21 yaşında, Kurban Bayramı öncesi tedavi olmak için izne gelen Furkan’ı uyuşturucunun kıskacından kurtaramadık.
Genç yaşta yakalandığı madde bağımlılığı geride kalanlara büyük bir hüzün ve acı bıraktı.
Nasıl olur yok mu bunun bir çözümü? Her gün kimyasal maddeler, uyuşturuculardan canlar ölüyor.
Satışı ve içimi her geçen gün artıyor. Yaş ortalaması gittikçe düşüyor. Biz görmezden geldikçe sayıları çoğalıyor.
Artık öyle bir hal aldı ki toplumun yoğun olarak kullandığı alanlarda dahi bu maddeler kimseye aldırış etmeden rahatlıkla içilebiliyor.
Hiç birimizde ne oluyor demiyor, diyemiyoruz!
Yaklaşık 1 yıl önceydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “silahlı terör neyse, uyuşturucu terörü de odur” sözleri ve ‘Bu ülkenin gençlerini uyuşturucu terörüne feda edemeyiz’ ifadeleri bu noktada bir şeyler yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.
20’li yaşlardaki gençlerin madde bağımlılığına kurban gitmesi bir şeylerin eksik olduğunu gösterir.
En büyük suç bağımlılık yapan maddeleri çocuklara ulaştıranlarda elbette. Ancak maksadımız üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?
Uyuşturucuyla mücadele konusunda devletin de burada farklı bir politika izlemesi gerekiyor sanırım.
Biz bu konuda yapabileceklerimize odaklanalım. Ülke genelinde bir seferberlik ilan edilerek; kamu, sivil toplum, medya ve vatandaş işbirliğiyle güzel sonuçlar alınamaz mı?
Bugün 15 yaşındaki bir genci düştüğü bataklıktan nasıl kurtaracağımızı düşünmeliyiz.
Eğitim, aile, toplum bilinci çözümü neyse onun üzerinde yoğunlaşılmalı.
Gittikçe artan madde bağımlılığıyla etkin bir mücadele belki kökten çözüm olmasa da fayda sağlayacaktır.