarımız var..
Sakarya bir eğitim kenti olabilir.
İstanbul’un yanıbaşında bunu başarabilir.
Sakarya eğitim açısından büyük bir potansiyele sahip..
Bunu planlamak, gerçekleştirmek gerekir..
Önceliklerimiz belli planlarla ile belirlenmeli ve ona göre Sakarya’nın gelişimini belli hedeflere yönlendirebiliriz..
Hala geç kalmadık!..
Sakarya, aynı zamanda İstanbul’daki eğitim yığılmasını azaltabilir, bir eğitim kenti olarak Sakarya bu avantajı ve İstanbul’un eğitim ve turizm yükünü alabilir, azaltabilir!..
Niye sanayi yükünü almaya talibiz
” görüş ve düşünceleri ile Sakarya’nın sanayi kıskaçında kaldığını söyledi.
Sakarya’yı, doğduğumuz, gençliğimizi geçirdiğimiz, okul yolunda, yaylasında, dağında, nehirinde, denizinde, kumsalında, tarlasında, fabrikasında, dağınta ve taşında izlerimizi konuşmak bir başka oluyor..
Elbette Sakarya’nın yetiştirdiği değerlerin görüş ve düşünceleri çok önemli..
Bunlardan yararlanmak, bunları hayata geçirmek, bunları insanımızın hizmetine sunmak, yeni vizyon sahiplerinin bileceği bir işdir..
Biz bu yolda, yaşadığımız sürece, Sakarya’yı konuşmaya, insanımızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye, insanımızın zenginliklerimiz hakkında bir fikir sahibi olmalarını sağlamaya devam edeceğiz..
Bizim Sakarya Gazetesi bunu fazlası ile yapıyor..
Her güne farklı fikir ve düşünceleri paylaşımı da bunu kanıtlıyor..
Yeterki destek olunsun, köstek olunmasın!
Sakarya’yı konuşmak kimsenin tekelinde değildir!?
Bu vesile ile Sakarya, hem tarım, hem sanayi, hem turizm kenti özelliğini koruyarak, bir eğitim kenti olarak geleceğe hazırlanmılıdır.
Yusuf Cinal yazıyor/18 Şubat 2022 Brüksel