Bayram sonrası yeni bir hafta başında yine beraberiz. Arife günü finansal piyasaları, Sayın Erdoğan’ın müjdesini merak ederek bırakmıştık. Bir hafta önceden KKTC’den müjde vereceğim demeseydi yine iyiydi. Taraflı tarafsız herkesi şok eden müjde, büyük hayal kırıklığı yarattı. Gerçi gaz bulunmamasına sevinen vatandaşlar bile oldu. Her gaz bulundu müjdesinden sonra doğalgaza ve petrole yapılan zamlar ile müjde haberleri vatandaşta korkuya sebep olmaya başladı.
Haftalarca köşeme taşıdığım atamalar da liyakat sorunu en sonunda IMF’in 4. Madde raporuna konu oldu. Bir G-20 ülkesinin merkez bankası üst yönetim atamalarında kalifikasyon kriterlerine uyulmaması bu raporda alenen belirtildi. Görülüp, yaşanmamış bu olayı da gördük ve yaşadık artık. Ben yaptım oldu zihniyetinin hiçbir yerde geçerliliği olmadı, olamazda. Ama biz bu uyarıyı maalesef almış bulunmaktayız. G-20 de ki sıralamada en sondayız. Biraz daha zorlanırsa bu ligden düşeceğiz.
Buralara nasıl geldiğimizin göstergesi olarak yine uluslararası bir rapordan bahsederek devam edelim. Ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü olan OECD’nin 36 ülkeyi içeren raporunda Türkiye’de eğitim hizmetlerinden memnun olan oranı %27 ile sonuncu sırada yer alıyor. Raporun devamında Türkiye’de Adalete güvenin son 10 yılda hızla ivme kaybettiğini ve güvenenlerin oranının %38’e kadar gerilediğinden bahsediyor. Raporun bir diğer kısmında ise kamu çalışanlarının en fazla arttığı ülke yine (yıllık) %3.3 ile Türkiye. Rapora göre Türkiye, Kolombiya ve Meksika ile birlikte kişi başına düşen hükümet gelirinin en düşük olduğu üç ülkeden biri. Aynı zaman da bu üç ülke en düşük kişi başına nominal gelire sahip ülkeler olarak sıralanıyor.
Kartacalı komutan Hannibal Barca’nın, Trasimene gölü muharebesi sırasında dediği gibi “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız.” Son 19 yılda birçok yol yaptık ama yollarımızın tamamı çıkmaza girdi. Hikâye üretmekte hiç bu kadar zorlanmamıştı hükümet. Son 3-4 aya baktığımızda geldiğimiz nokta için bence “nefeslerin tutulduğu” an olarak görülebilir. Yüce Allah yar ve yardımcımız olsun.
BİST100: Bayram öncesi kritik seviyede kapanış yaptık. Endeks için 1.350 üstü ve altı var artık. Üstünde 1.378 ve 1.400 var. 1.400 üstü güvenli bölge konumunda olacaktır. 1.350 altında dip arayışı başlayacaktır. Bayram arifesi yarım günlük işlemlerde yurtdışı ile paralel düşüş yaşadık. Risk almak istemeyenlerde eklenince 1.351 den kapatmıştık. Bizden sonraki 4 işlem gününde yurtdışı pozitif seyretti. Büyük bir aksilik olmaz ise haftaya pozitif bir başlangıç yapabiliriz. Alım iştahından ziyade, o iştahı tetikleyecek bir hikâye oluşmalıdır. Son haftalarda söylediğim sektörlerin ve hisselerin kendi hikâyeleri bazı hisseleri endeksten ayrıştırabilir. Karar verirken bunu göz önünde bulundurmakta her zaman fayda görüyorum.
DOLar: 8,76 üzerinde kapanışlar gelmediği sürece teknik olarak 8.50’lere geri çekilme yaşanacağını iki haftadır yazmıştım. 8.50 altında 8.33 teknik olarak mümkün. Bahanesi ne olur onu kestiremiyorum ama mümkün. Bir pozitif hikayede 7.95 / 7.98 aralığı bile teknik acıdan mümkün. Temel analizde bunu destekleyecek bir hikâye maalesef şu anda görünmüyor. Ama finansal piyasalarda her şeyin iki dakika da değişebileceğini unutmayınız. Bu haftanın bitimi vade sonu olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
ONS ALTIN: Kısa vade hedef olan 1.830$ görmüş olsa da üstünde kapanış yapamadı. Satış baskıları ile tekrar 1.802 $’lara kadar geri çekildi. 1.796 $ altı kapanışlarda görünüm negatife döner ve satışlar hızlanabilir. Gram altında aynı şekilde negatif görüntü sergileyebilir.
Hepimize bol bereketli, sağlıklı, mutlu ve huzur dolu iyi bir hafta diliyorum.