Sevgili okurlar,
Hayat akışı içinde güzellikler, mutluluklar, telaşlar, heyecanlar, hep yaşanırmış ve unutulmaz!
Avrupa’da yaşayanlar çok iyi bilirler ki, yıl boyu çalışıp, tatil mevsiminde “Sıla’yı Rahim’de bulunmak”, hasret gidermek, sevdiklerimizle bir araya gelmek ve ana-baba vatanda, dostlukları pekiştirmek, ziyaretler gerçekleştirmek, hep projelendirilerek hayal edilir..
Böyle önemli kararları ailecek almak ta, çok önemlidir!

HAYDİ TATİLE?
Doğrusu bu yıl, evlatlarımız, tatil için İzmir Kuşadası’nı seçtiler..
İlk tatile çıkış sürecinde, biz Brüksel’de kaldık..
Bize emanet edilen, torunlarımın çirkin ama, okadar sevimli köpekleri Charli ile on gün birlikte olduk..
“Charli aşağı, Charli yukarı “derken, Charli ile her gün 6,  7 Km. koşmak zorunda kaldık!
Charli bu, suyunu, yiyeceğini de hazır etmek gerek!?

CHARLİ’YE VEDA!
Günler akıp geçti Charli’yi teslim etmemiz gerekti..
Hazırlıkları yaptık.. Charli’yi evine götürmek için yanına gittik. O hazırlıklardan ne olup bittiğini sanki anladı.   
Baş ve kuyruk sallaması çok şey anlatıyordu..
Çok sevinçli ve hareketliydi..
Bir görseydiniz?
Otomobilimin ön sağ koltuğuna bir güzel kuruldu Charli!
Keyif ondaydı!

TALLİHSİZLİK Mİ, UNUTKANLIK MI?
Talihsizliğe bakın ki, evden 200 Metre ayrıldık.. Aklımıza, kızımın evinin anahtarı geldi !
Evet anahtarı unutmuştuk!
Charli bu  u dönüşünden, hiç memnun kalmadı?
Oturduğu yerden kalktı, sağa sola baktı.. Duruma bir anlam veremiyordu..
Onu sakinleştirip tekrar yola koyulduk..
Evlerinin bulunduğu sokağa girince Charli daha keyifliydi..
On gün sonra Charli evindeydi..
Bahçedeki kulübesinin önüne, suyunu yiyeceğini bırakıp ,
ayrıldık!
Arkamızdan baka kaldı!
Hüzünlenmedik değil!
Ayrılıklar insanı hüzünlendirmez mi?
Neyse?

HEDEFTE BRÜKSEL HAVAALANI VAR!
Oradan eşim ile Zvantem havaalanı için hareket ettik..
O telaşta iki benzer telefon bende kalmış..
Brüksel-İstanbul uçuşu için bakaj işlemlerimi yaptırdım. Eşime telefon ediyorum, dolu ceplerimin birinden ses geliyor!
Şaşırmadım değil!
Eşim beni bırakıp döndü..
Kindisine ulaşmak için akla karayı seçtim..
Sonunda diğer kızıma ulaştım. Durumu anlattım ve telefonu hava alanındaki enformasyon bürosuna bıraktığımı ve oradan almalarini söyledim.
Artık rahatlamıştım ve İstanbul için gerekli işlemleri yaptırıp, THY uçağını beklemeye başladım.
Yarım saat gecikmeyle uçağımız İstanbul’a doğru havalandı.

İSTANBUL YOLUNDAYIZ..
Üç saate yakın bir uçuştan sonra , Türkiye’nin üzerinde çok konuştuğu, tartıştığı, “gerekli miydi, gereksizmiydi “yorumlarına neden olan, İstanbul havalimanına indik..
Gerçekten muazzam bir havaalanı gurur duymamak mümkün değil!
Ama Türkiye’nin içine düştüğü bu durumda yaşanılan bu gerçekler ışığında çok acil çok öncelikli bir büyük proje olarak bana gelmedi?
Zira bu ihtiyacı İstanbul’daki Atatürk ve Sabiha Gökçen havaalanları yeterince karşılıyordu..
Demek ki siyasi iradenin, bir düşüncesi olarak, bu büyük proje hayata geçirilmişti..
Hala  bu proje ile ilgili karanlık açıklanmamış yanlar bulunsa da, bu havaalanı projesi ile bir büyük çorak bataklık alan değerlendirilmiş,
İstanbul’a gelecek adına, büyük bir eser kazandırılmıştı!

TARTIŞMANIN NE MANASI VAR?
Artık geriye dönük tartışmaların,
eleştirilerin, bir anlamı ve hükmü yoktur. Bizlere de “hayırlı olsun” demekten gayrı bir şey düşmez! Yapılan yapılmış, hedefe ulaşılmıştır. Bugün olmasa bile, yarının Türkiye’sine fazlasıyla yetecek, hizmet edecek, bir hava alanıydı, İstanbul havaalanı!.
Ancak, onları da söylemeliyim; “bir kere uçakların inişi ve park edişine kadar”, epey zaman geçiyor!
O kocaman binalar içinde de; adresi bulmak, yürümek, insanı yoruyor!.
Başka şey ise, havaalanı içindeki fiyatların ateş pahası, cepleri yaktığı idi!
Nihayet Kazakistan eski başkenti Almatı için, uçağımız hazırdı. 

ALMATI’DA SABAH SAATLERİ?
THY’nin büyük uçaklarından biri ile yolculuk yapacağız..
250 Uçak yolcusu pilotaj ekibi ile İstanbul’dan havalandık..
Maalesef, insanımız bu ya, seyahat kültüründen çok yoksunuz!..
Yer tartışmaları, başüstü bakaj sorunu ve bebekler, hastalar..
Bebeklerini susturamayan anneler için, hosteslerin koşturması, her şeye değerdi!..
Uzun ve yorucu bir beş saat sonrası hedefe vardık..
Ama uçağın körüğe yanaşması, yarım saat aldı..
Almatı’da pasaport kontrol geçişindeyiz..
Başlarında kocaman şapkalar ile kontrol bekçileri olta atıyor!
Sorunsuz gümrüğü geçiyoruz!
Bizi,“Kazakistan’ın gönül elçisi Naziya Bissenova “ karşılıyor..
Almatı’da sabah saatleri..
Havaalanı önü, “geliş, gidiş “ müthiş bir trafik var!
Bir karmaşadan çıkıp, otelimize ulaşıyoruz!
Eh biraz dinlemenmek gerek!..
Yusuf Cinal yazıyor, 22 Temmuz 2023