Sevgili okurlar,
Bugün yine, şöyle olaylar içinde bir sörf yaparak, düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum..
Takdir edersiniz ki, “dijital dünyada” artık, haberlere yasak koymak mümkün olunamıyor!
Ama yine de “yasakçı zihniyet” bir şekilde ortaya çıkıyor ve “kara düşüncelerini” hayata geçirmek için, gereken adım atıyor!…
Yani, bu bir bakıma “insan aklı ile alay etmek” gibi bir şey!
Kardeşim, son günlerin konusu, bir bakıma da iktidarın “ çılgın projesi” olarak takdim edilen “Kanal İstanbul” bölgesinden arazi almışsın?
Bunun gizlenecek yanı, ne ola ki?
İşte Katar ve diğer Arap ülkeleri sermayeli emlak kuruluşları çıktı, “Evet biz şu alandan, bu kadar, bu alandan da, bu kadar yer aldık” diye açıklamalarda bulunmadı mı?
Sonra bu alandan, “kimlerin yer kapattığını” basından okumadık mı?
Hatta, bu haberler arasında “Diyanetin” bile yer kapattığını gazeteler yazmadı mı?
Yalanlayan oldu mu?
Şahsen ben, ne duydum, ne okudum!
Ama bir ülkenin “Hazineden, Maliye’den” sorumlu Bakanı olan Berat Albayrak ile haberler, gerçekten can sıktı?..
Zaten adı birçok konuda zikredilen ve hatta stadyumlarda bile topluca “istifaya” çağrılan damat efendinin, buradan yer alıp, almadığı ne kadar doğrudur, ne kadar eğridir bilemem!
Vatandaş yazılanlara, konuşulanlara ve gerçeklere bakar..O nedenle Bakan Berat Albayrak, kendisi ile ilgili olarak çıkan bu haberleri çıkıp bir güzel ifade edebilirdi..
Hatta, ben bu alandan “Bakanlık forsumu, Cumhurbaşkanı damadı olma ayrıcalığımı” kullanmadan, “vatandaş Berat Albayrak” olarak yatırımda bulundum dese, ne olurdu ki?
Vallahi “kıyamet “kopmaz idi!
Maalesef bu tür “güzelliklere” rastlamak ülkemizde mümkün olmuyor..
Varsa,yoksa “sen-ben” yani “iktidar-muhalefet” kavgası” sürüp gidiyor..
Dahası, bu tür haberlere “yasak” koydurmak neyin nesidir?
Bu hareket, çıkan haberlerin “doğru olmadığına mı” işarettir?..
Yoksa, “satın alınan arazilerin doğruluğuna mı” işarettir?
Doğrusu anlamış değilim!
Biri çıkıp, sanal ortamda bu haberlere “erişim yasağının” koyulmasını izah etse, ne iyi olur?
Kaldı ki, bu ilk uygulama da değildir..
Daha önceleri de, bu tür uygulamalar ile Türkiye, herkesi şaşırtmıştı..
Demek ki, “aynı anlayış, aynı demokratik olmayan tavır “devam ediyor..
Bilinsin ki,”Türkiye bu yasakçı zihniyetlerle” bir yere varamaz..
Hatırlanacağı gibi, bu ülkenin bakanlarının adlarının, yolsuzluklara, “ala-vera, dala-vera ve saatli, akçeli işlere” adlarının karıştığını ve sonuçta, kendilerine dokunulmadığını bilmeyenimiz mi var?
Gelinen bu noktada, Türkiye’de bakın neler ile uğraştırılıyor ve neleri konuşmaya yönlendiriliyoruz!?
Kimi, yangından mal kaçırıyor?
Kimi ise, yanan yüreğine su dökmek için, su arıyor?
Kimi’de” sus-pus” olmuş köşesinden durumu seyrediyor!
Öyle ya, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali bir durum söz konusu!
Ve öte yanda “Açız, işsiz” intiharlarına, “zor durumdayız” canhıraş bağırışlarına, “kendini yakan”, sesini duyurmaya çalışan vatandaşlarda eklendi!
Nerede insanlık?
Siyasetiniz batsın!
Beri yanda, dinin en ulvi yerinde görevde bulunan muhterem, çıkmış, “ bir tuğla koyanlara, cennet ev verilecek” nutukları çekiyor!
Ne kolaycılık, ne aldatmaca, ne riyakarlık?...
Milleti, düpedüz “aptal” yerine koyan ve kendilerini “akıllı” bireyler sananların ülkesi oldu Türkiye!
Neresinden tutsak, ülkenin sorunları elimizde kalıyor!
Bir de  şu “siyasi ayak” tartışması var!
Evet, Türkiye’de bir türlü bulunamayan ve ortaya çıkarılamayan, ortalıkta olan, ancak bir türlü ortaya çıkarılamayan “Fetullahçı Terör Örgütü Yapılanması”nın “(FETÖ), siyasi ayağı aranıyor..
Arayan bulurda, bizimkiler nedense bulamıyor?
Muhalefet iktidarın başını, iktidar ise  muhalefeti bu bağlamda işaret ediyor..
Milletin kafası karışık ama, daha akıllarını yitirmeyenler ,hafıza kaybına uğramayanlar var şükür!..
Bal gibi herkes FETÖ’nün siyasi ayağını biliyor..
Ne hikmetse konu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ((TBMM) gelmesine rağmen, bu “siyasi ayak için araştırma önergeleri” bir türlü hüsnü kabul görmüyor!?
Kimse, şapkadan tavşan çıkarılacağını beklemesin?
Zira, iktidar muhalefete dava açtı..
Şimdi muhalefet iktidara dava açıyor..
Memlekette davalık olmayan kim kaldı ki?
Herkes, mahkemelik!
Bu mahkemeleşmelerden, bir doğru çıkar mı?
Sanmam!
Siz, siz olun en iyisi, bu işlere kafanızı yormayınız!..
En iyi si mi, Sakarya’da düzenlenecek “Kudüs’ü kurtarma mitinglerinde” bayrak sallamak!?
Suriyeli din kardeşlerimiz,  nargile safhasındayken,”ahlı-vahlı “ağlamak!
Ver gazı, ver mehteri yürüsün bizim uşaklar!?..
Ayak altında, ezilsin gelecek kuşaklar!
Hani Sakarya’da yetiştirilecek ti, altın başaklar?
Türkiye’de satılıyor, en güzel, turistik koyaklar!?
Ve eskiden radyodan şöyle bir ses duyardık,
 “Ali Ekber Çiçek’ten türküler dinlediniz”
diye!
Nerede, şimdi o yiğit kuşaklar!