Son günlerde en çok karşılaştığımız hadiselerin başında döviz piyasalarında yaşanan hareketlenmeler geliyor.

Ya haberlerde ya sosyal medyada ya da muhabbetlerimizde bu konu en baş köşeye oturuyor.

Her gün piyasalarda yaşanan gelişmeler hepimizi öyle ya da böyle, bir şekilde etkiliyor.

Bilindiği üzere Amerikan Doları’nın hızlı yükselişinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘dövizlerinizi bozdurun’ çağrısı tüm kesimlerde olağanüstü bir etki yarattı.

İş dünyasından esnaflara kadar toplumun her kesiminden vatandaş dövizlerini bozdurarak bu çağrıya destek verdi.

Şehrimizde de bunun örneklerini gördük. Görmeye de devam edeceğiz gibi gözüküyor.

SATSO Başkanı Mahmut Kösemusul, güven ve istikrarın daha da kuvvetlenmesi için Türk Lirasına, milli değerlere daha çok sahip çıkacaklarını söyledi.

Minibüsçüler Odası tüm hat sahipleriyle birlikte ‘Vatansız Olmaz Dövizsiz Olur’ sloganıyla bir kampanya başlattı.

Yine farklı sektörlerde faaliyet gösteren esnaflar bu çağrıya kulak verip; ellerinden geleni yapmaktan imtina etmedi.

Demem o ki bu çağrı sonrasında benzer kampanyalara son günlerde şehrimizde de sık sık rastlıyoruz.

Buradaki asıl meselenin sadece dolar bozdurmak olmadığına değinmek istiyorum.

Nasıl ki 15 Temmuz gecesi canlarını hiçe sayarak tankların, tüfeklerin önüne atan bu millet, yine örnek bir birliktelik sergiliyor.

Birlik ve beraberlik içerisinde yapılan bir ortak hareket etme duygusunu bir kez daha yaşıyoruz.

Hemen hemen herkes bu işin bir ucundan tutmanın gayreti içerisine giriyor.

15 Temmuz’da da böyle olmamış mıydı? Sakarya’nın tüm ülkeye örnek bir direnişe imza attığını ulusal ve yerel medyada defalarca okuduk.

Ekonomi konusunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine yine Sakarya üzerine düşeni yapıyor. Her zaman olduğu gibi…

Necip Fazıl’ın da meşhur dizelerinde dediği gibi ‘Fakat Sakarya Başka’