Sevgili okurlar,
Nihayet, “FİFA Dünya Kupası Katar” ayağında maçlar tamamlandı..
Hele şükür, büyük bir olay çıkmadı..
Fransa ile Arjantin arasındaki maç, nefesleri  kesti..
İki futbol arkadaşı Messi ile Mbappe’nin, “şampiyonluk mücadelesi” görülmeye değerdi..
Bir tarafta Messili Arjantin..
Diğer tarafta ise, Mbappeli Fransa..

GEÇER MAZERETE BAK?
Final mücadelesini, Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani’nin davetine icabetle, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da izledi.
Böyle bir karşılaşmayı Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron izlemez mi?
Elbette tribünlerdeki yerini aldı..
Ya Arjantin’in solcu  Devlet Başkanı Alberto Angel Fernandez, maç sırasında neredeydi?
Nerede olacak?
Elbette evinde, eşi ve çocukları ile maçı izledi ve o büyük coşkuyu halkı ile birlikte yaşadı..
Peki, evde kalmasına gerekçe neydi?
“Ülkedeki ekonomik kriz!”
Burada bir not düşmeyi de ihmal etmeyelim?

ARJİNTİN’E BAK, TÜRKİYE’Yİ ANLA?
Arjantin Devlet Başkanı Alberto Angel Fernandez ile ilgili, ajanslar şu bilgiyi geçti: 
“Arjantin solcu Devlet Başkanı Alberto Angel Fernandez, Dünya kupası final maçını ekonomik kriz içindeki ülkesinde, deniz aşırı Katar’a gitmek yerine evinde ailesiyle takip etti.”
Bu bilgilerden sonra şunu da paylaşmak gerekir?
Katar’daki FİFA Dünya Kupası açılışını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da takip etti..
Evet, ülke olarak “itibarımız” maşallah yerinde!
“İtibardan tasarruf edilmez ya”, saray imkanlı Türkiye Cumhuriyeti uçağı, yolcularını Katar’da bir değil, iki kere taşıdı..
E, Türkiye’ye de bu yakışır!..

HAVADA, KARADA VARIZ MAŞALLAH!
“TOGG” adı verilen elektrikli otomobilimiz kapıda..
“Kızıl Elma” adlı, pilotsuz avcı uçağımız göklerde..
“Köprüler, yollar, tüneller yaptık gelip, geçmeye, saraylar yaptık, zevkü sefa yaşayıp  narsuyu” içmeye!
Biz nasıl olur da İbrahim Tatlısesli buluşmalarda “megri, megri” diye türküler çağırmayız?
Neremiz eğri ki?
“Satılan fabrikaların, yapılan israfların, liyakatsizliklerin, yolsuzlukların, yasakların, hukuksuzlukların, başıbozukmlukların, dini suistimallerin..” hesabını kim verecek ya?
Katar’da  açılış maçındayız, ele güne karşı!
Katar’da final maçındayız, itibar adına!

ASGARİ ÜCRET?
Bir yandan “asgari ücret” tartışmaları kıyasıya sürüyor!..
Hemşerimiz Sakaryalı Türk-İŞ Başkanı Ergun Atalay,”Açlık sınırı olan 7 Bin 785 Türk Lirası başlangıımızdır..Bu rakamdan aşağı bir rakam dayatılırsa,masadan kalkarız” diyor..
Başkan Ergun Atalay, biraz Sakarya suyu içmişse, bunu yapar mı yapar?
En iyisi bekleyelim, görelim!
Öte yandan, şu meşhur beklemeye aldığımız, “haklarını yıllardır kulakarkası ettiğimz, yaşa takılanlar” olarak adlandırarak,  “EYT’liler” dediklerimizin, emeklilik durumları ne olacak?

BURASI TÜRKİYE!
“Kasım geçti, Aralık bitmek üzere, herhalde Ocak, olmazsa Şubat.., “ Allah’ın ayları, haftaları, günleri biter mi?
Bu iş, seçim sonrasına sarkıtılırsa, şaşmayınız?
Burası Türkiye!
Yarın ne olup, biteceğinden, kimin haberi ola ki?
10 Yıl önceden attığı bir mesaj ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu yargılayıp, “siyasi yasaklı”, hale getirmedik mi?
Yetmedi?
İstanbul’u AK Parti’nin elinden alan CHPli Trabzon uşağı Ekrem İmamoğlu, “iki defa seçimle kazanınca”, neler olup bittiğine tanıklık etmedik mi?

OLUR, OLUR, BAL GİBİ OLUR!
Yine bizim hemşerimiz, Sakaryalı AK Parti Teşkilatlarından Sorumlu Başkanı Yardımcısı Ali İhsan Yavuz,” Bir şey olmadıysa, çok şey oldu” diye tarihe geçmedi mi?
Olur, olur, bal gibi olur!
Bir başka Ajda Pekkan şarkısıdır bu!
Unuturmuyuz!
Hayden gidelim, hayden, Aydar yaylalarına?
Nasıl olsa, Katar’ı su yolu yaptık!
Bir “ahmak” kelimesi üzerinden ülkemizde yaşanan tartışmanın sonucu mahkemede karar bağlandı..
Alın size, bir yasaklı daha?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na,” 7 Ay, 5 Ay, 15 Gün  reva görülen ceza”, kamu vicdanını tatmin etti mi?
Yetmedi?
Ya,”Siyasi yasaklı” bir durum?

ASLI YOK YAYLASI?
Katar’a şampiyonluk maçı izlemeye de gideriz, Halep’e namaz kılmaya da?
Kime ne, değil mi?
Aslı yok yaylasında, Bin beşyüz koyunum var benim!
Hadi ya?
Yiğit muhtaç olmuş, kuru soğana?
Öyle mi?
Bu otomobiller, bu yollar, bu lokantalar, kahvehaneler, tıka basa değilse, labelep dolu?
Öyle değil mi?
Hadi ya?
Çıkart telefonunu?
Daha neler, neler?
Biz adam olmayız vesselam?
Neden mi?

KATAR CÜBBESİ?
Dün öyle söylerim, bugün böyle, oyları toplar keyfime bakarım!
Böyle gelmiş, böyle gider, bizlerde dertleniriz?..
Katar’da, ne mi oldu?
Final maçı sonrası kupayı kaldıran Arjantin’in dünyaca ünlü futbolcusu Messinin sırtına, “şark kurnazlığı” yaparak, Katar Cübbesini geçirdik ya?
Hep öyle olmuyor mu?
Oldu, bitti Maşallah!
Katar, sizinle gurur duyuyor!.
Daha önceleri, biz bu sahneyi yaşamamışmıydık?
Katar, Katar, bizimkiler, algı için roket atar?
Yakında Ay’a seyahetler başlıyor!..
Haberiniz ola!

KÖLE DÜZENİ?
Bakalım, “bizimle, insanımız ile kim, kimler, gelecekte gurur duyacak, hak, hukuk, özgürlük ve demokratik haklarımızı” teslim edecek?
Katar’da gerçekleştirilen bu dev organizasyon için, kaç insanımızın hayatını kaybettiğini bilen var mı?
Işıltılı, görkemli yapılarda imzaları olanların adları, bu havai fişek gösterilerinde unutulup gitti!..
Bilesiniz ki, “köle düzeni” devam ediyor!
Onların adları unutsa da, biline ki, tarih unutmaz!
Altta kalanın, canı çıksın düzeninin de, ipi çekilir bir gün!
İran’a bak, Türkiye’ye ayna tut!
Gününüz, geleceğiniz sağlıklı güzelliklere vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Aralık 2022 Brüksel