Sevgili okurlar,
Türkiye, “2.Tur Cumhurbaşkanlığı seçimi” için, yine teyakkuzda!..
Zaman kısa, sandık başına gitmek için, şurada kaç gün kaldı ki?
Evet, 28 Mayıs 2023 Tarihinde Türk Milleti, tekrar sandık başına giderek, yarım bıraktığı, önemli mesajlar içeren birinci tur oylamasından sonra, şimdi ikinci tur seçimler hazırlık yapıyor..
“Seçim mi, seçim, geçim mi?”
“Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu” tartışmaları, her alanda, ama her alanda devam ediyor..
Dikkat ettim, “kahvehanede, spor sahasında, düğün salonlarında, çarşı da, pazarda, evde”, her yerde, “Türkiye’deki seçimler” gündemin ilk maddesini oluşturuyor...
Bu bağlamda, Türkiye’den gazeteci, akademisyen, öğrenci misafirlerim de oldu..
Onlarda, Belçikalı Türklerin, oy kullanma eğilimleri konusunda sorular sorarak, bizden cevaplar beklemeleri de bir başka husus!?
Neden, Recep Tayyip Erdoğan?
Neden, AK Parti?
Bunu, Belçikalılar da merak etmiyor değil!?

İKİ GENCİN RADİKAL TERCİHİ?
Bunun izahı zor ve çok eskilere gitmek gerek..
Fakat, “Belçika’da da, siyasi alandaki değişime kafa yormayanlar, maalesef Türkiye’deki siyasi gelişmelere kafa yoruyor ve akıllarının almadığı sonuçlar karşısında, şaşkınlıklarını” gizleyemiyorlar!?..
Haftasonu, hemşerim, hatta köylüm olan çok yakın bir ailenin mürüvetlerine tanıklık ettik.
Eski kiliseden bozma, bir şotavari ortamda düğündeyiz..
Gelin kızımız, “muhafazakar, dini bütün mütedeyin”, bir ailenin kızı..
Okul sıralarında tanıştığı, huyunu suyunu iyi bildiği ve güvendiği, Flaman asıllı bir genç ile evlenmeye karar vermiş..
Genç aşıklar için zor bir süreçten sonra, “aileler nihayet bu sıradışı evlilik için ikna olmuşlar ve gençlerin bu sevgilerine” karşılık vermişler..
Matem ki, “çok seviyor, birbirinize çok güveniyorsunuz, o zaman mutluluk halkalarını” takalım..
Vursun davullar, çalsın zurnalar!
Kız bizim, oğlan bizim ya?
Kimler çatlar, bilemiyorum?

KIZ MÜSLÜMAN, OĞLAN HIRISTİYAN?
Kız Müslüman, oğlan hıristiyan bir Belçikalı..
Eskiden bu tür evliliklerde “din değiştirme törenlerini” sıkça haber yazardık..
Şimdilerde mi?
Kimse umursamıyor!?
Düğün salonunu yarısı Müslüman Türkler ile dolu, bir diğer yarısı Belçikalı Türkler ile dolu..
Mumların aydınlattığı bir  tarihi kiliseden bozma düğün salonu içindeyiz..
Girişte, hoş-beş karşılaşmalar, mutluluk dilemeler..
Derken, düğün şarkısı “ bir şarkısın sen” eşliğinde kız ve oğlan salona giriyor..

ALIŞMAMIZ GEREK?
Mutlulukları, yaptıkları ilk heyecan düğün dansına yansıyor..
Anne ve babanın, aile fertlerinin burukluğu yanında, mutluluklarını düşünebiliyor musunuz?
Artık bu durumlara alışmamız gerek!?
Madem ki, “Belçika’da yeni bir yaşam biçimini seçmişsiniz, kızınızın, oğlunuzun tercihi de”, bu bağlamda önemli değilmidir?
Gönül bu ya, “hangi çiçeğe konacağını”, kim bilebilir!?
60 Yıldır Belçika’da yeni bir yaşam şeklini benimsemiş olan Türk toplumunda, “yabancılarla evliliğe olumlu bakan ailelerin sayısı” yüzde 47’lerde..
Bu durum, Fas asıllı Müslüman ailelerde, yüzde 61’lerde..
Neden mi?
Nedeni, Faslıların, “asimilasyon dillerinin Fransızca olması” tabii ki?

YABANCI GELİNLER?
İşte bu tür evliliklerin, ayrılıkların, gayrılıkların yaşandığı Belçika’da, yeni neslin büyük bir bölümü “değişimden, yeniliklerden, modern hayattan” yana tavırlarını kullanırken, özellikle, “uyuma, birlikte yaşama karşı direnen ailelerin, tercihi ise daha radikal” olabiliyor..
Belçika’da sıkça “yabancı gelenler” ile ilgili çeşitli etkinlikler, Türkçe kurslar düzenlendiğini biliyor, bunların düzenlediği sosyal, kültürel faaliyetlerede katılmış bir gazeteci olarak, bunları gözükapalı yazmıyorum!..
Nedenlerini de araştırmak, sorgulamak elbette görevimiz..

300 BİNİ AŞAN TÜRZ NÜFUSU?
Maalesef, Belçika’da yaşayan 300 Bini aşkın Türk varlığı içinde, “Türkçe’den, Türk Kültür geleneklerinden uzaklaşmış”, bir yeni neslimiz var!
Belçika’da, sadece Diyanet bağlı 72 Cami olmasına rağmen, artık gençler, “farklı bir hayal ve  yaşamın peşinde adım atmaktan” çekinmiyorlar..
Birinci nesil, Türkiye’de oylarını Recep Tayyip Erdoğan’a yönlendirirken, ikinci, üçüncü nesil ise oylarını Kemal Kılıçdaroğlu’na, milliyetçilikten beslenen ailelerin çocukları da MHP,İYİ Parti, Sinan Oğan ve Muharrem İnce yolunda düşüncelerini ifade etmekten çekinmiyorlar..
Siyasi konularda, iyice siyasallaşan camilerin, cemaatinin, tarikatların gücü inkar edilemez!

ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ..
Gelin bu noktada,büyük mücadelelerin içinde olan ve Başkent Brüksel’e yakın bir ilçede yaşamını sürdüren Mustafa Ü.S’nin  bir tespitine göz atalım:
Seçim zamanı attıklarında, yerde kül bırakmayan CHP'liler ve yandaş haberciler, seçimlerden önce, yani be yıl boyunca, bir gün seçimlerin geleceǧini düünerek, örneǧin, Belçikada ne yaptınız?
AKP-MHP ittifak
ının ebedi refahı için Belçika’da oy kullanan vatadasların %75 ni cahillikle besleyen Diyanet ve Milli Görü çetelerinin mafya vari faaliyetleri karısında kırkyıldır olduǧu gibi, bu son bes yil boyunca, sizler ne yaptınız ?
Bugün sizleri çok iyi tanıyan ve sorumsuz bir ekilde oy kullanmaktan çekinen vatandalar karısında ‘vatanı kurtarmak’ için, oy kullanma nutku atan CHP'li millet ittifak partizanları, hiç mi utanmıyorsunuz ?

Bir hafta daha beklemeye gerek yok ?. Şimdiden geçmiş olsun !.
Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az !. »

BUGÜNLER TESADÜF DEĞİL ?
Evet, her şey, ne kadar açık ve net !
Siz, Avrupa’da ve yurtdışında milyonları aşan, yaşayan insanınıza zamanında ulaşamaz, bu işi kaderine bırakırsanız, o zaman sandıklardan çıkan oylar karşısında şaşırmayacaksınız ?
Nasıl ki, « Türkiye’de köyler,mahalle » yapıldı..
Köylerden öğretmenler uzaklaştırıldı !..
Köyler muhtar ve din adamlarının eline bırakıldı !..
Belçika’da, Almanya’da da durum bundan farklı değil..
« Türkiye’de bu işin, bir de valileri, belediye başkanları varsa, burada da  elçiler, konsoloslar, müşavirler » var !..
Kimin, kimlerin nasıl uyuduğu, işi oluruna bıraktığı ortadır !..
Yazımı sandık başındaki Atatürk sevdalısı bir kızın sözleri ile  sürdürmek istiyorum..

ÇOK KORKTUM !
« Sandık başında gönüllü olarak görev yapmam için bir siyasi parti temsilciliğinden teklif aldım. Bu teklifi, arkadaşım ile birlikte kabul ettik. Sandık başına gittik. Daha seçmenler gelmeden, sandık başında görevliler yerlerini alacak..
Müthiş bir gerginlik, öfke ve bakışların altında ezildim..
Şaşırmadım değil.. « ne oluyora » kafa yormadım değil..
Oy kullanma işlemi başladı.
Görevlilerin, insanımız yönlendirmeleri başladı !.
Onlara müdahele ederek, « tarafsız olmalarını » telkin etmeye başladık.
Sonra, hava yavaş, yavaş değişti..
Sohbet, çay içmeler başladı.

NEDEN DÜŞMANLIK ?
İktidar partisi sıcak yemek servisleri ile konforlu sandıkbaşı görev yaparlarken, bizler marketten atıştırmalıklarla yetindik !..
Bu durumu içime sindiremedim !
« Neden bu düşmanlık, neyi paylaşamıyoruz » diye düşünürken, « görev bitimi birlikteliğimiz de » beni şaşırttı..
O sabah ki, « gerginlikten, nefret bakışlarından » eser yoktu..
Anladım ki, biz, bize mecburuz !
Ama, « bu mecburiyeti », yıkmak isteyenler var..
Buna müsade etmemek için daha istekli ve daha kararlı olarak her göreve hazırım. » 
Kutuplaştırmanın nereden, nereye geldiğini görüyor musunuz ?

MECLİSTE HİZBULLAH İSTEMİYORUZ !
Sakaryaspor playof maçlarında..
Son Gençlerbirliği maçında, Tatangaların, Hizbullahçılara karşı, attığı o slogan hala kulaklarımda çınlanır..
« Meclis’te Hizbullah İstemiyoruz ! »
Keşke, bu hassasiyeti, Sakaryalılar sandık başında dikkate alabilseydi !?
İşte teröre, terörizme böyle karşı çıkılır !
Unutmayınız, »yalan ve iftiralarla bir yere varamazsınız, gerçeklerin gün ışığına çıkma gibi bir huyu » vardır..
Sonra, bu slogan maçlarda da atılmaya başlandı..
Hatta Hazine Bakanı Nurettin Nebati bile yuhalandı..
Nerede olursak olalım, « bu nefret dili, bu kin öfke, kem bakışları terk ederek, ülkemizin geleceği, yaşam standartlarımızın iyileştirilmesi için çalışan, geleceğe dönük projeleri olanlara », oyumuzu kullanalım !..
Oyumuzu kullanırken, « son pişmanlığın da » fayda etmeyeceğini bilelim !

Yusuf Cinal yazıyor, 23 Mayıs 2023