Gıda enflasyonumuz çok yüksek.

Bir tarım ülkesiyken, dünyayı doyururken bugün gıdaya erişmekte zorlanıyoruz.

Neden?

Elbette ki baş sebep tarım politikamızın yanlışlığı…

Ve bir önemli sebep de köylerimizin köy statüsünün ortadan kaldırılması…

Köyüme Dokunma Platformu işte bu noktada çok önemli.

Ayrıntıyı Platform Sözcüsü değerli ağabeyim Mecdi Cengiz’in açıklamasından aktarayım;

“Şairin özlemle uzakta dediği cennet köylerde yaşıyoruz. Yaşıyoruz yaşamasına da köylerimizde Toprak Ana, betonlaşma korkusuyla yaslı ve hüzünlü. Köylerimiz toprağı, doğası ve tüm canlıları ile büyük bir tehdit altında. Bundan çok değil 15 yıl öncesine kadar dünyada kendine yeterli 7 ülkeden biri olan ülkemizin, Toprakla tohumu buluşturan, doğanın bekçisi olan köylerimiz yok olmak, betonlaşmak üzere…

Köylerimizin 2012 yılında mahalle yapılmasının, Tarım ve Hayvancılığa verdiği zararın görülmesi üzerine 16 Ekim 2020’de çıkarılan 7254 Sayılı yarı köy diyebileceğimiz Kırsal Mahalle yasasının, Mahalleye dönüştürülen köylerimize sağladığı avantajlar ne yazık ki Sakarya Belediyelerince yok sayıldı. Yasadan yararlanmak için başvuran muhtarların dilekçeleri, yasanın açık hükümlerine rağmen işleme konmamış, Belediyelerin meclis gündemine alınmamış, diğer Büyükşehirlerde binlerce Köy, komşumuz Kocaeli’nde bile 210 Mahalle yasadan yararlanırken, 3,5 yıllık süre içinde, Sakarya gibi bir Tarım ve Hayvancılık bölgesinde yasadan yararlanan tek bir köy bulunmamaktadır.

Sakarya Belediyelerinin bu keyfi ve yasa tanımaz tutumları üzerine, köylerimizin yasal haklarının alınmasına yardımcı olmak, halkımızı bilgilendirmek, muhtar dernekleri ve muhtarlarla iş birliği amaçlı olarak, Köyüme Dokunma Platformu kurarak yoğun çalışmalar yaptık. Başta CİMER olmak üzere ilgili ve yetkili makamlarla, STK’larla, ulusal ve yerel basınla yoğun görüşmeler yaptık. Bu temas, görüşme faaliyetlerimizde güncel politika dışında kalmaya büyük özen gösterdik.

Yaklaşık bir aya yakın bir zamandır, yerel seçim sürecinin hızlandığı bu dönemde platform olarak çalışmalarımızı seçimler sonrasına kadar askıya aldık.

Buradan bir defa daha Sakarya halkına, ulusal ve yerel basına, ilgili ve yetkililere, tüm muhtarlarımıza ve kurumsal Dernek ve federasyonlarına, Toprağımız, doğamız, köylerimizin bugünü ve geleceği adına sesleniyoruz.

Bizler, ülkemizin yarınlarının en güçlü teminatı olan köylerimizin, toprağına, doğasına, üretimine, yaşam kültürüne dokunulmamasını istiyoruz. Her ne kadar Mahalle yapıldıysa da dilimizde ve gönlümüzde köy olarak yaşayan, Ekonomik ve Sosyal hayatımızın taşıyıcı kolonu köylerimizin, köylere özgü sosyal, kültürel doğal güzelliklerini çocuklarımıza, torunlarımıza ülkemizin geleceğine miras bırakmak istiyoruz.

Ne yazık ki, 3 yılı aşkın bir zamandır halkımız bu yasa hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığından, Kurumsal sorumluluk taşıyan Muhtar Dernekleri dayanışma ve güç birliğiyle köyleri adına sorumluluk taşıyan muhtarlara öncülük yapamadığından Sakarya Köyleri bu yasal haklarını alamamışlardır.

Platformu kurduğumuzda Sakarya’dan, yurt içi ve yurt dışından destek ve duygu dolu birçok mesajla aldık.

Bunlardan Amerika’dan gönderilen uzun bir mesajın iki paragrafını sizlere sunmak istiyoruz:

“15 yıldır Amerika’da yaşıyor, şehirlerle kırsal hayatın nasıl ayrıştırıldığını, yapılaşma konusunda kuralların katılığını bizzat yaşıyorum. Gezip gördükçe başka coğrafyalarda başka halkların köylerini, doğal miraslarını tahrip etmeden nasıl koruduklarına şaşırıyor, imreniyor, bizim köylerimizin gidişatına üzülüyorum.

Kulaklarımızdan gitmeyen o gürültüyle, göz gözü görmeyen bir toz bulutuna uyandığımızda o Ağustos gecesi, 17 Ağustos 1999’da kendimizi evden dışarı atar atmaz sadece köye gitmek istedim. Yollar kapanmıştı ve ulaşım zordu. Saatler süren bir yolculuktan sonra köye ulaşmış, aylarca bahçesinden çıkmamıştık. Güvenli olduğunu düşündüğüm tek yerdi. Ne kadar şanslı olduğumu o kara günlerde çok iyi anladım. Köy köklerindi, hatıralarındı, geleneklerin, göreneklerindi ve doğanın seni sarıp sarmaladığı, şifalandırdığı bir yerdi.’’

Gördüğünüz gibi, dünyanın birçok yerinde, Vatanından binlerce Km uzaklarda yaşamak zorunda olanlar, doğup büyüdükleri köylerde olan biteni, böylesine özlem dolu duygularla takip ediyor. Peki, bizler köylerde yaşayanlar, köylerle bağı olanlar, köy ve doğa dostları, köylerimizde olan biteni sorgulayarak, Köylerimizin geleceğine sahip çıkıyor muyuz? Ne yazık ki, Halkıyla, Köyünden sorumlu Muhtarıyla, Mahalleye dönüştürülen köylerimize sahip çıkılmadığı için bu olumsuzlukları yaşıyor, yasal haklarımızı alamıyoruz.

Yeni dönemde, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra görev ve yetki alacak Belediye Başkanlarımızla, sorunun çözümü konusunda yapılacak temas ve görüşmelerin olumlu sonuçlanacağını umuyoruz.

Bu dönemde Muhtarlar Federasyonu, muhtar dernekleri başta olmak üzere tüm STK’lar, doğa ve çevreci derneklerle, meslek odalarıyla köye dönüştürülen mahallelerin yasal hakları ile ilgili daha güçlü bir iş birliği yapacağımıza bugüne kadar sesimiz olan Sakarya basınının, yerel seçim sonrası yine köylerimizin sesi olacağına inanıyoruz.”

Evet, bu platforma destek vermek, geleceğimiz için çok ama çok önemli.